Ay yüzlü and Ay parçası

4 0 0
                                    

Mumu üflerken nefesi nefesime karışmıştı. Enfesdi. Hatta fevkaladenin fevkinde.
Hastane masraflarınıda ödedi cömert şey zaten telefonunun kılıfını satsa yine öderdi. Yavrum ya..
Telefon numaramıda aldı çapkın neymiş durumumu merak edermiş bende kaynanamın zehir dilini merak ediyorum ama naprsn..
Eve gitmeye korkuyorum açıkcası çok handsome bir oğlanla tüm gece aynı odada kaldım ayıp yani. Evlenmeden olmaz. Ama evlenince arkasından boynuz takılabilir bu çok uygun. Ben belkide bugüne kadar babamın yaptıklarından hiçbir erkeğe güvenemedim. Şimdi hemcinslerime olan saygımda bitti. Kendimi hayatımın çok güzel saatlerini geçirmişim şimdide kabustan hayatıma geri dönüyorum. Ellerim titreyerek kapı tokmağını çeviriyorum.
+Nazmiye kızım
-Dokunma bana
+Kızım dur anlatıcam.
-NE VAR NE
+Bak senin hastalığın düşündüğün gibi bir kansızlık değil kızım sen akdeniz anemisisin bunu konuştum o adamla
-Yalan söylüyorsun birşeyim yok benim sen kahpenin tekisin tamam mı sen sen varya
Yüzüme inen tokadın şokunu anlatmam bir kaç saniyemi alırken annemi ve gözyaşlarının samimi olduğuna inandım.
Hastaydım. Dünde tansiyonum düşmemişti. Bu yüzden hastaneye yatırmışlardı. Yavrunun o kadar iyi davranması belkide..
Yıkılmıştım. Hayallerim vardı. Annemle parkelerin üstünde birbirimize sarılıp ağlarken babamın suratını ilk defa böyle görüyodum. O bile üzgündü çünkü hayatım boyunca rakımı az yerlerde yaşıyacaktım. Odama gidip sakinleştirici haplardan atarken en az 3 tane hapı elimin titremesinden yere düşürüyodum. Tam o sırada telefonum çalıyor yabancı bir numara sinirimle açıp
+Ne var be kimsin sen
-Nazmiye iyimisin niye ağlıyorsun hastamısın yoksa
+Evet lan hastayım hemde akdeniz anemisi
-Nazmiye sen nerdesin bak sana yardımcı olabi..
Şu an yavruyu bile çekemezdim. Hayalim vardı. Hacettepeyi tutturacaktım. Ankaraya gidecektim. Hayallerim bir yana hayatım artık acaba bana birşey olurmu olduğunda etrafımda kim olur neler gerekir diye bir planda yaşayacaktım. Doktor olarak girmek istediğim hastanelere hasta olarak girecektim. Ve anladımki benim siyahlığım geçmezmiş.
Bu haplar hakkaten beni yumuşatıyor. Pamuk şeker gibi oluveriyorum valla. Sabahdan beri bir banyoya bir saçlarımı kurutmaya bir tırnaklarımı kesmeye bir o yana bir bu yana gidiyorum. Sırf o hastaneye gitmemek için ama nafile üzerime omuzlarımı açıkta bırakan çiçekli fırıl fırıl beyaz gömleğimi giyiyorum. Altına daracık kırmızı pantolonumu giyip ruhum siyah dışım roman diye düşünüyorum. Yine bizim doğal aromalı belediyemizin özel halk otobüsüne biniyoruz. Oldum olası oraya niye özel yazdıklarını anlamadım. Ben kendimi evet halktan hissediyorum ama özel asla. Şöyle bir bakıyorum etrafıma şu eskitimsi kot modasını bulup bunu erkek kız herkese giydirene, 2015'de hala ve hala kaşlarını dövdürene ve eyelinerla firavun gibi dolaşıp bizleri bunun mezhebi neresi ki la diye düşündürenlere sövüyorum. Yanımdaki herifde ulan varya
Ulus cebeci çankaya
Gardaş deriz kankaya'yı dinliyor.
Ankaranın semtlerini öğrendim saolasın bilader. Gerçi benki arsız beladan hangi yılda olduğumuzu öğrenen insanım kültürümü sorgulamayın. Şu otobüse kesinlikle aç binmiceksin arkadaş anam tahlil yıpırlır ıç git dedi diye şu kokuyla birlikte bir midem bulanıyor. 'Bu çocuğun babası kim' diye bağırcam o kadar yani. Hayır birde öyle duraklar varki otobüsteki 100 kişinin 80'i orda iniyor. Birde bir o kadar kişi binmeye çalışıyor. Az eşyam çalınmadı. Ama bende Nazmiyeyim varmı bende o göz çantamdan daha küçük çanta alıp çantayı çantanın içine koyuyorum. Ordan da çalan olursa valla mesleğinde müdavim helal olsun. İşini büyük bir ciddiyette yapıyor belli. Şükür indik hastaneye yürüyoruz. Kel kellenin yanına nasıl gircem bilmiyorum. Bildiğin anamla onları şey sandım. Ah ben ve ayıpçıl düşüncelerim. Şu fen bilgisi dersinden öğrendiğimden daha fazlasını öğreniyorum hastalığımla ilgili. Hayatım boyunca kurallardan nefret ettim. Şimdi bir yola girdim ve ne yapılması gerekiyorsa paşa paşa yapıcam. Kapıdan dışarı adımımı attığım an yavruyla göz göze geliyoruz önce gözleri ışıl ışıl olurken muazzam kahvesini endişe kaplıyor. Yanımıza gelip
+Nazmiye seni çok merak ettim muayane oldun mu ne dedi doktor bak bende sana yardımcı olabilirim yada daha iyi doktorlarda bulabiliriz.
+Kızım kim bu
Yavruu.
-Geçen eve gelmediğim gün bana yardımcı olan beyfendi
+Meraba oğlum doktorsunuz herhalde
+Staj görüyorum efendim
Damat yavru ve dili zehir gözleri firil firil kaynana
+Saol bakalım evladım yaptıkların için
+Mühim değil.Nazmiye iyi olsunda
Hayvan gibi sırıttım.
+Başka yardımım olaca..
+Gerek yok oğlum. Hadi gidelim kızım.
Hadi gidelim osman...
Ona gülümseyerek veda ederken kaynanasının arkasını dönmesini meydan bilip göz kırpıp seni arayacağım işareti yapıyor.
Ben senin olmadığın her yeri her zamanı, miladı bile arıyorum.
Neredesiiin ayy yüzlüm, yavruum diye.

