B(3)İHANETİN ÇANLARI

134 10 0
                                    

Yıkılmış bir beni bıraktın arkanda.
Arkanda bir beni bıraktın.
Ve beni bıraktığında
Ben bile kendimi bıraktım.
Ne vardı ki bırakacak beni?
Bırakacak ne kadar ben vardım ki?


BÖLÜM(3):İHANET ÇANLARI

Gözlerindeki saf öfke beni korkutmak yerine daha da keyiflendiriyordu. Sarhoş olmanın etkisiyle yalpalayarak yanıma geldi. Alaylı gözlerimi ona dikerek konuşmasını bekledim.

"Kaybetmedim Lavin. Kaybetmeyeceğim. Lavin Kara'yı ben yok edeceğim."

Ben zaten yoktum ki. İsmim vardı, gücüm vardı, param vardı ama ben yoktum. Ben bir 'hiçtim'. Alayla yanına biraz daha yaklaştım.

"Hadi ya. Nasıl olacakmış o?"

Gülümsedi. Ama boştu sanki. İçinde ne keyif ne mutluluk vardı. Olmasa da olur gibiydi gülümseyişi.

"Eski Lavin" dedi. Ellerini yüzüme koyarak okşamaya başladı. En son durağı dudaklarıma gelince konuşmaya başladı.

"O hala yaşıyor. Onun kalbinin atışlarını hâla duyabiliyorum."

***

O toplantıdan sonra direk eve gitmiştim. Bütün gece bay mavinin o belgeyi nasıl bulduğunu düşünmüştüm. Ama aklıma mantıklı bir teori gelmiyordu. Düşündükçe öfkeleniyor, öfkelendikçe içki şişelerinin dibini görüyordum. Bir şişe daha bitirdiğimde başka birini daha almak için kalktığımda karşımda bir adet sarhoş Ilgaz Gökalp vardı.

Ama o gece beni en çok şaşırtan Ilgaz Gökalp değilde söylediği şeyleri halen umursuyor olmamdı sanırım.

Toplantının ardından haftalarca o belgenin nasıl bulunabildiğini araştırmıştım. Ama araştırdıkça olay açığa kavuşmak yerine daha da beter hal alıyordu.

Başta Ilgaz Gökalp ile Bay mavinin arasında bir bağlantı olup olmadığını araştırmıştım. Ama birbirlerine sokakta yürüyen iki insan kadar yabancıydılar. Ve sanırım birbirini tanımayan insanlar bedeli canları olabilecek bir yardım etmezlerdi birbirlerine.

O zaman amacı Ilgaz Gökalp'e yardım etmek değilse neydi ki? Bana mı zarar vermek istiyordu? Ki vermişti de zaten. Sayesinde haftalarca uğraştığım plan,denizin dibini boylamıştı. Bayağı uğraştığım planı bozmak için bayağı uğraşmış olmalıydı. Çünkü o tahtadan eve giden yoldaki tüm kameralar ya bozulmuş ya da o günkü görüntüleri silinmiş haldeydi. Araştırmalarının sonucu koca bir sıfır olunca neredeyse öfkeden çıldırmış haldeydim.

Bir neden bulmalıydım ki sonuçlarını onlara ödettirmeliydim. Ama yoktu ellerimde bir şey. Olsa elimden geleni yapardım. Olsa elimden gelenlerle ondan kalan herşey giderdi. Ellerinin boşluğuna inat omzuma bir yük binmişti. Çok ağır bir yüktü bu. Tek sevdiğimin ihanetiydi bu.

Sıla , galiba koca ömrümde sevdiğim, sevebileceğim tek insandı o. Zaten başka birine de öyle gereksiz duygular yükleyebilmem ,komşunun köpeğiyle aşk yaşıyor olabilmem kadar saçmaydı zaten. Ama Sıla özeldi. Geçmişimdeki onca yaralara inat acıtmıyordu beni. Hatta yaralarımın kabuk bağlamasını sağlıyordu. Beni benden iyi biliyordu. Ama ben onun bana bunu yapabileceğini asla bilemezdim. Tek acıtmayan yanım sol yanımı çok acıtmıştı.

Araştırmalarının verdiği hüsranla kafamı dağıtmaya ihtiyaç duyduğumu farketmiştim. Üzerime şık bir elbise geçirdikten sonra tam aşağıya inecekken Sıla'nın hıçkırıklarını duymamla adımlarımı durdurdum. Telefonla konuşuyordu sanırım. Konuşmalarını duyabilmek için adımlarımı kapıya daha da yaklaştırdım.

"Anlamıyorsun Emir, ben kendimi çok suçlu hissediyorum. Ona bunu yaptığım için çok pişmanım. "

Sıla kime ne yapmıştı ki? O birisi hakkında kötü bile düşünmezdi.

"Hayır. Herşey benim suçum. Lavin herşeyi öğrendiğinde beni affetmeyecek."

İsmimi duymam merakını arttırırken Sıla'nın bana ne yapabileceği düşündüm.

"Hayır, ha-yır, hayır."

Sıla'nın ağlayışı daha da şiddetlenirken sanki sayılıyor gibiydi. Burada yeterince beklediğini düşünüp tam içeri girecekken söylediği şeyle kaskatı kesildim.

"O dosyayı sana hiç vermemeliydim Emir."

Duyduklarım beni şoka ugratırken elimi kapının kulpundan çekip evin çıkışına ilerledim.

Çünkü biliyordum ki o odaya girdiğimde hayatımdan birini daha eksilterek acımasızlığıma çok şey katacaktım.

Kırgınlığımın kızgınlığımı solladığını farkettiğimde bu sefer kendime kızdım.

İçimde bir yerlerde hayal kırıklığı baş gösterdiğinde kendime daha da çok kızdım.

Bay mavinin Sıla'yı kullanarak beni alt etmesiyle bu sefer kendimle boğuştum. Benim yüzünden zarar gördüğü için. Ama Sıla'nın güçlü bir nedeni olmalıydı ki bana bunu yapabilsin. Yoksa Sıla'yı tanıyordum. Bir insana hele ki bana böyle birşeyler yapabilecek bir insan değildi.

Galiba Bay Mavi'ye karşı birşeyler hissediyordu. Yani Bay Mavi onun duygularıyla oynamıştı. Bu gerçek Bay Mavi'ye olan nefretimi daha da çok arttırırken onu daha önce gördüğüm- öpüştüğümüz- barda olma ihtimaliyle arabama binip bara doğru sürmeye başladım.
Bay Mavi'ye olan öfkem katlanırken, Sıla'nın benim yüzünden zarar gördüğü gerçeği içimi burktu. Ağlayışı gözlerimin önüne gelince direksiyonu daha da sert kavradım. Sonunda bara gelebildiğimde tahminlerimde yanılmadığımı gördüm. Bay Mavi daha öncesinde onu gördüğüm yerde oturmuş içkisini yudumluyordu. Yanına yaklaşıp nefesim ensesine gelebilecek şekilde konuşmaya başladım.

"Senin gibilerin yapabileceği en büyük şey zaten aptal bir kızın duygularıyla oynamak, değil mi maviş."

Sesimi duyduğunda hiçbir şey yapmadı. Ama öfkelendiğini elindeki içki bardağını daha da sert tutuşundan anladım. Doğru yolda olduğunu farkettiğimde sözlerime devam ettim.

"Ee twet attın mı bari Lavin Kara'nın planlarını bozdum ben diye. Sayemde adın duyulur. Ama senin gibiler sadece adını duyurur. Benim ismim insanların ruhuna kazındı. Sonucu canın olacak işlere kalkışma sakın aptal. Bu kadar da düşme karşımda."

Bay mavi sonunda gözlerini benimle buluşturunca neden bu kadar etkilendiğimi anladım o gözlerinden. İçinde bana dair birşeyler vardı. Beni anlatan, bana benzeyen. O muhteşem gözlerin içinden acımasızlık akıyordu.




Selam. Bu bölümde Lavin'in iyi yönünden ziyade Sıla'ya olan sevgisini ön plana çıkarmak istedim. İlerleyen bölümlerde hem Lavin'in acımasızlığını hemde Bay Mavi yi daha etkin göreceksiniz. Birde rica etsem eksiklerimi özelden veya yorumdan belirtirseniz çok sevinirim. İyi akşamlar..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 10, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin