"Merak"

95 8 1
                                    

Kitap bana tanıdık geliyordu. Ama ne anımsatıyordu bilmiyordum. Tam kitabın bana ne çağrıştırdığını hatırlamaya çalışıyordum ki Ardanın sesi ile kendime geldim. O kadar çok dalmışım ki kitaba Ardanın sesiyle olduğum yerde zıpladım. Benim zıpladığımı gören Arda'nın yüzünü bir gülümseme kapladı. Onun güldüğünü görünce boğazımı temizledim ve...

-Neye gülüyosun sen?
-Sana biraz daha yükseğe zıplasaydın tavana posterin çıkıcakdı.
-Böröz döhö söçrösöydün posterün cüköcökdü!! Aman ne komik!! Neyse bu kitap sana tanıdık geliyo mu?
-Hayır asırlık kitap yaa nerden tanıyım!
-Bana tanıdık geliyo ama!
-Hee heee tanıdık gelir kitap kurdu asır yaşındasın ya sen! Hadi burda kalıp kitap mı sorgulayacağız? Yoksa sınıfa gidip görev mi alıcaz!
-Tamam hadi gidelim...

Kitabı yanıma almaya karar verdim. Kitabı aldım ve çantamın ön kısmına koydum. Hemen sonra da yürümeye başladım. Arda hemen önümdeydi. Merdivenleri çıkdık. Koridor da kimse yokdu. Herkes dersdeydi. Bizde sınıf kapısının önüne geldik. Arda bana bakdı ve bende kafamla kapıyı çal dercesine kafamı salladım. Benden işaret alınca Arda kapıyı çaldı ve içeri girdi. Bende hemen arkasından içeri girdim. Alışılmış bir görüntü vardı yine herkes bize bakıyordu. Ama bu kez hoca çok sinirlenmişdi. Gözlerinden alev saçıyordu sanki. Ne zaman patlıycak diye beklerken bir anda patladı...

-Teşrif edebildiniz sonunda! Alışkanlık yapdı sizde bu durum! Nerdesiniz çocuklar siz? Görevlendirme var erken gelin yarın demedim mi size! İnadıma mı yapıyorsunuz? Bu kezki bahaneniz ney?
(Arda'dan önce ben başladım söze bir bahane bulup Ardayı da kurtarmam lazımdı. Cünkü bu mal beni beklediği için geç kaldığını söylerse yanlış anlaşılcakdı herşey. Önce boğazımı temizledim ve açıklamaya başladım.)
-Şey hocam ben dün telefonumu kurmuşdum ama sabaha karşı şarjım bittiği için alarm çalmadı. Ardayı da ben uyandırıcakdım onun telefonu alarmda çalmıyo arayarak uyandırcakdım. Ben kalkamayınca benim yüzümden o da geç kaldı...
-Peki o zaman bilge sen bundan sonra telefonunun bir tarafından şarj aletini çıkarma! Arda sende bir çalar saat al kendine! Anlaşıldı mı? Sorusu olan?
-Yok hocam anlaşıldı!
-Anlaşıldı hocam!
-Tamam peki o zaman ikinize de ceza şenlik sonu tüm temizliği ikiniz yapcaksınız! Simdi yerinize geçebilirsiniz!

Arda hemen koşar adımlarla yerine gitti. Bende sıranın diğer tarafına dolandım. Hoca görevleri verdiği için bizi serbest bırakdı. Hoca sınıfdan çıkar çıkmaz Azra yanımda bitti. Hiç susmaya niyeti yokmuş gibi konuşmaya başladı. Onu susturmam lazımdı yoksa bütün sınıf bişi var sanıcakdı...

-Bilge ne oluyo? Bana anlatcak mısın artık? Hoca yer o yalanı ama ben yemem! Ne oluyo burda? Hangi ara bu kadar yakın oldunuz Ardayla...
-Suscan mı bi! Anlatıcam herşeyi! Sakin ol önce bi!
-Gel lan buraya eşşek! Sana bişey oldi sandim! Çok korktum!
(Azra o kadar sıkı sarıldı ki bana kemiklerim kırılcak gibiydi!)
-Nefes alamıyorum ama ben şuan!!
-Ahh... Pardon! Şimdi anlat hadi ne oluyo!
(Arda Azrayı duyunca yüzünü buruşturup lafa atladı)
-Hayır..! Bilge anlatamassın! Azrayı tehlikeye atıyosun suan! Yapma!!
-Ne tehlikesi sen neden bahsediyosun?!!
-Arda anlatmak zorundayım!

Azrayı kenara çekdim ve herşeyi tek tek anlatdım. Azra azı açık tek kelime bile etmeden beni dinledi. Herşeyi anlatdıkdan sonra bile bir kaç dakika suratıma melül melül bakdı. Kendine gelir gelmez...

-Oha şaka flan mı bu!! O adamlar burda mı?
-Evet biz arka tarafdan girerken on bahçedelerdi!
-İyi halt ettin Bilge şimdi Azra da tehlikede!
-Hemen polisi arıyalım! Bilge ve Arda olmaz bu şekilde okula kadar gelmişler bulurlar sizi polise gitmeliyiz!
-Hayır!! Olmaz hangi birini içeri attırcan sen! Geride kalanlar bulur ve buldukları yerde ölürsün!
-Ne diyosun sen bee! Böyle kaçmak hoşuna mı gidiyo gerzek!
-Bilge bişi de şu mala oyun oynamıyoruz biz burda! Elimden bir kaza çıkıcak salak salak konuşmasın!
-Heyy..! Tamam susun! Kimse polisi aramıycak ve kimsenin elinden bir kaza çıkmıycak!