Eve gelip kelebekli pijamalarımı giyip uzanıyorum. İçerden ses gelip duruyor telefon çalıyor belli. Anneme babamada laf etmek istemiyorum. Ama hangi mal en az 5 kere çalan telefonu merak etmezki. Sinirle gitim içeri bende..
+Kızım telefonun çalıyor başımız şişti, dedi peder bey.
O mal benmişim.
Beni mal durumuna düşüren mal kim diye baktım ki o bir mal değil o bir y a v r u tipiini yidiğiim ya..
-Yaa kusura bakma da ben telefonumun zilli sesini ya zil sesi zillisini işte ondan onu değiştirmiştim ondan kulacımada garip gelinsıra şey edememişim ben seni yani seni şey etcemden değilde zaten sen şey değilsinki şeycim
+Nazmiye canım anladığım kadarıyla iyisin
Bomba gibiyim bee.
-İyiyim canım sen nassın
Canım diyiştik şimdi biz ya biz ay yavrunun nazmiyesi uyumumuzu sevim la.
+İyiyim diyorumki bugün pek de konuşamadık yarın görüşsek mi
Anam -kaynanan- saolsun be...
-Olur. Çok güzel olur cidden böyle değişiklikler falan
+Sevindim. Bu arada bugün çok güzeldin. Tam da kendin gibi çiçekli çiçekliydin. Senin kadar renkli ve masumuyla daha önce hiç karşılaşmamıştım.
Bugünü unutamamış resmen lan.
-Sağol ya.
Sağol nedir la eyvallah diyeydim.
+Neyse yarın görüşürüz. Kendine iyi bak küçük hanım.
Küçük kısmına takılmadım. Hanım kısmına gelirse sana 12 cm beyaz topuklularımı ayağına geçircem yakışıklı. Tabikide 'bende sizi karı koca ilan ediyorum' sözünün hemen sonrasında.
+Görüşürüz.
Ardından kulaklığımı takıp Halil Sezaiden şu dizeleri dinliyorum..
Duyanlara duymayanlara soranlara sormayanlara ben onu seviyorum çok seviyorum seviyorum seviyorum.

Müzik dinleyerek uyuyakalmışım şarjım bitmiş telefon

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Atarlı ŞekerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin