YILLARDAN KASIM

Bölüm-6

Gözlerimi tavana dikmiş bir şekilde hayal ettiğim ve yaşadığım hayat arasındaki farkları belirliyordum. Yabancı birinin evinde kalıyorum ve gece boyunca merak edip arayacak, mesaj atacak hiç kimseye sahip değilim.

Uzaktan bakınca annesi ve babası doktor zengin züppesi gibi mi görüyorlardı beni? Kadın doğum uzmanı bir babanın kız evlat dünyaya getirdi diye karısına eziyet ettiğinden habersiz. Sanırım bunu yapan insanları cahil diye yargılamak çok nedensiz. Çünkü babama cahil diyebilmek gerçekten çok zor. Mesleğinde uzmanlaşmış bir kadın doğum doktorydu bunu yapan. Batı kültürüyle yetişmiş bir adam. Bir kez olsun kızına "Kızım " dememiş şefkatle saçını oksamamıs ve bir de bayramlar var tabi Siz hiç bir bayramda babası sağ olduğu babasının elini öpüp harçlık almamış bir kızın ne düşünüp neler hayal edip neler yaşadığını anlamaya çalıştınız mı? Hayat uzaktan göründüğü kadar toz pembe değil. Klasik zengin ailelerinde olduğu gibi annemin yerine koyduğum bir bakıcım da yoktu. Onu bile yapmamışlardı benim için. Ve hayat bunu attığınız her adımda bunu bir tokat gibi yüzünüze vuracak kadar acımasız.

"Kızım amma uyudun sende insan bi yerini yastığını falan arar, sen kafanı koyup uyuyosun maşallah kaldırmakta mümkün değil. Hey kime diyorum, hey allahım ya? "

"Uyumuyorum kes cırlamayı Ayzenn."

"Kalksana o zaman devamsızlık hakkın olan 10 gün çok gelmiş heralde "

"Geç kağıdı diye bi şey var. "

"Üzgünüm 11-B sınıfı için öyle bir kağıt yok."

"Hay sınıfınıza ya nerden buldum nerden ettim bugün ilk işim müdüre gidip salya sümük ben okumak istiyom hocam sınıfım karşı çıkıyor diye sızlanmak olacak."

"Bippp yanlış cevap seni Damla 'lardan koruyacak ikinci bir Ayzen mevcut degil o sınıflarda. "

"Sırasına oturduğumda kovmayacak insanlar mevcuttur bence. "

"Orda duracaksın. Gelmiş erkeğimin yerine yayılmışsın. Bir de tolerans göstermemi mi bekliyordun? "

"Ooo az bile yapmışsın sen bana. Büyüksün başkan. " deyip kahkahalarla yumruklarımızı tokusturduk.

Beraber yatağı toplarken yorganın altından çıkan bagsırla ani bir şok yaşadım.

"Anladığın gibi değil Ayzen açıklayabilirim . "

"Bagsır giyiyorsun Eylül tamam bunu iyi kötü kabul edebilirdim fakat üzerindeki yazı inanamıyorum sana. " deyip kahkaha attı.

"Küçük ama çok tatlı mı?" Ne olamaz yok artık Oha. " Ayzen saçmalama tabiki yok öyle bişey. "

" küçük değil mi yani ,tamam kasma rahat ol anlatmam kimseye sakinn "

"Ay Çok sağol valla. Fantezilerimi başkalarına anlatmayacaksan rahatlayabilirim. İşte naparsın bende isterdim bir peluş ayım olsun sarılıp uyuyayım ama param buna yetti. Bununla yatıp kalkıyorum."

"Eğer lazım olursa biliyosun ikizim erkek küçülenlerini falan veririz sana çekinme. "

"Ayzen sus ve şunu kaldır buradan yoksa salonu kusmuk götürecek. "

"Ha simdi de benim değil ayakları vayyy. "

"Ya igrenclesme çek hadi şunu"

"Eylül tüm gece üstünde yattın işte alışmışsındır alıver şunu. "

İçerden gelen bir kaç tıkırtı ve kırılma sesiyle bakıslarımız Ayzen'le aynı odanın kapısında birleşti. Elimize aldığımız vazo yastık benzeri araçlarla kapıdan çıkacak düşmanı yerle bir etmeye hazırdık. Önde Ayzen arkada ben ilerlerken kapıyı sağ ve sol taraf olarak kuşattık. Düşmanın elimizden kaçma ihtimali kalmamıştı. Tahtanın gıcırtıları kapıya doğru yaklaştığını gösteriyordu. Kapıyı açıp antreye adım atmasıyla Ayzen çocuğun üzerine uçtu. Resmen kanatlandı ve uçtu.