Zil çaldı. Hoca sınıfa girdi. Arda ve ben yerimize geçtik. Azra da hocanın yanına gitdi. Hocayla fısıltıyla bişiler konuştular. Hoca Ardaya ve bana bakdı. İçimi bir korku sardı. Herşeyi hocaya anlatıyor olabilir miydi? Anlatmıyordur diye umdum. Azra hocanın yanına geçti gülüyordu. Hoca bize seslendi. Kalbim yerinden çıkıcak gibi çarpıyordu. Hoca seminer salonuna gidip orayı temizlememizi söyledi. Azra da bizimle gelicekmiş. Hoca öyle deyince çok sevindim.Arda,ben ve Azra hemen sınıftan çıkıp seminer salonuna indik. Yolda Arda Azraya dik dik bakiyordu. Dayanamadım sessizliği bozdum...

-Aaahhh... Sinir oldum bu ne sessizlik!
-Bende diyordum dayanamayıp ne zaman patlayacak diye konuşmadan bu kadar süre nasıl durdun hayret!
-Haa haa haa..! Çok komiksin yaaa karnıma ağrılar girdi! Neyse... Arzu sen neden dersten çıkardın bizi? Ders dinlemek daha iyi değilmiydi? Temizlik yapmaya gidiyoruz resmen!
-Kül kedisi olası gelmişdir!
-Salak salak konuşma Arda! Adamlar hala burda mı ona bakıcaz! Buraya hava almak için gelcek değiller ya! Sizi arıyolar ve sınıf ilk bakıcakları yer! Şimdi söylenmeyinde yürüyün!
-Aferim lan içerde az da olsa bişi taşıyormuş..!
-Sus sessiz oll!!!

Koridor duvarının arkasından okulun bahçesine bakdık. Adamlar orda değillerdi. İçim rahatlamıştı ama yinede içimde bir rahatsızlık vardı. Bişiler ters gidiyordu. Sanki birşeyler olucakdı. Azra daha yakından bakmak için okulun bahçesine çıkdı. Tedirğin olmuşdum ve Azraya birşey olmasından korkuyorum. Kendim için korkmuyordum artık Arda bana güven veriyordu. Ve her daim yanımdaydı. Azra bahçeye bakdı ve yanımıza geri geldi. Yüzün de hafif bir gülümseme vardı. Onun o hali biraz olsun korkumu dindirmişdi. Bunun yüzüme yansımış olmasını diledim. Saklandığımız duvarın arkasından çıkdık. Azra rahat bir tavırla seminer salonuna inen merdiveni gösterdi. Arda her zamanki gibi önden hızlı hızlı yürüyordu. Bende Azra ile kol kola arkasından gidiyordum. Arda arada arkasında olup olmadığımıza bakmak için arkasına dönüp bakıyordu. Seminer salonuna geldik kapıdan içeri girdik. İçerisi karanlikdı ama gözüm karanlığa alışdıkca icerdeki eşyaları seçebiliyordum. Azra ve ben kapının hemen önünde durduk. Arda karanlikda gözden kayboldu. Bir kaç saniye sonra ışıklar yandı. Etraf bir anda aydınlandı. Ellerimi gözümün önüne siper ettim. Gözlerim kamaşmışdı. Bir kaç kere gözümü kırparak ışığa alışmaya çalışdım.

-Şu halinize bakın araba farı görmüş kedi gibi dondunuz ikinizde...
-Bende diyordum bize ne zaman takışacak!
-Ahh canım... En büyük hobim sizinle uğraşmak unuttun mu yoksa..!
-Uğraşmayın birbirinizle! Şu salona bakın nasıl temizliycez biz burayı?!
-Hadi başlıyalım yoksa seminer ertelencek temizlik yetişmediği için...
-Peki... O zaman Arda sen sahneyi arala bizde süpürüp silelim... Uyar mı size?
-Bana uyar!
-Banada başlıyalım hadi! Bu arada burası bitince eve gidebiliceğiz ve ben eve erken gitmek istiyorum!
-Sanki evde bişi yapıyo kocan mï bekliyo evde ocakda yemeğin mi var Azra hanımefendi?
-Arda çok konuşma da başla bir yerden!

Ben süpürgeyi buldum ve salonun arkasindan süpürmeye başladım. Azra'da arkamdan siliyordu. Arda ise sahnedeki kolileri sahne arkasına taşıyordu. Tam o sırada ışıklar gitti bir anda. Hiç bir şey görünmüyordu. Azra'ya ve Arda'ya seslendim. İkiside beni duyuyordu. Arda bize yerimizden ayrılmamamız gerekdiğini ışığa bakıcağını söyledi. Süpürgenin sapını iyice kavradım. Biri dokunsa hemen saldırcak durumdaydım. Bir ses duydum. Birisi geliyordu seminer salonuna. Kaldim her ses yaklaştığında daha hızlı atıyordu. Kim olabilirdi bu? Acaba bizi bulmuşlarmıydı? Işıkları da onlar mı kapatmışdı? Arda nerdeydi? Ses vermiyordu. Kötü bişi olmamasını diledim. Kapıdan bir ışık yansıyordu. Bu bir el fenerinin ışığıydı. Kim geliyordu! Işıkların olmadığını nerden biliyordu?

********

(Bir sonraki bölümde o kapıdaki kişinin kim olduğunu öğeneceğiz! Acaba bu kez kaçmak zorunda kalıcaklarmı?  )

"Okuduğunuz için teşekkürler... Bir sonraki bölüm en kısa zamanda yayımlanıcak inşallah..!"


GEÇMİŞ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin