Lise Belası

21. "Dans Edelimmi ?"

Multimediada Demir var iyi okumalar...

Bölüm şarkısı : Kenan Doğulu - Tencere Kapak

Mira

Beni kafasına göre öpüyordu. Bu ne kadar hoşuma gitsede bir yandan sinirlerimi bozuyordu. Evet hoşuma gidiyordu. Onun sıcak dudakları her bana değdiğinde içimde bir şeyler kopuyordu. Elektrik çarpmışa dönüyordum . Dünya duruyordu. Onu ne itiyordum. Nede karşılık veriyordum. Şu ana kadar beni üç kere öpmüştü. Beni sevdiğini söylemişti. Aslında onunla oynayıp sevgilim olduğunu söylemiştim ve ciddi anda sinirlenmişti ve gitmişti. Üzülmüştüm aslında sadece şaka yapmak istiyordum. Sevgilim falan yoktu bende birazcık olsada hoşlanıyordum ondan ama bunu hala kafamda kesinleştirmemiştim. Ezgi ne güzel bir ilişki yaşıyordu. Yüzünü görmez olmuştum sürekli Berk ile beraberde sadece yatmadan önce biraz konuşuyorduk o kadar. Bu durumdada ben tatilimi resmen Demir ile geçiriyordum.

Şuansa akşam eylencesi için hazırlanmış Ezginin giyinmesini bekliyordum . Üzerime siyah yüksel bel şortumu onun üzerinede göbeği açık buz mavisi bir body giymiştim. Ezgi yanıma geldiğinde ona baktım. Üzerine mor renginde bir elbise giymişti esmer olduğundan mor ona çok yakışıyordu. Memnuniyetle gülümsedim

"Berk bu akşam çıldırıcak desene"

"Demirde farksız sayılmaz bence"

Diyip gözleriyle üzerimdekileri gösterdi.

"Demir benim bir şeyim değil. Sadece arkadaşız"

"He Mira he . Sen öpüş çocukla sonra hala 'just friends' gibi takıl yeme beni burda"

Dediğinde göz devirdim. Ezgi ve şu lafları yokmu adamı deli ediyordu.

"Berk sana nasıl katlanıyor?"

"Onun yanında uysal bir kediye dönüyorum kanka"

"Ha bana özel"

"Aynen bebek . Şimdi çık dışarı bizi bekliyorlar"

Dediğinde kapıya doğru yönlendim. Ve dışarı çıktım. Demir her zamanki yakışıklılığıyla karşımdaydı. Üzerine kaslarını gösterecek derece yapışan siyah bir tişört ve altınada siyah pantalon giymişti deri ceketide vardı üzerinde. Siyahlara bürünmüştü. Berk ise kot pantalon ve asker yeşili bir tişört giymişti.

"Hadi gidelim"

Dedi Berk . Ezgiyle elleri buluşken gene önden sohpet ederek yürümeye başladılar. Demire ufak bir bakış attım. Kaşları çatık ilerisine donuk bir şekilde bakarak ilerliyordu. Yanyana konuşmadan yürümeye devam ederken eylenceli müziğin sesi kulaklarımı doldurdu. Otelin büyük havuzunun orda yapmışlardı eylenceyi . Koca havuzun etrafında küçük masalar vardı. Garsonlar gezinip duruyordu. Bazı çiftler ilerdeki çimenlik alanda oturmuş ve yakın bir biçimde ... neyse işte ondan yapıyorlardı siz anladınız.
Tamam yiyişiyorlar!

Etrafı süzmem bitince bir masaya doğru ilerledik. Küçük uzun yuvarlak masanın etrafında dördümüz dizilirken elimde tuttuğum telefonu masaya koydum. Cebim yoktu ve elimde taşımaktan avuç içlerim terlemişti.

Demir telefonumu alıp cebine attı

"Ne yapıyor-"

"Alabilirler bende kalsın"

Diye sözümü bölerek ters bir cevap verdi. Hala denizde ona söylediğimemi takılmıştı ? Belkide başka birşey olmuştur.

"Demir sen iyimisin?"

"Birde soruyormusun Mira"

Diye bana öldürücü bakışlarını attı. Tamam bana sinirliydi. Ve şuan o korktuğum ses tonu ve bakışlarını kullanıyordu. Sesimi çıkartmayarak önüme döndüm. Birazdan sakinleşirdi heralde.