Bölüm 4

18 2 0
                                    

Günlerim şeker prensle geçiyor. Taş kafa ya babasının yanında oluyor ya da kavga ettiğimiz için diğer arkadaşlarının yanında. Eski yakınlığımız yok artık. O samimiyet yok. Artık her saniye konuştuğum arkadaşım değil her saniye tartıştığım sinir bozucu bir sevgili. Bazen aramız çok iyi bazen çok kötü ama ben artık içimden gelerek yazmıyorum ya da mesaj beklemiyorum. Hani derler ya varlığıyla yokluğu bir diye aynen öyle. Mesela ben , o , şeker prens ve gözlüğün olduğu grupta ikimiz de yazıyoruz aslında gruptaki herkes yazıyor tabiri caizse geyik muhabbeti yapıyoruz ama gruptaki herkes özelden de birbiriyle konuşuyor. Ben de hem gruptan hem de ayrı ayrı üçüyle de özelden konuşuyorum ama mesela taş kafaya en son yazıyorum ya da hiç cevap vermiyorum unutuyorum. Tabii ona cevap vermeyip grupta kahkaha atınca hemen "bir şey mi oldu ? Soğuk davranıyorsun" demeye başlıyor. Sevgiline nasıl diyeceksin seni unuttum daldım diye. Diyemiyorum tabii buluyorum bir bahane ama bu böyle nereye kadar gider hiç bilmiyorum. Her neyse bugün taş kafayı değil şeker prensi anlatacağım. Taş kafanın aksine şeker prensle çok iyiyiz. İlk tanıştığımızda onun hakkında düşündüğüm her şeyi yerle bir etti. Öylesine ilgili öylesine sıcak ki. Hiçbir şey gizlemeden her şeyini anlatıyor , kafasını kurcalayan önemli konularda bana danışıyor. En saçma konularda bile hiç sıkılmadan konuşabiliyoruz. Taş kafayla olan her şeyi biliyor , akıl veriyor. Böyle şeyler karşılıklı olur ya hani o bana içini açınca yakın olunca ben de öyle oluyorum haliyle. Aramızda tek bir duvar dahi yok bunu hissediyorum. Diğerlerinin aksine ne sevgisini ne de ilgisini gizliyor. Ben de gizleyorum. Zaten gizlemeye ne gerek var ki ? Sanki gizleyince ne oluyor ya da elimize ne geçiyor ? Bir saniye sonrasının garantisini kim verebilir ? Bu yüzden kasıntı yaşamaya gerek duymuyorum. Keşke demektense iyi ki yaptım demek daha mantıklı geliyor. Her yaptığımızın sonucu iyi , güzel , mutlu olacak diye bir şey yok ama en azından içimizde kalacağına yaptım ne olduğunu gördüm bundan sonra böyle yaparım ya da yapmam deme şansımız olur. Çünkü bir keşke dediniz mi inanın o sizi yiyip bitirene kadar durmuyor.
Bu yüzden şeker prens herkesten öte ve benim için her şeyin üstünde öyle ki dışarı çıkarken giyeceğim kıyafete kadar ona danışıyorum. Geçen gün alışverişe çıktım arkadaşlarımın hepsi yazlıkta olduğu için yalnızdım. Bu yalnız olduğumu duyunca koştu geldi. Birlikte saatlerce alışveriş yaptık. O kadar güzeldi ki anlatamam. Geçen gün de taş kafayla yemek yapacaklar evde kimse yok beni aradılar makarna nasıl yapacağız diye. Elimden geldiğince anlattım öyle böyle yaptılar bir şeyler. Şükür hala yaşıyorlar..
Asıl olay şu : geçen gün benim doğum günümdü. Gece yarısı oldu işte hani insan çaktırmaz ama bekler ya ben de öyleyim. Bekliyorum mesajlar geliyor işte okuldan , akrabalardan falan ama taş kafadan tık yok şeker prensten de tık yok. Bir de hani o sıra konuşuyoruz normal bir şekilde. Tutup da neden kutlamadınız diyecek halim yok tabii. Diyorum hani kutlarlar şimdi kutlayacaklar yok. Sabah oldu hala yok. Öğlen oldu ben dedim tamam unuttu bunlar baktım taş kafadan mesaj. Video atmış. Açtım işte bu salak kendini çekmiş günün her anında farklı bir yerde işte bir şeyler söylüyor doğum günümü kutluyor. Sevinçten ne yapacağımı şaşırdım çok güzel hazırlamıştı. Sonra hemen aradım teşekkür ettim. Hazırlanıyordum o sırada dışarı çıkacaktım şeker prense anlattım böyle böyle diye meğer fikri taş kafaya veren oymuş. O sırada zaten o da kutladı. Uzun yazmayı pek beceremiyor ama onun standartlarına göre uzun sayılan bir mesajdı ve inanın roman yazsa o kadar etkili olamazdı. O kadar içten o kadar güzeldi ki. Biz tabii hemen buluştuk Fenerbahçe'nin amblemi şeklinde pasta yaptırmışlar. Biz yine aynı grup hep birlikte kutladık üç yıl önceydi ama inanın hala o günkü kadar güzel bir doğum günü geçirmedim. O gün herkes yakındı aradaki buzlar erimişti. Gözlük şeker prensi hiç sevmez şeker prens de gözlüğü tabii ama onların bile anlaştığı bir gün geçirdik. Her şeye rağmen güzeldi şimdi bile hatırlayınca yüzümde bir gülümseme oluştu. Evet merak ettiğin sorunu cevaplayayım sırdaş. Dört bölümdür bahsettiğim bu üç insan da halen hayatımdalar. Üç yıl önceki sıfatlarla mı ? Hayır ama ben hala onlarla yakınım ve hala her birini üç yıl öncekinden daha çok seviyorum. Çok şey yaşadık çok şey oldu herkese ve her şeye rağmen kopmadık umarım bundan sonra da kopmayız ve yine umuyorum ki hayat sana da böyle sadık böyle mükemmel dostlar kazandırsın sırdaş hoşçakal.  Sevgiler mutlumutsuz.

SöyleyemediklerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin