Araf-tanıtım

153 18 3
                                    

Hayatı benim için kuşların muhteşem cıvıltıları ve kelebeklerin özgür uçusları simgelemiyordu. Benim için onlar kafa ağrıtan karga sesli varlıklar ve yarın öleceğine rağmen artislik taslıyan kendini beğenmiş hayvanlardı. Onların bu kadar saçma ve gereksiz olmasına rağmen benden daha mutlu olmaları sinirlerimi bozmuyor değildi. Ama kabul etmek gerekiyor bir süreden sonra. Ben yalnız ve mutsuz biriydim. Belki kötü,umursamaz,ruhsuz kalpsiz...
Ben böyleydim. Korkunç bir insandım. İnsanların hayatlarını mafveder ve bir sadist gibi bundan zevk alırdım. Bu acımasızlığım beni güçlendirirdi. İnsanlar ayaklarıma kapanıp af dilerken onları bir böcekmiş gibi ezmekti benim eğlencem. Evet kötünün sözlükteki anlamıydım ama beni güçlü kılan kötülüktü. Eğer duygusuz ve umursamaz olamazsam ben bir hiçtim. Bunu çok iyi biliyordum ama ona karşı koyamıyordum. Beni bitireceğini,yok edeceğini bildiğim halde onun içime işlemesine izin veriyordum. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ona karşı koyamıyordum. Benden geri kalan bütün herşeyimi alıyordu. Mezarına çiçek dahi bırakmadığım duygularımı diriltiyordu. O da en az benim kadar kötüydü . Benim canımı yakmak istiyordu. Bunu bilmeme rağmen onu ekarte etmek istememem de neyin nesiydi. Onu mafvedebilirdim. Bunu yapacak kadar acımasızdım ama söz konusu o olduğunda bişeyler beni engelliyordu. Ona acıyor veya merhamet etmiyordum. Onun beni bitirmesine yardım ediyordum. Çünkü ben bittiğimde ancak ona neden zarar veremediğimin gerekçesini itiraf edebilirdim. Bana neler olduğunu,ona karşı koyamamamın nedenini ancak ruhumu öldürdüğümde açıklığa kavuşturacaktım. Ama ortaya çıkacak gerçekler beni ölesiye korkutuyordu. Her defasında kendime korkusuz olduğumu hatırlatsamda korku yeni eline geçirmiş benliğimi hız kesmeden sarıyordu. Beni bu derece tedirgin eden Emir değildi aslında ona karşı hissedebileceklerimdi...












ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin