Benim en büyük hayalim gözlerinin içine bakarak şarkı söylemekti. Ama yapamadım, yapmak istemedim. Bi tedirginlik, bi kırgınlık hissettim gözlerinin kaçamak satırlarında. Ve ben kaybolmak istedikçe karanlık satırlarda sen kaçırdın gözlerini benden.
Ne acelen vardı ?
Daha söylemem gereken yüzlerce şarkı vardı sana, beraber yazacağımız şiirlerimiz olacaktı.
Sezen Aksu çalıyor.
"Vazgeçtim" diyor. Vazgeçtim mi bilmiyorum diye betimlemiştim kısaca şarkının sonuna.
Ve ardından;
Tükendim diyor.
'' Tükendik mi biz ? '' demek istiyorum sabahın ilk ışıklarında.
Duvarlar üstüme üstüme geliyor sanki. Ama sen gelmiyorsun ? Gına geliyor sen gelmiyorsun.
Ve artık senin bana gelmen bir şey ifade etmiyor, ifadelerimi loş ışık altında acımasızca sorulan sorularda bıraktım ben.
Demir parmaklıklara giden gençliğimi sorgular oldum.
Sustum;
Son defa şehrimi izledim, sanki bir daha hiç görmeyecek gibi kısa ve dar demir parmaklık arasında. Gözüme takılan herşey bir bir arkada kalıyordu.
Tıpkı geride kalan çocukluğum gibi.
Bir şey diyemedim. Ben suçsuzum diyemedim kimseye.
Çaldılar çocukluğumu, haylaz bi o kadarda yaramaz ama efendi çocuklardık biz.
Büyümekle hatamı yaptık, yoksa büyüklerimi dinlemeyerek mi hata yaptık derken ?
Aklıma geliyorsun yine.
Ve odam ay ışığına doğru aydınlanıyor bi nebzede.
Ve artık o bana huzur veren sesini unutmam gerektiğini, köşe başında tüm gece sana şiirler yazdığım saatleri bir daha yaşayamayacağımı yılların bu karanlık zindanda geçmeyeceğini söylediler bana tek aklımda kalan gözlerin ve bu sözlerdi.
Ve son olarakta sevdiğim bi mektup yolluyorum sana;
Kenarı kırmızı, içinde son dal sigaramın külleri olan.
Ve bir mektup yolluyorum sana;
İçinde kırgınlıklarımı biriktirdiğim...