~Bölüm 1:Pazar Günü ~

30 0 0
                                    

Multide Açelya var!!!

Saçlarım,kıyafetlerim,her şeyim ıslaktı.Yağmur o kadar şiddetliydi ki,gözyaşıma rakipti.Onun yanındaydım.Mezarının başında çaresiz bir şekilde hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.Yoldan geçen herkes bana bakıyordu ama umrumda bile değildi.Şu an ona hiç olmadığım kadar ihtiyacım vardı.Sadece bir kağit parçası bırakıp gitmişti.Gerçekten çaresiz ,perişan ve bir o kadar da kızgındım.Bana tek iyi gelecek şey ise oydu.BABAMdı..

***

Sabahın ilk saatleriydi ve ben hemen uyanmak istiyordum.Odamdan içeri giren gün ışığıda buna yardımcı oluyordu.Artık gözlerimi açıp yeni bir güne başlamanın zamanı gelmişti.Yataktan kalktım ve akciğerimin de bunu hak ettiğini düşünüp temiz hava almak için pencereye geçtim.İşe giden Aziz amca,üç çocuğunu tek başına büyüten Nesrin teyze,yolu süpüren çöp arabası ve bize gazete getiren Küçük Ali.Ali'yi görür görmez kapıya koştum.Aşağı indiğimde karşı karşıyaydık.

"Günaydın Açelya abla"deyip gazeteyi uzattı.
"Günaydın canım.Nasılsın?"dedim.
"İyiyim abla yaa-"demeye kalmadı Orhan amca:
"Alii bizede bir tane"diye bağırdı.
Ali de koşarak gitti.Ali bizim alt mahalledeki bakkalcı Nermin teyzenin oğlu.Ali'nin babası astsubay Kemal amca şehir dışında görev yapıyor.Nermin teyze annesigilde kalıyor aynı zamanda babasının bakkalını çalıştırıyor.Ali'de annesine haftasonları yardım eder.

Gazeteyi aldıktan sonra aceleden ev terlikleri ile çıktığımı fark ettim.Kapıyı açıp sesizce ilerliyordum ki;
"Yaaa Açel!Yine her taraf batmış.Kızım dikkat et biraz!"diye söylendi.
Sevdiklerim bana Açel der.
"Tamam annecim ben silip geçerim içeri "dedim.
"Hadi o zaman.Sonrada abini kaldır."dedi.
Keşke bunu demeseydi de bir posta dayak yemeye bile razıydım.Sıraç Hazır'ı uyandırmak,Offff çok feci...

Terliğin altını sildikten sonra,abimi uyandırmak için üst kata çıktım.Odasının kapısına gelince geri dönmek için yeltendim ama olmadı malesef içeri girdim.Hala iki seksen yatıyordu.Bunu böyle gören bütün gün taş çekmiş sanardı.Belki o kadar yorgundur ama bunu gerektirecek bir sebebi yoktu.Çünkü o istediği zaman yorulur,istediği zaman yorulmazdı.

Yatağının başına geçip hafif tonlama ile "abii"dedim.Normal bir şekilde cevap vermedi.Tekrar "abii,hadi uyan!Kahvaltı hazır"dedim.Sıraç Hazır yine oralı olmadı.Hay ben aklımı sevebilseydim de sevseydim keşke.Onun en gıcık kaptığı şey adıyla seslenmekti.Neymiş efendim benim hiç mi saygım yokmuş.Neyse şu an o nacizade fikrimi uygulamalıydım.Biraz daha yanına yaklaşıp:

"Sıraççç!!!! Hadi uyan!Sıraççç!!!"dedim.Çok geçmeden Sıraç tepkisi devreye girdi.Resmen böğrüyordu hayvan.
"Ne var yaaaa!!!!Ne istiyorsun kızım benden"dedi.Hiç umursamadan sakin bir dille:
"Annem kahvaltıyı hazırladı.Pis hayvan!"diyip cevap vermesini beklemeden kaçtım.Arkamdan seslendi ama duymadım bile onu.

Aşağı indiğimde annem sofrayı kurmuş bizi bekliyordu.O klasik tavrıyla:
"Çok şükür!"dedi."Ee hani abin?"dedi.
"Hala arkadaşlarıyla ahırda uyuyordu."dedim.
Arkamdan abimin geldiğini görmediğim için bu kadar rahat konuşmuştum.Benim lafımı bitirmemle onun saçımı bozması bir oldu.

"Ben de bu evde yaşıyorum küçük hanım!"dedi.
"Ne yazık ki!"dedim.
"Aaaa çocuklar kocaman oldunuz ama aklınız hala beş yaşında "dedi.
"Onu benden 3 yaş büyük olan oğluna söyle "dedim.
"Senin de şu çenene bakarsak benden o kadar küçük sayılmazsın ha öyle mi?"dedi.
Bizim atışmalarımız devam ederken annem tabağını mutfağa götürüyordu.

Biz de bitirince tek tek tabakları mutfağa götürdük.Annem bulaşıkları yerleştirirken köpeğimiz Paşa'yı sahile götürüp ihtiyaçlarını karşılatmamı söyledi.Abim de bahçedeki çiçekleri suluyordu.Üzerime tişortumu giyip ayakkabılarımı da aldıktan sonra Paşa ile çıktık.Sahile indik ve biraz yürüdükten sonra sakin bir yerde ihtiyacını giderdim.Eve geçmek için ayağa kalkarken telefonumun zil sesi ile tekrar oturdum.Arayan Murattı.

"Efendim"dedim.
"Açelya nerdesin?Sana ihtiyacım var."dedi.
"Ee ne yapabilirim?"dedim.
"Yanımda ol istiyorum."dedi.
"Müsait değilim."dedim.
"Anladım"dedi.

Hiç bir şey demeden kapattım ve evin yolunu tuttum.Annem ile abim bahçede kitap okuyordu.Ben de Paşa'yı kulübesine koyduktan sonra bir kitap alıp yanlarına gittim.Abim ilk defa mırın kırın etmeden kitap okuyordu.Abimi fazla şikayet ediyorum ama çok seviyorum onu.Kitap sefamız bittikten sonra film koyduk ve izlerken atıştırmalık bişeyler yaptık.İşte film başladı.3saat sonra da bitti.Hava kararmaya başlıyordu.Kış aylarında olduğumuz için erken kararıyordu.Sabah kahvaltısından beri aç olduğumuz için açtık.Abim ızgarayı yakarken annem ile ben sofrayı kurduk.Bir yandan etler ve köfteler pişerken bizde yiyorduk.Abimin de işi bittikten sonra o da yemeye koyuldu.Yemeklerde bitince tekrar sofrayı topladık.

İşte bir pazar daha bitti.Her pazar gibi sıradandı ama babamın istediği gibiydi.O hayattayken hep böyle yapardık.Herkes yatağına geçerken bende dişlerimi fırçalayıp,kitabımı okuduktan sonra yeni bir güne başlamak için gözlerimi kapadım...

Bu benim ilk deneyimimdi.Hayatım boyunca hep yapmak istediklerimi yaptım ve bundan hiç pişman değilim.Bu adımım beğenilse de beğenilmese de ben istediğim için oldu.

Eğer benim gibi istediği herşeyi gerçekleştirmek isteyen varsa desteklerinizi bekliyorummmm.....

Hadi bakalım KAZAMIZ MÜBAREK OLSUN☺

BABAM OLSAYDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin