O gün hiç telefonu çalmamıştı Teoman'ın sessizce yatağa gömüldü ve artık umursamıyordu eskisi kadar yani umursamayacaktı , hepimiz kendimize böyle aptalca sözler veririz ancak tutmayı bir türlü beceremeyiz. Bu da onlardan biriydi işte . Er geç sabah olmuştu , iyi uyumuştu bu sabah kalktı ve banyoya yöneldi , elini yüzünü yıkadı , sessizce kahvaltı masasına oturdu bir dilim ekmek biraz peynir bir kaç zeytin.. kahvaltıdan sonra televizyonu açtı , tatil günüydü bugün yapabildiği tüm tembellikleri yapmaya karar kılmıştı . Derken telefonu çaldı arayan arkadaşı Enis idi, buluşmak isteyip istemediğini sordu . Teoman hayır yanıtını verip telefonu tam fırlatacaktı ki bir arama daha geldi. Bıktım ulan sizden gelmeyeceğiz dedik ya diyerek telefonu kulağına götürdü
-Efendim ??
+ Nasılsın burcu ben .. Burcu .. nasıl ama burcu ımm demek burcu , kafasında saçma salak bir sürü duygu durum belirdi
-E e .. iyiyim sen nasılsın ?
+ Bende iyiyim hadi bugün kadıköye gidelim hem biraz hava alırız bende gönlünü alırız ne dersin ?
-Tabi tamam kaçta yani ?
+ Şuan ben Beşiktaş iskelesinin oradaki kafedeyim bence yarım saate burada olursun
-Tabi saat 3 gibi oradayım hazırlanayım
+ Tamam bekliyorum hadi bakalım .
Yaklaşık 20 dakikaya kalmadan hemen duş alıp en güzel kıyafetlerini giyip evden ayrıldı Teoman. Hemen evinin önündeki metroya atladı. Ve kısa zamanda iskeleye doğru çıkış yaptı. Telefonu eline aldı ve burcuyu aradı .
+ Alo neredesin ?
-Çarşının içindeki kafedeyim gelsene ..
+ Tamam birazdan oradayım . Tamam dedi ama neye tamam dediğini o da bilmeyerek yürümeye başladı. ilk durağı hemen makarnacının karşısı olan kafeydi. İçeriye girdi ve elini uzattı :
Burcu : Sarılmanı bekliyordum ? Bu ne resmiyet :)
Teoman : Pardon biraz yoruldum da , diyerek kucakladı biraz çekingence biraz..Koyu bir sohbete daldılar gelmişten geçmişten yaptırdığı dövmeden ... her şeyden bahsettiler , keyifli bir sohbet havası gidiyordu . Hadi kalkalım dedi burcu , yeterince oturduk . Çarşıda yukarıya doğru yürürken burcu ani bir hamle ile Teoman'ın elini tuttu , birbirlerine biraz baktıktan sonra gülümseyip yola devam ettiler .Önce barlar sokağına doğru çıkıp hediyelik eşya satan yerlere girdiler.. maketler oyuncaklar giysiler.. doluydu her yer bir kaç tane de resim çekindiler birlikte . Yavaş yavaş yorulmuşlardı artık . Hem acıkmışlardı da . Hadi dedi teoman seni pilavcıya götüreyim. Sohbet ede ede atlaya zıplaya girdiler içeriye o kadar mutluydu ki, hayatı boyunca toplasan üç beş kez daha böyle olmuştu sadece. İki tabak pilav söyleyip eskilerden yenilerden konuşup durdular. Hesabi ödeyip kalktılar sanki sevginin hakkını verebilecekmiş gibi. Derken moda sahiline doğru kol kola yürüdüler birlikte bir simit aldılar yarısı ikisine yarısı kuşlara. Sevda da cimrilik olmazdı ama kuşlar bundan anlamazdı. Moda sahilinde br banka oturdular. Gökyüzü tam anlamıyla mora çalıyordu saat akşamın 8 'i olmuş sonbahar her türlü hissettiriyordu kendini. Bu mükemmel hava da bunun cabasıydı.Burcu biraz durduktan sonra bana sarılsana dedi. Teoman gözlerini kocaman açıp olur diyerek öyle bir sarıldı ki sanki tüm dünyayı kucaklıyordu. Sıkıldı burcu bıraktı hemen tekrar oturdu yerine. Yanağını uzattı öpersin diye düşündüm . Tabi diyebildi teoman ve utanarak öptü onu. Yanağına kondurduğu o buse kalbini söküp yerlere atmış sonra uzaya fırlatmıştı.
Burcu : Çok geri durmuyor musun sence de ?
Teoman : Ben sana bakmaya kıyamıyorum burcu öpmek şurada dursun , ben sana sarılınca kalbim duruyor , senin kalbinle devam ediyorum hayata.
Burcu : Canım benim ya , derken telefonu çaldı ve açtı sessiz sessiz konuştu .
Teoman : Kim ?
Burcu: annem arıyor hadi gitmemiz lazım.
Teoman : Kötü bir şey mi oldu ?
Burcu : Hayır tatlım hadi kalk
Teoman : Bir kez daha sarılsaydık ?
Burcu : Yolda sarılırız hadi teo , dedi ve hızlı hızlı yürümeye başladılar , sanki arkalarından atlı kovalıyordu. Teoman duraksadı
:Sen bu ara çok fazla takılıyorsun bence gökhanla ?
Burcu : Arkadaşım benim sadece , kıskandın mı ?
Teoman : Biraz, dedi ve yollarına devam ettiler teomanın içinde alevler küller yanıyordu ve biliyordu ki ona sarılmadan geçmeyecek asla . Ona bir kez sarılsa her şey geçecekti aslında .. ama yok, derken durağa geldiler :
Burcu : Hadi öpeyim seni de git
Teoman: Sen gidene kadar beklerim
Burcu : Gerek yok hayatım git hadi
Teoman : Hay.. hayatım.. mı ? Duyduğu en güzel kelimeydi belkide hayatım kelimesini ondan duymak bir annenin evladından anne deyişini duymak gibiydi adeta
Burcu'ya sıkıca sarıldı hiç bırakmayacak gibi , sanki dünyanın sonu gelmiş gibi. Dakikalarca sarıldı ve yanağından öptü. Derken otobüs geldi hoşça kal .. dedi burcu ve el salladı . Derken tozu dumana katarak uzaklaşan otobüse bakakaldı teoman.. O akşam çekindikleri resimlere bakarak defalarca defalarca kafasında kurarak durdu teoman. Hayat burcu ile güzelmiş yeni anladım dedi hep içinden . Ve o aptal aşık gülümsemesini takınarak telefondan resimlerine bakarak uyuyakaldı..
![](https://img.wattpad.com/cover/48149278-288-k422208.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmamış Mektuplar
Fiksi UmumTeoman kendi halinde yaşayan saf duygularını henüz kaybetmemiş bir adamdır. Yıllardır bir kadınla konuşurken heyecanlanır , kendine gelemez işi ve ev arasında mekik dokur bir insanken. İş yerinde hiç beklenmedik bir insanla tanışır. Durağan hayatı...