Soğuk rüzgar tenimi sıyırıp geçerken 'sehit mezarlığı' yazısını görmek içimde bir burukluk yaratmıştı.Her yıl olduğu gibi yine yalnız gelmiştim buraya.Babamın beni izlediği düşüncesiyle bu fikirden kurtuldum.Ben yalnız değildim.Şimdiyse sadece bir korku hissediyordum.Tarifi zordu sanki karanlıktan korkan bir çocuk gibi savunmasızdım.Elimde bir demet papatya ve biraz suyla babamın mezarını görmemle hemen koşmaya başladım.Evet baba,kızın geldi,yavru pilotun..Gariptirki korku anında gidivermişti.O an anladım,babamın koruması altındayım.Çiçekleri mezarın kenarına koyarken elimdeki suyla mezarın üzerini suluyordum.Toprağı sulamam gözyaşlarımı beraberinde getirdi:
"Merhaba baba.Nasılsın?Biricik kızın geldi.Ben iyiyim ve seni çok özledim.Biliyor musun dün gece rüyamda seni gördüm.Seni ve Burak'ı.Küçük mavi gözleri ve kıvırcık sarı saçlarıyla karşımda duruyordu.Bana bakıp gülümsüyordu.Seninle kamp yapmaya gittiğimiz ormandaydık.Saklanbaç oynuyorduk ve sen ebeydin.Bana 'Git ve saklan kızım,Beren'i bul ve sakın kaybolma'dedin.Rüyamda bile beni koruyordun.Ormana doğru yürüdüm.Küçük bir çocuk sesi geliyordu.Peşinden koştum ve kayboldum.Sonra etrafıma baktım ve o çocuğu gördüm baba.Burak'ı gördüm.Bana baktı güldü ve bağırdı.'Kapıyı aç Sare.'dedi korktum ama anladım o benim küçük kardeşimdi.Yanına gelmemi istiyordu,yanınıza...O kapıyı açmak istiyorum baba.Açıp size sarılmak,sizi öpmek,kucağında uyumak istiyorum.Bana 'yavru pilot' demeni saçımı taramanı istiyorum.Sizi çok özledim baba.Ama merak etme o kapıyı açıcam ve yanınıza gelicem." Yüzümdeki yaşları silmemle yavaşça ayağa kalkıp mezarlıktan dışarı çıktım.Vaktimi caddelerde sokaklarda saatlerce yürüyerek geçirdim.Bir an geç oldu diye düşünüp saate baktığımda yaklaşık 3 saattir yürüyordum.Annem merak eder diye tereddütte kalsamda bunun saçma bir fikir olduğunu düşünüp yoluma devam ettim.Nerede olduğumu öğrenmek için etrafı incelediğimde arasokoğa saptığımı farketmemiştim.Etrafta birkaç sarhoş ve kadın inlemerini duymamla adımlarımı hemen hızlandırdım.Caddeye çıkmam gerekiyordu ama sesler git gide artıyordu.İlerde 'Deep Bar' yazısını görünce hızla caddeye çıktım.Neden kaçıyordumki zaten o kapı açılmıycak mıydı.'Kapıyı aç Sare.'Bu cümle kulağımda çınlamaya başlamıştı.Burak'ın sesi git gide artıyordu.Direnmenin ne anlamı var.Daha fazla yaşamak istemiyorum.Düşünmek yok!Yapıcaksam bu sefer acısız olmayacak.Tek bir adım.Önünden geçen arabaların karşısına tek sade bir adım.Cesaretimi karanlıkta arayıp gözlerimi kapadım.Son düşündüğüm buydu ardından birkaç korna sesi ve birkaç küfür havada gezindi.Biri kolumdan sıkıca kavramış ve onun bedenine sertçe çarpmıştım.
"Üzgünüm Burak ama merak etme pes etmeyeceğim." diye fısıldanırken anın şokunu yeni yaşıyordum.Gözlerimi açtığımda
"Burak kim bilmiyorum ama ölmek bir çözüm değil."
"Bu seni ilgilendirmez işine bak sen." omuz silkip
"Neden ölmek istiyorsun diye sormayacağım çünkü günümüzde senin gibi çocuklar intihar etmek için yanıp tutuşuyor."
"Sende pek büyük sayılmazsın."
"Emin ol senden büyüğüm güzelim." yüzümü buruşturup
"Bana güzelim deme senin gibilerden nefret ederim."
"Benim gibi?"
"Önüne gelen kıza yazan tiplerden."
"Vay demek zoru oynuyorsun.Zoru severim imkansız zaman alır." alaycı gülümserken bunu söylemesi gözümü devirmeme sebep olmuştu
"Cidden mi?" Bir an durdum gözlerimi ondan ayırdığımda hala bedenlerimiz birbirine değmiş vaziyette duruyorduk hemen ittirmemle
"Baksana senin gibiler genellikle önce depreyona girer sonra alkol,sigara,uyuşturucu dener son çare intihara kalkışır.Sen ilk sırada deniyorsun anlaşılan." Aslında dedikleri doğruydu genelde son çare intihar olurdu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARBİYELİ
RomansEğer dudakların.. Yalnız ve susuz hissederse Yağmuru öp Ve şafağı bekle. Cesaretini karanlıkta ara ve gözlerini kapat! "Neden yanımdasın? Neden bana güveniyorsun? Neden seni bırakmak zorundayım? Neden seni seviyorum?" "Yalnızlıktan bıktım.. Rol yapm...