Bölüm 1

75 2 0
                                    

Bu yazdıklarımdan dolayı bana kızacaksın, biliyorum. Ama haklıyım! Ailelerimizle yaşama fikri çok boktandı! Son kelimeyi kafanda sansürle sevdiceğizim. Biliyorum, küfürden pek haz etmezsin, ama lâkin anne-babamı görmek içimdeki Trakyalı'yı azıttı yahu!

İlk görüşte aşık olmadık belki ama... Öhöm, sana ikinci itirafıma sıra geldi galiba. Aklından geçenleri az çok tahmin edebiliyorum: "Yoksa bir iddia için mi?" ya da " Sadece eğlencesine benimle takılıp aşık mı oldun?" Haklıyım yine, değil mi?

Hah! Yakalandın!

Sırf böyle saçma şeyler düşündüğün için bile seni vurabilirim. Ve evet, daha önce ufak bir silah deneyimim oldu. Olur da beni aldatırsan seni vurabileyim diye... Sanki bir yusufluk kokusu mu alıyorum?

Konumuza dönelim, eve ilk adımımı attığımda dedim ki; "Kesin buradan sağ çıkamayacağız!" Ama ve lâkin beklediğimin aksine sakin bir karşılama aldım ailenden. Baban -eliyle ağzına vurur- yani kayınbabam pek bir sıcakkanlı maaşallah! Tıpkı sen. Saçları hafif kırlaşmış ama yüzündeki gülümseme ile on yaş genç gözüktü gözüme.

Kayınvalideciğime gelecek olursak...

Sevdim onu... İçinden 'he he' diye geçiştirdin. Ama yalan yok tatlı kadın. Sadece... Tamam lan palavra atmayayım biraz avrupai bir havası var. Nasıl diyecek olursan, yahu kadın "Kuzum" dedi. Bir an kendimi yeşilçamdayız zannettim. Annen de şu dadı şeysilerinden. Üstelik annemin kolonya tutmasına bir garip baktı. Şimdi o bakışa bizim buralarda bi' isim verilir ama... Bilemiyorum, sevdiceğizim. Annen bana ne yapacak, bilemiyorum.

Senin yüzün de annemle tanıştıktan sonra bir düştü, fark ettim. Ben demiştim. Yani yazmıştım. Neyse... Sen anneme "Efendim" dediğinde ben dedim ki içimden; "Aha sıçtık!" Ama annemden beklenmeyecek kadar hareketler izledim dün. Ben görmeyeli biraz köy hanımı havasını azaltmış. Ancak ben annemi tanırım, yeni geldik gözümüz korkmasın diye bu kadar ılımlı davrandı.

Yoksa ne yanar dönerdir o... -Boğaz temizleme- Annemi gömmeyeyim bence. Cık cık!

Babamı pek sevdin. Sana şunu söylemeliyim: Asla bir Trakyalı'yı küçümseme. Fark ettim, sen ona elini uzattığında o sana sarıldı ve kaburgalarından 'çıt' sesi duydum. Umarım da altındaki mânayı anlamışsındır.

Hah, bir de el öpmeyişin hiç olmadı, Bahadır. Ben sadece babanı öptüm ama hiç olmazsa benim annemlerin elini öpmemden bir şeyler çakabilirdin. Kalın kafa sevdicek!

Daha sonra yemek için sofraya geçtiniz. Geçtiniz diyorum; çünkü ben, annem ve kaynanam mutfağa gittik. Henüz senden sofraya olanlara ilgili laf alamadım. Olsun, yakında bülbüle bağlarsın sen. Canım benim...

Velasıl kelâm, mutfak epey bir soğuktu. Aklını ojuma yeteneğim sayesinde 'cam açık' olasılığını aklına getirdin.

Şunu söyleyip bu konuyu kapatıyorum: "A be sıçayım o cevizden hallice beynine, Bahadır embesili!"

Ah benim saf Bahadır'ım... Mutfak kutup soğuğundaydı. İki kaynana aynı odada oluyor ve gelin de orada. İçim ürperdi bi' an. Tövbe bismillâh!

Özet geçecek olursak: Annem, annene "Kızımı kılıbık oğluna yâr etmem" bakışları attı. Kaynanam ise anneme, "Yılan kızın oğluşumu kandırmış şirret kadın" bakışı ile cevap verdi. Ben, tabakları hazırladım. Tamam, akıllı sevgilinim. Biliyorum, bu zeka bana çok.

Kaynanadan daha kötüsü iki kaynanadır. Net...

Annem, mamzana yapmış. Baka gece gece yine acıktım. Obur sevdiceğizin doyamadı bir türlü. Arada kendime diss atarım. Al sana benden ipuçları... Sen tabi masada yemeğe garip bakışlar atmasaydın tadına bakardın.

Nimet o gerizekâlı!

Annen ise tatlı yapmış. Neydi adı? Dur... Heh, bisküvi -yazana kadar en az 10 dakika başka bir kağıda denemelerini yaptı ve en doğrusunun bu olduğuna karar verdi efekti- parçalı krokanlı muhallebi. Kusura bakma, ama bademe alerjim olduğundan yiyemedim. Ama eminim muhteşemdir. Yani...

Tamam lan, yakalandım. Bu aralar pek bir yalancı oldum ben yahu... Bademe alerjim yok ama karamelden nefret ederim. Bunu bildiğini sanıyorum. Otelde waffle yememiştim, hatırlarsan... Bakma öyle pörtlek göz! Sana saçma gelebilir ama ne bileyim... Sevmiyorum.

Çorbamız ortaktı sadece. Ezogelin çorbası. Pek seversin sen. Annen de senin için yapmış. Çakal seni. Durumdan faydalandın.

Yemekler yenilirken hiç konuşmadık. Haklı olarak... Ben kahve yapmaya gittiğimde konuşulmuş sanırım. Geldiğimde parmaklarını çıtlatıyordun. Evet, gergin olduğun parmak çıtatırsın. Bakınız; düğün gecemizdeki halin.

Dip not: Eğer çocuğumsan ve burayı okuyorsan... Okumasa be! Ben üşenmiyorum sana dip not yazıyorum sen yüzsüzce okuyorsan...
Bravo, teyzene çektin! Göz devirme lan! Anlamadım neden bana değil de ona??? Bir saniye, kendine kendime tribe girdim. Teyzenin genlerden bende de var sanırım. Şu aklı farklı çalışanından.

Eğer çocuksan... Oku lan oku. Ama Bahadır'cığım sensen... Okuyabilirsin... Çocuğa kötü örnek olmayalım. Nasıl olsa... Onu.. dünyaya getiren biziz. -Utancından eliyle yüzünü sıvazlar- Hay sıçayım! Tükenmez kalem kullanmayaydım iyiydi.

Şimdi düşündüm de... Bizim çocuğumuz olur mu? Aklımda deli sorular... Baştan yazıyorum şuraya... -Parmağını yalayıp masaya çizgi çizer- Adını İpek koyacağız. Yani... Erkek için de lazım ama... Bilemedim şimdi. O zaman gelsin bakarız canım.

Bugün neredeyse hiç konuşmadık ailelerimizle. Yani benim cephede durum bu. Yarın uzun bir gün olacak. Lan bu da çok Amerikamvarimsi oldu. Dur, bir daha oku anlamadın kesin. Alış bunları. Kelime üretmede adam tanımam.

Yeni yoldan geldin diye laf etmediler kesin. Yarın Allah kâzamızı mübârek etsin. Ne diyeyim...

Şu an sen yatağın sağ tarafına yatmış uyuyorsun. İtiraf mi istiyorsun, come o- Pardon, gaza geldim bi' an. İşte, kendi yazdıkları ile tribe giren biriyim, daha ne olsun.

Tavuktan farkın yok, Bahadır. Saat 11, hemen yatağa. Dakiksin bir de. En sevdiğimden...

Çocuğum merak etme, azar azar anlatacağım 4 yıllık ilişkimizi. Ben boşuna 4 yılımı harcamadım, azcık hava yapalım, değil mi?

Çemkirme anneye!

Ben gene -artık bu lafa alış bence- bize ayırdığın odada, pencerenin önüne koyduğun makyaj masasında dolunay ışığında bu satırları karalıyorum. Ayh, bu da çok edebi oldu. Neyse, sen beni biliyorsun, sevdicek.

Sen kemik gözlüklerini yatağının hemen başındaki komodine koymuşsun. Sevmiyorsun gözlük takmayı. Sırf ben, "Şirin gözüküyorsun." dediğim için takıyorsun arada. Lenslerini kullanıyorsun çoğu zaman ama ne zaman benden bir şey isteyecek olsan her zaman yanında bulundurduğun gözlükleri takıyorsun. Bu düşüncen çok masum görünebilir ama isteklerin hiç değil!

Üzerinde beyaz t-şört var. Genelde giyinik yatarsın. Hem ne o öyle üstü çıplak yatmak? Üşütürsün falan, aman bakamam. Hava yapmak için baş ağrısı çektirme bana. Günlük çemkirmemi yaptıktan sonra devam ediyorum.

Altında eşofmanın var. Örtün açılmış üstünden, oradan gördüm. Seni pis evlat. Hemen aklı nerelere gidiyor...

Eşofmanın dize kadar kısalmış. Gece yatarken kendi isteğin ile dizine kadar kestiğin ile eşofmanları giyiyorsun. Şort giydiremedim sana. Nedenini henüz çözmedim ama eşofmandan sarkan ipliklerle çok tarzın, orası kesin!

Son olarak... İyi geceler, sevdiceğim. Yarın için bol şans. İkimiz için de...

Kaynanan Seviyormuş (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin