Bölüm-2

17 0 0
                                    

"Ah Poine,sen aşkı bilir misin? Taş kalbine bir kere olsun girdi mi aşk? O kutsal duygu ölüm gibidir Poine. Bir kere öldün mü dirilemezsin.  Kaç kişi seversen sev, ilk aşkın yerini tutmaz Poinem.  Her terkedilişinde ilk aşkın için ağlarsın. Peki sen hiç ağladın mı benim minik tanrıçam? Ağlamak intihardır. Gözyaşlarının intiharı. Güçlü durmaya çalıştıkça üstüne gelirler Poinem. Güçlü gözük. İçindeki korku göz kamaştırıcıdır onlar için. Bir kere kaçtın mı,her zaman kaçarsın. Aşktan,sevgiden,gözyaşlarından kaçma. Bu fani bedende bu sana iğreç gelen duygular senin için gerekli olacak. Ağlamak isteyeceksin. Sen cezalandırma konusunda iyisindir Poine. Acıma hissin yoktur senin. Ama hiç ağlamamış birine acıyı anlatmak saçmadır. Bende aşık oldum Poine. İmkansız birine. Bir tanrıça değildi. Bir tanrıya göre değildi. O bir faniydi Poinem. Gözlerinde binbir anlam bulunurdu. Saçları güneş ışığı ile parlardı. Ah Poine,o uyurken o kadar masumdu ki. İnanamıyacağın kadar sıradandı Poine. Bir tanrıçadan daha güzeldi. Sessizdi. Kimsenin dikkatini çekmezdi. Ve Poine hiç aşık olmadı o. Poine, tanrıçam sence de aşk sınır tanır mı?"
Donup kalmıştım. Eresbos benden cevap bekliyordu. O bir tanrıydı. Karanlık tanrısı. Ama o kendi karanlığına bir kez bir faniyi kabul etmişti. Fani ile tanrı ilişkisi, ölü ile yaşayan gibidir. Fani er yada geç ölür. Geride kendi kabuğuna kapanmış bir tanrı kalır. Ah Eresbos ben aşkı bilsem,ilk sana öğüt verirdim. Ben daha hiç acı çekmemişken en büyük acı olan aşkı sana nasıl anlatayım?
"Aşk her zaman sınır içindedir tanrım. Ne derseniz deyin aşk boktandır. İnançlarımız sizinle uymuyor. Ben aşka inanmıyorum. Ve aşkı desteklemiyorum. Bir fani ile bir tanrı asla yakınlaşmamalıdır. Sizi yargılamak istemem ama hata yapmışsınız."
Eresbos yüzüme küçümser bir şekilde bakıyordu.
"Çok safsın Poine. Hemde çok."
Alınmıştım. Bana saf demesine göz yumamazdım.
"Beni küçümsemeyi kes Eres!"
"Seni küçümsemiyorum. Sadece doğruları söylüyorum. Sen sözlerime bile dayanamıyacak kadar iradesizsin Poine. Sende bir faniye kanacaksın. Ama günü gelince"
Sinirlenmiştim. Şimdi de güçsüz demişti. Fazla oluyordu.
"Aşka inanmam için bir neden sun bana."
Kendimden emindim. Cevaplayamayacaktı.
"Poine,sana inanmadıklarında sinirleniyordun öyle değil mi? Bir ceza tanrıçasına inanmamak çok büyük ayıp sana göre değil mi? O kadar aşk,sevgi tanrısı ve tanrıçası  boşuna mı varlar benim saf Poinem? "
Bir an için mantıklı göründü.
"Ah saçmalık Eres. Aşk fanilere özgü ve boktandır. Biz güçlüyüz. Bizim irademiz onlara göre daha güçlüyüz. Aşık olamayız. Şimdiye kadar birçok kişiye ceza verdim. Birçok kişiye de intikam duygusu verdim. O fanilerle iç içe olarak onların duygularını anladım. Onlara neden aşık olmadım Eres? İşte aşk saçmalıktır Eres. Aşk sadece fanilerin güçsüz olduğu anda gelen bir ihtiyaçtır. Bizim ihtiyacımız yok. "
Tebessüm etti.
"Göreceksin Poinem,göreceksin...."
Ah aklımı karıştırmak için yapıyordu.
"Saçmalık!" Deyip uzaklaştım.

"Uyan Mercedes."
"Ah Mary teyze son günlerde hiç iç açıcı rüyalar görmedim. Kabus üstüne kabus gördüm. Bir kadını biryerden düşerken görüyorum. Ama kadın çok güzel teyze. Yeşil ve kocaman gözleri var. Saçları çok güzel Teyze. Ama kadın Penthos diye bağırıp ayağının altındaki çatlağın içine düşüyordu Teyze."
Teyzem gülümsedi.
"Olabilir canım. Bazen ruhsal olarak bozuk oluruz. Ruhun yıpranmıştır. Kafanı dağıtmaya çalış. Mesela evi temizlemekle dağıtabilirsin" dedi.
Sırıttım. "Ah teyzecim çok isterdim ama özel dersim var bugün. Ama sonraya sözüm olsun."
Teyzeme minnettardım. Annem ve babamı kaybettiğimde o yanımda olup bana destek çıkmıştı.
"Öyle olsun bakalım. " dedi ve odadan çıktı. Lavaboya girdim. Yüzümü yıkayıp,odama döndüğümde başım döndü.Gerisi karanlık.
Mary Teyze'den...
Odadan çıkıp mutfağa girdim. Bu kızı seviyordum. Annesi ve babasından sonra hep anne ve baba sevgisi eksik kaldı. Ben tamamlayabildiğim kadarını tamamladım. Onun yanıma yerleşme fikri benden çıkmıştı. Koskoca evde tek başıma kalıyordum. Kocam 6 yıl önce ölmüştü. Ah Jhon. Neden bıraktın ki beni?
Evde tek başıma kalmaktan kocam öldüğünden beri korkuyordum. Ben annemin evindeyken ölmüştü. Evde tek kalmayı o istemişti. Annesine gitmesini söylemiştim. Gitseydi belkide...
Yukarından bir ses geldi. Acaba Mercedes iyi mi? Koşarak çıktım yukarıya.
Yerde yatan ,burnu kanayan Mercedes'i görünce canım burnuma geldi.
"Mercedes!"

Mercedes...
Uyandığımda odamdan başka bir yerdeydim. Başımda bekleyen teyzemi görünce kıpırdamaya çalıştım.
Ağzımdan ufak bir inilti çıktı. Teyzem uyandığımı fark edince okuduğu broşürden bana yönlendirdi bakışlarını. Oturduğu sandalyeden kalkıp yanıma geldi.
"İyi misin canım?"
"Evet teyze. Ne olmuş ki?"
"Güneş geçmiş kafana, doktorlar öyle dedi."
"Anlıyorum."
Bana sarıldı.
"Seni yerde görünce çok korktum Mercedes. Seni de kaybettim diye çok korktum.  Yanlız kalıcam diye çok korktum. "
Onu anlıyordum. Kocasından sonra yanlız kalmaktan çok korkuyordu. Bu yüzden onun evinde kalıyordum. Yetimhaneye gitmeme izin vermemişti. Koskoca evde bende tek başıma korkardım.
"Özür dilerim teyzeciğim korkuttuğum için."
"Önemli değil tatlım. Doktorlar uyandığında gidebileceğimizi söyledi. Çıkınca pizzacıya gidelim mi?"
Gülümsedim. Pizzaya hayır demek mümkün değildi.
"Olur."
3 saat sonra....
Eve geldiğimizde yürüyemiyordum. Aşırı doymuştum. Kusacak gibi hissettim. Nefes alıp ,verince geçti. Teyzeme iyi geceler diledikten sonra odama çıktım. Hastane kokusu alıyordum hala. Duşa girdim. Çıktığımda üstümü giyinip ikide bir uyanacağımı bile bile kendimi uyuyabilmek umuduyla yatağa bıraktım. Aklıma bugünkü ders geldi. Ah kahretsin. Telefonuma baktım. Ve tam tahmin ettiğim gibi Bayan Stan'den 10 cevapsız arama. İşimi kaybettim sanırım. Yavaşça kafamı yastığa koydum ve kendimi uykuya bıraktım.



POİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin