Rafaella
Ollie hala komadaydı.1 gün, 1 hafta 1 ay derken 1 yıl olmuştu ve artık dayanamıyordum. O günden beri evde kimseyi gülerken görmemiştim. Evden hastaneye, hastaneden antremana, antremandan hastaneye gidiyordum. Doktorlar bizi duyabildiğini ama tepki veremediğini söylemişti. Her gün farklı bir şekilde karşısına oturup konuşuyorduk, şakalar yapıyorduk, eski komik anılarımızı konuşuyoduk fakat hepsinin sonu konuşan kişinin ağlamasıyla son buluyordu. Neymar bile konuşmayı denemişti. Odada kimse yokken gidip hissettiği herşeyi ona söylemişti. Her ne kadar bize söylemesede onu ne kadar sevdiğini ve ne kadar üzgün olduğundan konuşup durduğuna emindim. Artık eskisi gibi dışa dönük ve sosyal değildi. Arkadaşlarının biriyle bile görüşmüyordu. Tüm gün evde eski fotoğraflara bakıyordu. Ollie'yi makineye bağladıkları gün umudunu yitirmişti. Sadece kalan zamanını onunla geçirmeye çalışıyordu. Annem doğru düzgün işe gidemiyordu. Ailedeki herkes çok etkilenmişti.
Bana gelirsek. Sanki bir parçamı koparıp atmışlar gibi. En iyi arkadaşım bu durumda olsaydı çok daha iyi hissedebilirdim ama Ollie benim kardeşimdi. Hem kardeşim, hemde en yakın arkadaşımı kaybedebilme ihtimalım aklıma geldikçe donup kalıyordum. Annem ve babam beni psikoloğa bile götürmüştü. Hiçbir ile yaramadı çünkü konuşmuyordum. Kimseyle. Konuşamıyordum. Bu durum Voleybolumu da etkilemişti. Her ne kadar fazla katılmasam da, koç beni alt seviyeye almıştı. Eskiden olsa bu çok ağırıma gidebilirdi fakat şuan umrumda bile değil. Bu sorunun çok daha büyüğüyle başa çıkmayı öğrenmiştim zaten...