Kriz, kriz, kriz...
Bu evde bitmeyen tek şey bu galiba.
Almanlar kaybetti diye biz de kaybettik sayıldı galiba, bunun başka açıklaması olamaz.
Bir insan her cephede de yenik düşer mi? Aileler mi dersin, eş dost mu dersin, sen mi dersin...
Evet Bahadır, sana da yenik düştü bu kız. Hem de ilk görüşte...
Bana şu ettiğim lafın onda birini o gece etseydin de şu hale gelmeseydik be Baho'm. Ben sana alttan alta söylerdim ortamda söylemen için hatta. Ama neredee....
O gece keşke orada kapansaydı, üzerinden günler geçmesine rağmen o masada yaşananları yazmaya bi tarafım yemedi açıkçası. Tekrar sinir olup sana patlamak istemedim ama yetti.
Sinirleniyorum, daralıyorum, isyan ediyorum isyan...
Tüm kozlar paylaşıldı, tüm o bağırışmalardan sonra her çift odasına tıpış tıpış gitti. Herkesde bi' sinirlilik hali sorma gitsin. Elimizde silah olsa birbirimize doğrultacağız o namluları, o derece yani.
Aile üyelerini kısaca özet geçmek istiyorum bu olayda, minik Ersenler için. O daha bilmiyor yavrum benim...
Babanın o çıkışından sonra Şaziment Hanım pek bi' morardı, sorma annecim. Oğlundan böyle bi çıkış beklemiyordu, pıstı kaldı tabi başta. Sonra yanımızdan alev topu gibi geçti gitti üst kata.
Ama ne geçmek...
Utanmasa beni ezip geçecek, öyle bir süratle geldi ki üzerime üzerime. Hızlıca kenara çekilmesem, şu an sana bunları yazabilir miydim bilemiyorum. Kadın kolumu da yanında götürecekti herhalde, omzuma çarpıp beni yıkmayı planlıyordu ama annen bunu fark edip hemen bi adım yana kaydı. Buna rağmen yanımdan geçtikten sonra dengemi sağlayamadım, duvara tutundum.
Gerisini sen hayal et yani.
Hikmet Babam, yani deden, bana kısa ama mahcup olduğunu belirten bir bakış yolladı, o da hemen arkasından çıktı üst kata.
E adam da n'apsın, bu kadının zehirli dili herkese uzanıyor ama o laflarını utanma kısmını bu adam yaşıyor. Eş olmanın bi'de bu yüzü varmış meğer.
Açıklarını örtbas etmek...Benim annem zaten domates gibi kızarmış halde masadaki şeyleri üçer beşer üst üste dizdi anında, doğruca mutfakta gitti. Ama iki saniye geçmedi bi' kırılma sesi geldi.
Her ne kadar "Elimden kaydı," diye bağırsa da ben onun o sesinden anladım, yere attı elindekileri.
İnsanın kanına dokunuyor o kaynanamın söyledikleri. Annem de, canım benim, hem kızıyor o kadına hem de kendine kızıyor, böyle bi işe alet olduğu için.
Kolay mı kızının hakaret gördüğü bi' yere kendi ayaklarıyla gelmek... Elbette değil, annem de buna sinirleniyor.
Bu son dediklerim hem sana küçük Ersenler hem de sana Bahadır. Annemin o anki tavrını anlaman için...
Neyseeee, herkes odasına dağıldıktan sonra biz de kaldık mı bir başımıza yemek masasında. Yandan yandan bana bakıyorsun, ben de önümdeki tabağa. Kısacası mal gibi bakıyoruz bi' şeylere.
Yanlış anlaşılmasın, mala bakmıyoruz mal gibi bakıyoruz. Çünkü sen bana bakıyorsun az önce de yazdığım gibi.
Kendime mal iması yapamam şurada.
Bir sandalye gıcırtısı duydum, sonra benim sandalyemin arkasına geçip beni arkadan sımsıkı sardığı hissettim.
Keşke bu his bana yetseydi Bahadır.
O an sadece kendi ailesini susturan bi' adam sevmiş olmamı yedirememiştim kendime. Nasıl olurdu da inkar etmezdin onların dediklerini... Yoksa bu suskunluğun onların dediklerine hak verdiğin anlamına mı geliyordu...
Aklımda tüm bunlar varken bana sarılmanın beni bir halatla tutsak etmenden bi' farkı yoktu. Bu saatten sonra ya ben aklımdakilere ya da senin kollarına tutsak olacaktım.
Ama ikisi de benim istediğim şeyler değildi. Aklımdakiler bir kuruntudan ibaret diye kendimi kandırsam, kendime ihanet ederdim. Sana inanıp sarılışına karşılık versem...
Bu sefer aileme ihanet ederdim.
Kendime ihanet ederdim.
Daha öncesinde olsa bir saniye bile düşünmeden sığınacağım kollardan sıyrılıp, biraz da yalpayarak kendimi mutfağa attım. Annem çoktan buradan gitmişti odasına. Mutfak tezgahına tutundum ve gözlerimi kapatıp sadece dua ettim.
'Allah'ım bana sadece dayanma gücü ver. '
Arkamdan gelen adım seslerini duyuyordum. Beni bırakmak istemeyip arkamdan gelmen incelikti, belki. Ama şu an incelikten anlayacak halde bile değildim.
Yani kabaca elimden gelse herkesi bir kaşık suda boğacaktım.
"Bence bana biraz zaman vermen gerek Baho," diyip arkamı döndüğümde kapıda kısık gözleriyle bana bakan bir de kimi göreyim sayın Ersenler sülalesinin değerli üyeleri...
Veya bunu kim okuyorsa...
Şazimenttt Kaynana...
Vallahi yazarken bile gözleri gözümün önüne perde gibi indi, konsantrasyonum hep yerlerde şu an.
Ben yatmaya gidiyorum ya vallahi rüyama girecek kadın.
Hoş, onun gözlerini gördüğüm her an benim için uyanık kabus görmek gibi ama neyyyyseee.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaynanan Seviyormuş (!)
Chick-LitKural 1: "Aileden izin alınmadan yapılan bir evlilik her zaman mutluluk getirmez." Üniversitede tanışıp aşık olan çiftimiz, ilişkilerini bir adım daha ileriye götürmek isterler. Bahadır ve Yonca... Yıldırım nikahı ile hiç kimsenin haberi olmadan evl...