1. BÖLÜM

181 20 15
                                    

Bugün Cumartesi ve ben evde sıcak yatağımda uyumak yerine saat 09 : 00 da kalktım ve bakkala ekmek almaya gidiyorum. Bugün sıra benim. Dağınık topuzum ayıcıklı polarım kalın hırkam ve parmak arası terliklerimle yağmurlu hava da bakkala gidiyorum.

Gerçi bakkala da abiye giyip makyaj yaparak gidilmez. Kime süslenicem? Bakkalcı Remzi amcaya mı? Tipi değil.

Bakkaldan ekmeği aldım ve eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Yağmur git gide hızlanıyordu. Ve hava gerçekten çok fazla soğuk. Gerçi normal Kasım ayındayız.

Evin önüne gelip motorlu anahtarlığımı çıkartıp kapıyı açtım. Tam bi araba ve motor tutkunuyum. Ha bi de mavi. Mavi benim rengim. Çoğu şeyim mavi. Yatak örtküm, çoğu tişörtlerim, telefon kılıflarım vs.vs.

Asansöre bindim ve 4. Kat düğmesine bastım. Aynadaki yansımam korkunçtu. Rüzgar da iyice dağılmış saçlarım, kızarmış burnum ve kulaklarımla itici görünüyorum. 4. Kata geldiğimiz belirten ses gelince asansörden indim ve zile bastım.

Aslında anahtarım var ama maksat Emre de uyansın. Ben bu soğukta ekmek alıp geliyorum beyimiz hala uyuyo.

" Tuğçe anahtarın var. Ne diye zile basıyorsun? Emre uyanacak " Kapıyı annem açtı ve açar açmaz ilk sözü bu oldu.

" Uyansın salak! Ben o yesin diye soğuk havada ekmek almaya gidiyorum! " Salona doğru giderken aynı zamanda bağırıyorum Emre uyansın diye.

Emre benim ikiz kardeşim, malesef.

Benden sadece 2 dakika büyük olmasına rağmen abilik taslıyo gerizekalı. Mutfakta annemle beraber kahvaltı hazırladık. Babam erkenden gitmişti. İşleri yoğun heralde.

Doktor olmak zor iş. Bir sürü hasta, ameliyat.

Kahvaltı masasındaki yerimizi almışken beyimiz de uyandı.

" Tuğçe kulağımın ırzına geçtin sabah sabah. Ne bağırıyorsun kuyruğuna basılmış kedi gibi! "

Sonunda uyandı. Sanki güzellik uykusundan hasbam.

" Ben senin için bu soğuk hava da bakkala gidiyorum. Sen daha yeni uyanıyorsun ayıp ayıp utan. "

Bir anda yüzü güldü. O uyurken benim bakkala gitmeme sevindi heralde. Ama duuur yarın sıra onda görür piç ( sinsi gülüş ).

" A-a deseydin ben giderdim ne zahmet ettin " yapmacık bir şekilde demişti bunu.

" Sorun ettiğin şeye bak. Yarın sıra sende canım üzülme " bende bunu aynı şekilde söylemiştim.

" Çocuklar bi sabahta didişmeden durun mutluluktan ağlatın beni. " Emre tam cevap verecekken annem araya girdi.

" Ağlamana dayanamayız anne. Yoksa biz çok iyi anlaşırız. " Şakasına söyledim bunu. Biz Emre'yle asla anlaşmayız. Bu herkes bilir.

Başka bir şey demeden kahvaltımı yapmaya devam ettim. Babamın yanına gideceğim bugün. Özledim valla.

...

Tam kapıyı kapatıp evden çıkacaktım ki annem durdurdu.

"Tuğçe bekle yemek yaptım. Babana götür yesin adamcağız, acıkmıştır." Elime bi poşet verdi. Götürmekten başka şansım yok. Eğer götürmezsem çenesinden kurtulamam. Evden çıktım ve durağa gittim.

Taksi beklemeye başladım. Yağmur durmuştu. Taksi geldi ve binip adresi verdim. 20 dakika sonra hastanenin önünde ücreti ödeyip indim. Yağmur tekrar başladığı için koşarak hastaneye girdim. Islanmak istemem.

Babamın odasına gittim. Ama babam yok. Acaba Nerede? Neyse ya hemşirelerden öğrenirim. Hemen bir hemşirenin yanına gittim ve babamın ameliyatta olduğunu öğrendim. Tekrar odaya geldim ve babamı beklemeye başladım. Poşeti de masanın üzerine adeta fırlattım. Annem bu yaptığımı görse üzülür ve ağlar kadın.

Bi süre sonra babam geldi. Morali biraz bozuk gibiydi. " Baba noldu? " endişelendim bi anda. Ne olmuş olabilir ki?

" Ne zaman geldin sen? "

" Yeni geldim de sana ne oldu? " Babam koltuğuna oturdu ve söze başladı.

" 2 genç. Motor kazası. Sanırım sevgililer. Kızı kaybettik. Ama diğer genç çok kan kaybetmiş. Kan bulamadık böyle giderse onuda kaybederiz " Babam bu duruma çok üzülmüş gibi görünüyor. Aslında çok iyi bir doktor. Ama başarısız olunca kendisini suçluyor.

" E peki ailesi yok mu? Veya arkadaşı mutlaka birisinin kanı uyar."

"2 tane arkadaşı var. Ailesi yok galiba. Arkadaşlarının kanı da uymuyor. "

"Kan gurubu ne? " Diye bi soru yönelttim.

" 0 Rh ( - ) seninkiyle aynı "

" E ne güzel ben veririm. Daha 18 yaşında değilim ama 2 ay var. Sorun olmaz bence " babamın yüzü bi anda güldü ama aklına bişey gelmiş olacakki tekrar eski haline döndü.

" Ama seni kan tutar. Eminmisin kararında? "

Ah harika! Ben bunu unutmuştum. Ama olsun bi can söz konusu.

" Evet hadi ne duruyoruz. Gidelim " Benim bu sözümle babam oturduğu yerden kalktı ve bana sarıldı " Seninle gurur duyuyorum kızım " bir babadan duyulabilecek en güzel cümle bu olsa gerek. Gülümsedim ve odadan çıkıp kan verme odasına gittik. Beni bir yere yatırıdılar. Fazlasıyla heyecanlıydım ve biraz da korkuyorum.

Sağ tarafımda babam sol tarafımda elinde iğneyle bana doğru gelen hemşire. Hemşire iğneyi batırdı. Fazla acımadı. Koluma bakmak için kafamı o yöne çevirdim ve kanı görmemle bayılmam bir oldu.

...

Uyandığımda babam yanımdaydı. Gülümseyerek bana bakıyordu.

" O nasıl oldu? " diyerek bir soru yönelttim.

" Çok iyi merak etme. Ama uyandığı zaman sevgilisinin öldüğünü söylemek çok zor olacak. "

● ● ●

KORKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin