4.Bölüm

62 11 2
                                    

Sabah uyandığımda kendimi yere kapaklanmış şekilde buldum. Ah bade ah! Zar zor kalkarak aşağı merdivenlerden aşağı indim. Akşam ki uykucular gitmiş, yerini telaşlı ve etrafa mutluluk saçan kişiler gelmişti. Etrafa miss gibi kokular yayılıyordu. Anladım ki kahvaltı hazırlamışlardı. Çok mutlu oldum. Çünkü ben hep kendim hazırlıyordum ve açıkçası çok özlemiştim aile gibi olmayı. İçimden geçeni söyledim onlara.

"Sizler, artık benim ailem gibisiniz."

Bunu söylerken içim mutlulukla dolmuştu. Neşeliydim. O eski negatifliğim gitmişti. Yerine eğlence dolu kişi gelmişti. Kendimi yeni biri gibi hissediyorum. Yeni hayat, yeni okul ve yeni bir başlangıç.

"Ailen gibi değil, aileniz artık.Grubumuza, ailemize hoşgeldin Ilgaz Derin."

"Hoş bulduk!."

Âdeta yeni doğmuş küçük, tatlı ve hayatı öğrenmek için heyecanlı bir bebek gibi hissediyordum. İçimde ki büyük boşluk doluyor gibiydi. Ne kadar annemle babam gibi olmasa da, bana kendimi güvende hissettiriyorlardı. İçimden bir ses 'Seni üzen şeyleri unut, üstüne bir düğümde sen at.' diyor. Doğru söylüyor. Ah ben ne diyorum! Saçmaladım gene.

*********

Hızlıca yemeğimizi yiyip çıkmaya hazırlandık. Okula bizi eniştecimiz bırakacak.

"Wuhu enişte power! Ehliyeti nasıl aldın lan sen."

"Ben alırım kızım. Ben Eray Akan'ım. Yaparım."

*************

Konuşa konuşa okula gelmiştik. Sınıfa girdim kimse yoktu. Pat! Korktum. Bi anda baktım ki kapı kapanmış. İçimden bir ses garip şeyler olduğunu söylüyor. "Kanka" diye biri seslendi. Kim bu görünmez kişi. Tabi tahmin ettiğiniz kişi. Beni yanına çağırdı. Başta kaçıp gitmeyi düşündüm. Ama artık güçlü biri gibi karşısına geçip herşeyi söylemeye karar verdim. Yanına doğru gittim.

"Artık sana herşeyi söyleyeceğim. Sen bir salaksın. Ne yapmaya çalışıyorsun? Peşimden geliyorsun numaramı istiyorsun filen?"

"Sakin ol. Senin peşinden gelmiyorum ben. Ben Aras. Abim kardeşim veya kıskanacağın kimsem yok. İyi biriyimdir ama sevmediğin yerlerde takılıyor olabilirim. Çünkü yalnızım ve kötülükler beni içine çekiyor. Anlayacağın sana ihtiyacım var."

Bu sözleri içimi yıprattın. Benim hayatımın onunkinin yanında bir hiç kaldığını fark ettim.

İçinden geçen herşeyi söyledikten sonra gözlerimin içine hüzünlü bir şekilde baktı ve sıkıca sarıldı. Anlamıştım. Gerçekten üzgün gözüküyordu. Sarıldıktan sonra kafasını eğdi. Mutsuz, yorgun ve bıkkın gibiydi. Aynı benim gibi..

"Özür dilerim. Bir an içimden geldi. İstersen gidebilirsin."

Eğer gidersem büyük bir şok yaşayacak ve doğrusu 'fake' atmış olacağım. Fakat bu kadar vicdansız biri değilim.

"Ha-Hayır, özür dilemene gerek yok. Üzüntün varsa benimle paylaşabilirsin. Biz artık bir aile gibiyiz."

Şaşkın şaşkın yüzüme baktı. Galiba Eray ve Helinle konuştuğumuz konuyu bilmiyor galiba.

"Biz dün bir karar aldık. Helin, Eray, sen ve ben artık kardeş, aile gibiyiz"

Kardeş gibi olmamızı biraz garip buldu. Aman Allah ım. Bu çocuk ne anlatmak istiyor..

"Tamam, biraz dolaşalım mı?"

Bir derdi var galiba. Bu yüzden kabul ettim. Çünkü o da bana mutsuzken yardımcı olmaya çalışıyordu.

"Tamam."

Sahilde güneş batarken, etraf kızılımsı bir görünüm aldı. Bu çok hoşuma gidiyordu. Denize karşı taşlara oturduk. Ne kadar onu ailem gibi görsem de, galiba o öyle değil. Yani bilmiyorum. Ona iftira atmış gibi olmasın. Hava esiyordu ve soğuktu. Üşümeye başlamıştım. Aras zayıf bir çocuk. Çabuk üşüyebilir ama bunu aldırmıyor olacak ki hırkasını verdi. İstemedim ve ısrar ettim. Ama inatçı tabi!

"Senin bir derdin var. Anlatırmısın?"

"Al şu hırkayı ve giy önce."

Sahip çıkan erkek. Bir öküz değilmiş laflarımı geri çekiyorum.

"Tamam. Ailem. Benim istemedikleri gibi bir serseri çocuk olduğumu düşünüyor. Derslerim düşük olduğunu düşünüyorlar. Evet düşük biraz ama bu değiştirmez. Bu yüzden baskı yapıyorlar ve sosyal hayatıma engel olmak istiyorlar."

Bu berbat birşey ve nasıl çözülür fikrim yok. Onun nasıl hissettiğini anlayabiliyorum bende aynı şeyleri yaşıyorum. Benim iyi yönüm alışmış olmam. Yanımda dostlarımla atlattım bu durumu. Fakat Aras'ın çevresi fazla geniş değil. Samimi bulduklarıyla arkadaş oluyor. Bu okulda mükemmel arkadaşlar onun için yok.

"Senin için ne yapabilirim? "

"Biraz düşünmemiz lazım. Ailem çok inatçı ve güçlüdür. Bu yüzden zorlandığım oldu baya."

İnatçılığının nerden geldiğini anladım. Hehehe.

"Ben güçlü bir kızım ve bunu baya iyi kullanabiliyorum. Başkasına hiç denemedim. Umarım başarılı oluruz. Benim hayatım da senin ki gibi olmasa da zordu şimdiye kadar."

"Şimdiden başarılı olsakta olmasakta teşekkür ederim. Sen yanımda ol, her türlü engeli aşarız."

"Eheh. Dimi."

"Pa pardon yanlış anladın öyle değil. Sen bana yardımcı ol mutlu olurum demek istedim"

Şu sözü söyleyip moralini yerine getirdim.

"Bizi üzebilirler, kırabilirler ama yıkamazlar."

Imkansız Ask.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin