Mira Soylu
3 hafta sonra...
Sabah gözlerimi zorlukla açtım. Göz kapaklarım acıyordu. O gün Ezgi ile baya konuşmuştuk ikimizde karşılıklı ağlamıştık. Dost olmakta buydu zaten. Acılarınıda mutlu anlarınıda beraber yaşamaktı. Demir ile üç haftsdır konuşmuyordum. Mümkün olduğunca ondan kaçıyordum. Bir bakıma alışıyordu insan acı çekmeye , sevdiğinin yokluğuna alışıyordu. Ama onu sevmekteb vazgeçemiyordunuz. Her zaman bir eksiğiniz oluyordu. Sanki içinizde bir soğukluk vardı siz o soğukluğa alışıktınız ama yinede bir güneşe ihtiyacınız oluyordu. Işte Demirde benim içimdeki soğuğu dindirecek kişiydi. Üşüyordum ama alışmıştım. Tek değişmeyen şey onu özlememdi en çokta o beni benden alan kokusunu özlemiştim.
"Mira hadi okula bırakıyım seni"
Diye aşağı kattan seslenen Meriçe göz devirdim. Hızlıca giyinip aşağı kata indim.
hiçbirşey yemeden evden çıktım.
Meriç beni okula bıraktığında sınıfa girip mecbur olarak Demirin yanına oturdum. Okula gelmiyordu. Ilk defa bugün görmüştüm. Ağzımı açmamak için zor tutmuştum. Berbattı. Sakkalları uzamıştı , saçlarıda uzamıştı ayrıca dağınık görünüyordu. Simsiyah giyinmişken ona tek renk veren şey bal rengi gözleriydi.
Sesimi çıkartmadan yanına oturdum. Burnuma hiç değişmeyen kokusu gelince doyasıya içime çekmemek için zor tuttum kendimi. Kalbim çok acıyordu. Ne kötüydü bu his. Dibimde otursa bile Demir çok uzaktı. Artık biz olamazdık. En çokta bu benim canımı yakıyordu.
Demir kafasını çevirip kızarık gözleriyle beni izlemeye başladı rahatsız olmuştum. Bana neden öyle bakıyordu ki ?
Kafamı aşağı eğdim. Bana hala baktığını hissedebiliyordum.
"Mira kaldır kafanı o mavi gözlerine ihtiyacım var lütfen"
Sesi...o kadar çağresizdiki , şimdi sarılıp avutasım gelmişti. Allahım Demir acı çekiyordu. Bariz belliydi. Ama içimdeki şu lanet gurur denilen şey yüzünden Demiri affedemiyordum.
Kafamı kaldırıp ona baktım. Izin vermiştim. Ikimizde birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Gözlerimiz konuşiyordu. Demirin hiç duygu belli etmeyen gözleri şuan apaçık duygusunu belli ediyordu.
Pişmandı, , özlemişti. Görebiliyordum.
Bense sadece kırgındım kızgındım. Başka hiçbirşey yoktu ha birde delicesine seviyordum. Ama olmazdı.
"Mira çıkışta benimle gelmek zorundasın"
Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Neden?"
"Bana inanman için seni bir yere götürücem"
Ne kadar onunla gitmek istemesemde merak duygum bu isteksizliğimi bastırıyordu. Bana ne göstercekti? Daha ne diyecektide ben ona inanacaktım? Başka bir kızla yatmasının ne gibi bir açıklaması olabilir?
"T-tamam"
Diyebildim.
Ilk ders bittiğinde hemen sıramdan kalktım ama kalkmamla gözüm karardı sendekeyip düşecekken belikde güçlü bir kol hissettim. Sanırım yemek yemediğim için tansiyonum düşmüştü.
Beni tutan Demirdi. Nefesim kesilmişti uzun zamandır ilk defa böyle yakın olmuştuk. Görüntüm geri gelince hemen geri çekildim.
Ezginin yanına giderken arkamdan "sakar" dediğini duymuştum.
Hava almak için bahçeye çıktım. Aynı zamandada Ezgiyi arıyordum. Berkle beraber çardakta oturuyorlardı. Yanlarına doğru ilerledim.
İlerlerken Sinem denilen kız önümü kesti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Belası
Teen FictionAteş ve Barut yanyana gelemezdi. Birisi kül olur gider diğeri ise sönerdi. Ama burada farklıydı ateş ve barut yanyana gelmişti. Demir ve Mira hiç olamayacak bir ilişkinin içerisindeydiler. Ya bundan kurtulacaklardı , Yada kül olasıya denk yanacakla...