Bölüm 2

58 11 6
                                    

"İyi misiniz" derken elini yuzume dogru salliyordu. Düşüncelerimden sıyrılıp kafamı kendime gelircesine iki yana salladım.
"Sey evet ben.. Ben lavaboya gitsem iyi olacak. Siz de elinizi yaktiniz, soguk su tutmaniz iyi olacaktir." dedim
Kafasini ellerine cevirdi sanki hic farketmemis gibiydi. Aklı neredeydi bu adamin?
"Şey evet biraz fazla dalginim sanirim. Bende bir soguk su tutsam iyi olacak çünkü yavaş yavaş acısı çıkmaya başladı.." dedi ve siritti.
"Tamam o halde." dedim ve tuvalete dogru yurumeye basladim, kizlarda ilk şoku atlatmis ve benle birlikte yurumeye baslamislardi.
İlk sozu alan her zamanki gibi Elif olmustu, o
"Alev iyi misin?" derken bende suyu karin bolgeme tutuyordum. "Evet iyiyim su daha iyi geldi" dedikten sonra bir pecete aldim hafif islatarak ustumdeki lekeyi cikarmaya calistim ama sadece calismakla kaldim elbetteki basarili olamadim. Beyaz tshirtumun ustundeki leke adeta ben buradayim ama siz zaten goruyorsunuzdur der gibiydi. Peceteyle işim bittikten sonra kizlara döndüm, zaten kolay yorulan bir yapim vardi ve simdi halim kalmamis gibi hissediyordum. Onlara dönünce onlarda halimden anladilar. Ah sükürler olsun ki beni anlayan arkadaslarim vardi. Yavas yavas cafeden cikmaya basladik. Kapinin önüne geldigimizde herkes birbirini öptü, kimileri taksiye kimileri arabalarina binip uzaklasti. Bende yavas yavas arabama dogru yurumeye basladim. Bu sirada aklima o adam geldi. Nereye kaybolmustu cidden? Bir anda hayalet misali ortadan yok olmustu. En son elini yikayacakti ama hic bir yerde gorememistim, onun işi daha kısaydı tabi, belkide elini yıkayıp direk çıkıp gitmistir. Aman canim neyse ne. Sanki goremezsem dunyanin sonu gelecekte. İyisi mi eve gidip biraz uyumak. Dusuncelerime kisa bir ara verip arabaya bindim ve eve dogru surmeye basladim radyoda calan sarkiyi bilmiyor olsamda hareketli bir sarkiydi ve kafamla eslik etmeye basladim. Sonunda eve vardigimda cantamdan anahtarlarimi bulup cikardim ve kapiyi actim. İceri girdigimde annem mutfakta hizmetlilerle konusuyordu. İstedigi,aksama hazir olmasi gereken yemekleri sayiyordu bir bir. Hic bölmeden yukari dogru yol almaya baslamistim ki
'Alev kizim anneye opucuk yok mu'
Ah anne neden mutfak kapisinin onunden gecerken soylemiyorsunda o kadar adim atmisken soyluyorsun.. Geri dondum ve kokusunu kocaman icime cekerek sulu sulu optum. Boyle opmemi hep cok severdi.
"Aşkım kızım benim. Ustune ne oldu bakayim?"

"Tamamen bir kazanin kurbaniyim anne.."

"Ah benim deli kızım.. Hadi gitte ustunu degistir. Temiz bir seyler giy aksam yemeginde evde ol babanin sana bir suprizi varmis" derken o da beni öptu. Tekrar yukari cikmaya basladim. Odama girdim. Babamin suprizi varmis.. Allah allah ne olabilir ki acaba? Dusundum dusundum ama ozel bir gunde degildi. Sanirim icinden gelmisti. Arada boyle seyler yapardı istemiyorum dememe ragmen, ben babayim sana hediyeler almak en dogal hakkım der, beni hem susturur hem mahçup ederdi. Bu dusuncelerime son verip dusa girdim. Dusta ne kadar kaldigimi hic bilmiyorum, ama dusta uzun vakit gecirmeyi seviyorum. Dustan ciktim, sonbahardaydık ama hava o kadarda sogumamıstı, giymek için kısa kollu ve kalın olmayan pijamalarımı sectim, sacimi topladım, yorgunlugum iyice büyüdü, yatagima gecip uzandim, biraz uyumak iyi gelecekti sanırım..

