19- Geçmişin İntikamı

6K 279 92
                                    

Heyo yeni bölüm geldi. Öncelikle arkadaşım melda ile birlikte yazıyorduk bu kitapları o ayrılmak istedi başka bir sayfa açtı kendisine yani artık tek başıma devam edicem instagram hesabım nazli.dreambig takip etmeyi unutmayın . Çok fazla uzatmayım iyi okumalar öpüldünüz. Moral müzüğü.

_________________________________

. 3 Ay sonra

Bugün America'daki okulumun ilk günü. Ayazsız geçen üç ay. Kos koca üç ay. Onu çok özlüyorum. İnanırmısınız hergün telefon parçalıyorum. İlk iki ayım bana cehennem gibi geldi. Ama alıştım. Bana bağırsa kızsa ama yanımda olsa. Onun yokluğuna alışmam çok zordu. Ben onu kendime aşık edip acı çektirmeyi düşünürken ona aşık oldum ve acı çeken ben oldum.

Artık arabalardan nefret ediyorum. Tüm sevdiklerim onun içinde öldü. Bana söz vermişti. Atlayacağım demişti. Neden beni bıraktı. Ben herşeye rağmen onu seçtim.

Kamer bu hallerime çok üzülüyor sigara elimden hiç düşmüyor sürekli sigara ve alkol alıyorum. Büyük babam olacak lanet herifden nefret ediyorum.

Herşeyin suçlusu o. İntar etmeye kalktığımda kamer odama girip elimdeki pıçağı alarak ağladı. Onu bu dünyada tek bırakmak istemiyorum. Sırf onun için güçlü olacağım. Türkiyeye gitmek istiyordum. Ama gidemiyordum. Bu lanet evden bir adım attırmıyorlardı. Dışarısı ızbandut dolu. Hepside iri yapılı insanlar. Ben yemek yemeyerek çok zayıflamıştım. Bu zayıf halimle onları dövemezdim. Aklıma Ayazla AVM 'ye gittiğimiz an geldi. Bana laf atan adamın kasıklarına tekme atmıştım.

Neden başka bir iş yok gibi o işi seçmiştim. Keşke zamanı geri alabilsem. Hayatım hep maffoldu. Ben onsuz bir hiçtim.

Gözümden düşen yaşı silip aynaya birkez daha baktım. İlk defa bu üç ay içerisinde dışarı çıkacaktım. Kaçarım diye beni göndermiyorlardı ama şimdi ünüversteye başlıyorum. Okul forması yokmuş gerçi olsada giyeceğimi hiç sanmıyorum. Üzerimde siyah dar paça ve siyah tişört onun üzerinede siyah deri ceket giymiştim. Siyah rengi bana Ayazı hatırlatıyordu. Yanımda olmasada yanımdaymış gibi hissediyordum.

Saçımı sıkı at kuyruğu yaptım. Yüzüme hiçbir makyaj mazemesi vurmadım. Kimsenin beni beğenmesini istemiyorum.

Bu okulada zorla gönderiliyordum. Kimse benim fikrimi sormuyordu. Aşşağı indiğimde büyük babam olacak adam ve kamer kahvaltı yapıyordu.

"Yemeğini ye Eylül" diyen büyük babamdı.
Cevap verme gereği duymadım.
"Anlaşıldı yine konuşmuyoruz demek. Dışarıda şoför seni bekliyor okula bırakıcak seni"

"Ben arabaya binmem"
"Sakin ol ve o arabaya bin. Seni zorlamaya beni mecbur bırakma."

Dolan gözlerimi aldırmadan dışarı çıktım. Burda kalırken tek emin olduğum şey o adam kafasına ne takarsa yapmasıydı. Hep kendi bildiğini yapıyordu.

Tırsak adımlarla jipin arka kapısını açıp oturdum.

"İnsanın çok bulunmadığı yerden ve yavaş gidelim" dedim. Şöför beni hiç duymamıştı tabi ya burası America şöförde türkce bilmiyor tabi derslerimde başarılıydım ve ingilizcem gayet iyiydi.

(Arkadaşlar Eylül gittiği okulda ingilizce konuşucak ama ben buraya konuştuklarını türkce olarak yazıcam)

Az evel söylediklerimi ingilizceye çevirip tekrar söyledim. Şöför ingilizce "peki efendim" dedi. Bana efendim denmesinden hoşlsnmazdım. Ama şuanda bunu şöföre söylemedim. Başka bir zaman söylerim artık.

Baya baya hatta ultra büyük bir okulun önünde durduk. Okuldaki tüm arabalar modelliydi. Arabadan iner inmez araba gözden kayboldu. Kimse bana bakmıyordu buda işime geldi. Hızla okula girdim. Sınıfım neresi bilmiyordum. Müdürün odasını bile bilmiyordum. Ben bu okulda kaybolurum.

Geçmişin İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin