Ani Karar

5 0 0
                                    

            Size kötü bir haberim var; birincisi sabahtan beri ekstra çalıştım kıçımdan ter aktı ikincisi ise, bu hikayenin son bölümünü yazmaktayım. İlk önce birincisini açıklayayım; Sabah erkenden kalktım, Equiron kıyafetimi çıkarttım ve tekrar güneş topumu elime aldım. 

           Yerde bulduğum kalınca metala güneş topumu sürttüm (tüylü) sonrada tekrar giydim artık bir şovalye idim yani Equiron kıyafeti metalin formuna büründü ve ben onu klasik bir hareketle üstüme giydim ( boğazım ve ayak bileklerimi topa dokundurarak) Artık tam bir savaşçıydım ondan sonra zıpzıp ı bulup ekstra çalışma yaptık yakın dövüş teknikleri falan filan. Yorulmadığımı görünce şaşırdı ve artık kendimi aşmayı öğrenmiştim en azından zıpzıp ın gözlerine odaklandığımda bir sonraki hamlesini görebiliyordum yorulmama özelliğim yani Equiron dan bana kalan mirasımı da geliştirdik. Nasıl mı? yüz defa bana zıplamamı söylediler en son zıpladığımda tüm orman ve surlar ayaklarımın altındaydı inanılmaz değil mi? artık ultra kanguruyum! görebildiklerim gözlerim sadece insanlar üzerinde etkili değildi nasıl mı anladım? Köyden bir grup çıkıp, ormanda gezen robotlardan birine saldırdı ve içindeki pilotu bayıltıp köye getirdi. Pilot insan mıydı? HAYIR TABİKİ DE! Equirondayken konuştuğumuz ırk şu ruh çekiciler, bu kaosun başı olan ırk, gezegenlerin yok olmasından güçlenen ırk hayvani derisi ve mor gözlerine baktım olmadı, yakınlaştım (hayvanın nefesi bok gibi kokuyordu) suratı bir kurdu anımsatabilirdi ama değildi. Hayalinizde canlandırdığınız en pis hayvan olarak canlandırın gözünüzde (sizin zihninizi serbest bıraktım bunu da zıpzıp öğretti beyin serbestliği...) her neyse yaratığa baktım, tüyleri bir anda kirpi gibi sertleşti onu tutan köylüler çoktan yaralanmıştı birden bire bu ırkla baş başa kalmıştım, dövüşecektik (hadi bakalım!) hayvan öyle pislik bir şeydi ki ağzından çıkan salya insan bokuna benziyordu( midem bulanmıştı) İlk atağı yapan hayvan oldu nazikçe sıyrıldım (ruh emici yabani pislik!) hayvan saldırıyor ben kaçıyordum (dalga geçiyordum ben artık gözcüydüm...) hayvan bana son darbesini vurmak için geldiğinde tüm nefesimi tutup boğazından yakaladım hayvanla burun buruna geldim bünyesi benden kat ve kat iri olmasına rağmen elim arasında can çekişiyordu deli gibi debelenen vücudunun enerjisini elimin içinde hissedebiliyordum (aşağılık herif veya karı) gözlerine baktım, ben odaklandıkça sinirli gözlerin halini korku dolu bir hal aldı sanki benim gözlerime baktığında ölümü görüyordu devam ettim bakmaya, ve birden debelenen enerji kendisini bıraktı... 

           Leş i yere bıraktıktan sonra, başımın zonklamasından bende kendimi yere bıraktım. Anlamsız bir yorgunluk vardı aslında anlamlıydı (fikir değiştirdim) ilk defa enerjimi kullanarak birini öldürmüştüm. Hava yavaşça kararmaya başlamıştı, bende eğitimde paso dayak yiyordum bunların ağzına sakız olmuştum o leş bana biraz saygınlık kazandırmıştı. Hava karardığında, zıpzıp beni kolumdan çekip yapay bir gölün yanına götürdü ve konuşmaya başladık işte nereden geliyorsun? sen kimsin? kaç yaşındasın? (izdivaç programındayım sanki... evin araban var mı demedi Allah'tan) gece kendisini iyicene bastırdığında gölün parıl parıl parladığını gördüm inanılmaz bir yerdi gök yüzü oldukça açıktı yine yıldızları izliyordum sonra oda bana ayak uydurdu ve gecenin karanlığını izlemeye koyulduk. O sırada birden beynimi boşaltmak istedim ve zıpzıpa her şeyi anlattım. Ben anlattıkça rahatladım o dinledikçe şaşırdı bir mucize edası vardı suratında dediklerim bitince beni apar topar kaldırıp, koloninin en yaşlısının yanına götürdü. (yaşlı japon başka bir dede!) zıpzıp kendi dilinde bir şeyler dedi ve kırışık dede gözlerini bana dikdi ve tekrar ona döndü. Bir şeyler konuştular ve zıpzıp tekrar yanıma geldi. 

- Büyükbaba Yoshiro geleceği görür, mucizeleri bize söyler. 

- Ee banane?

sonra dede beni yanına çağırdı ( en son Equirondaki dedeyi dövüyordum!) dedelerle anlaşamıyordum ama bu adam benimde ilgimi çekmişti (merakımı canlandırmayan bir şey yoktu ki!) bende oturdum yanına ve bana bakarak kendi dilinde bir şeyler söyledi o bıdırdadığında Equirondaymış gibi hissettim. Anlamadığım bir varlık bir şeyler diyordu sonra zıpzıp geldi ve tercümanlık yaptı. 

EquironHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin