Teoman harika geçen bir cumartesiden sonra hala sevgi kelebeği gibi uçuyordu. Her yediği burcu her içtiği burcu saat burcu'ya çeyrek var.Her yer burcu burcu kokuyordu . Sabah erkenden kalktı güzel bir pazar kahvaltısı hazırlamak için. En demlisinden bir çay koydu ve iki tost. Yemekten sonra salona geçip telefonu eline aldı. Ancak ne bir mesaj vardı ne bir çağrı. Allah Allah daha uyanmadı mı acaba ? Diye düşündü .Defalarca aradı .. çalıyor ancak açılmıyordu o telefon. Evden çıktı ve ailesinin evinin yolunu tuttu , biraz kafa dağıtmaya ihtiyacı vardı. Bir dolmuşa atladı ve kulaklıklarını takıp hayale daldı. Şarkıda seni ben değişmem diyordu , gerçekten değişmez miydi ? Hem burcu ne bulmuştu Teoman'da ? Orta halli biriydi işte .. Elinden gelen tek şey iyilik yapmaktı , uzun bir yolculuktan sonra ailesinin yanına vardı. O gün telefonu elinden hiç düşürmüyor ailesiyle çıktığı akşam gezmelerinde çarşıda bir aşağı bir yukarı giderken her mesaj sesine o diye irkiliyordu. Ama nafile o telefon çalıyordu ancak açan yok..
Sabah yatağından hızla kalktı ve telefona baktı. Ne bir mesaj ne bir ileti , kendini çok kötü hissediyordu biraz da nefes alamıyordu sanki. Aynaya doğru yürüdü . ve aynada gördüğü manzara karşısında irkildi. Eli yüzü her yeri kan içindeydi. Birden kalp atışları hızlandı gece uyuyakalırken hafifçe ağlamıştı. acaba uykusunda kendine zarar mı vermişti ? Annesi kalkıp günaydın diyecekti ki o da korktu . Lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı ve çıktı. Muhtemelen burnu kanamıştı . Bir kız için nasıl oluyor da bunlar oluyordu anlam veremiyordu.. Bir kaç gün işe gelemeyeceğini bildirdi ve telefonu bir kenara savurdu. Kararlıydı ona eziyet eden bir kişiye daha fazla katlanamazdı. Bir kaç gün dinlenmiş kendine gelmiş sosyal ağlardan olabildiğinde uzak durmuştu. Televizyonu açıp tamda Behzat Ç izlerken telefon çaldı. Arayan yabancı bir numaraydı
Teoman : Efendim ?
Yabancı : Merhaba nasılsın ? Bu ses tanıdık bir sesti ! Bu ses burcunun sesi olmalıydı ! Hatta oydu
Teoman : Burcu ?
Burcu : Evet benim ,işe bir kaç gündür gelmiyorsun merak ettim hasta dediler iyi misin ne oldu ?
Teoman : Hiç biraz üşütmüşüm , neden telefonlarına bakmıyorsun ? Seni defalarca aradım !
Burcu : Tatlım acele ile evden çıkmışız yazlıktayız şuan beykoz'da telefon evde kaldı , bu annemin telefonu zar zor izin aldım.
Teoman : Anladım
Burcu : Ne zaman işe döneceksin ?
Teoman : Yarın geleceğim
Burcu : Tamam o zaman yarın seni görmek istiyorum diye devam etti tam bir saat kesintisiz telefonda sohbet ettikten sonra , burcunun annesinin müdehalesi üzerine telefon kapandı. Teoman onca sıkıntıyı bunun için mi çektim ben diye kendi kendine güldü. Bazı şeyleri kafamızın içinde ne de çok büyütüyorduk . Onlardan kaçamıyor daha çok kuruyorduk , hayat işte böyleydi kafamızın içi ve dışı. Bunlar birbirine uymazsa sorunlar baş gösteriyordu. En iyisi düşünmemek diye geçirdi kafasından.
Ertesi gün iş yerinde su sebili önünde karşılaştılar. Burcu koşarak sarıldı teomana ve onu yanaklarından öptü iki kere. Sıkıca sarıldı teoman . Bir daha ayrı kalmayalım dedi..Abartma dedi burcu alt tarafı bir gün onda da akşam aradım zaten. O gün iş yerinde akşama kadar her molalarında buluştular. Çıkışta biraz etrafta gezdikten sonra kaçamak bir dudaktan öpüşme sonrası arabası geldi burcunun. Bindi ve gitti. Teoman o sevinçle hoplaya zıplaya gitti. Yaklaşık bir ay el ele tutuşmalar gibi sevgilisel hareketlerle devam edip bir türlü resmiliğe yanaşmadılar. Teoman ona açıldığının cevabını bir türlü alamamıştı . Cafede otururken defalarca sordu ve acele etmeyelim yanıtını aldı . Ulan daha neyin acelesi ? Onca şey var yaşanan diye düşündü , ancak burcu onunla aynı fikirde değildi. Zaten her zaman bir taraf çok severdi . Bu oyunda da kurbanımız teoman'dı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmamış Mektuplar
Narrativa generaleTeoman kendi halinde yaşayan saf duygularını henüz kaybetmemiş bir adamdır. Yıllardır bir kadınla konuşurken heyecanlanır , kendine gelemez işi ve ev arasında mekik dokur bir insanken. İş yerinde hiç beklenmedik bir insanla tanışır. Durağan hayatı...