*****
Kapi tiklatiliyordu. Uykum yeterince hafifti. Yatakta dogruldum. Dısarıya baktıgımda aksam olmustu.
"Evet girebilirsiniz."
Evimizde yıllardır çalışan ve çocuklugumda bana bakıcılık bile yapmış olan Sinem abla gelmişti.
"Alev kuzum baban geldi seni gormek istiyor"
"Tamam Sinem ablacıgım hemen geliyorum."
Uyku mahmurluğundan kurtulmak için yüzümü yıkadım ve aşagı dogru adımlamaya basladim. Evimiz 3 katliydi, ikinci katında genelde ben takılırdim. Ama annem ve babam yaslandikca merdivenleri cikamayacak konuma geleceklerdi o zaman ne yapardik bilmiyorum. Neyse bu o zamanin konusu..
Mutfaktan nefis kokular geliyordu. Mutfaga dogru döndüm ve iceri girdim. Babam masanin basinda annem yaninda oturuyordu. Kafalarini bana cevirdiler, ikisini tekrardan öptüm ve
"Hoşgeldin prensesim" dedi babam en sevdigim ses tonuyla,
"Asıl sen hoşgelmişsin kralım"
Yemeğe devam ettik midem tıka basa dolmuştu. Catali kasigi tabagin ustune koydum ve kalkmaya yeltenirken,
"Alev kızım.." dedi babam,
Geri yerime oturdum. Kafami babama döndüm
"Ne oldu babacıgım?"
"Biz annenle de uzun zamandir konusuyorduk. Ve bir karara vardık. Artık 23 yaşındasın, biz de dedik ki kendi evine sahip olman cok daha guzel olacaktir. Hem bakarsın bir delilik yapıp evlenmeye felan kalkarsan elinin altında bir evin olsun.."
Sirittim.
"Baba umarim dusundugum seyi yapmamissindir. Biliyorsun sevmiyorum boyle seyleri hem yoksa beni evde istemiyor musunuz artık?"
"Kızım mızıkçılık yapma, seni istemez olur muyuz? Sadece yasın artık buyudu ve istersin diye dusunerek sana boyle bir hediye aldık."
"Peki nerede bu hediyenin konumu acaba?" diye sordum.
"Buraya biraz uzak ama en azindan iş yerine daha yakın. Burdan iş yerine gitmek için o kadar mesafe cekiyorsun. Hem o kücükken hep gittigimiz deniz kiyisi ve sallandigin yer vardi ya.." babam sozlerine devam ediyordu. Evet bu evden uzak bir yerdeydi eger tarif ettigi yere yakinsa kucukken oraya bayilirdim, cok insanda yoktu orda, anayol biter toprak yol baslardi devaminda, sonra bir kac ev vardi. Oradaki bir tepeye babamla cıkmıstık kucukken, bir agaca salincak yapmistik, o salincakta sallanirken tepeden denizi gorebiliyordum ve cennette gibi hissediyordum. Hala duruyor muydu acaba? Arkasinda bir ev de vardı kucukken babama keske bu ev bizim olsa bende her gun burada sallanabilsem derdim. Yoksa o ev miydi??? Ama o ev harabeye dönmüs bir evdi..
"Baba bu ev tam olarak hangi ev?"
"Kizim senin salincakli agacin bulundugu tepenin arkasinda bir ev vardı ya hani.."
Nefesimi aniden icime cektim
"Baba sana inanamiyorum ciddi olamazsin cok cok cok sevindim" diyip babama dogru hizlica kalktim ve defalarca öptüm. Babam ayaga kalktı ve dolaptan evin anahtarini cikardi.
" biraz gec kalinmis bir hediyeydi ama ev sen kucukkende boştu bu yüzden alım islemleri evin yeniden yapilandirilmasi derken kismet bu zamanaymis.." derken anahtari bana uzatti.
"Baba sen mukemmelsin ya."
Anahtari elinden aldim, kendine cekip sarıldı.
"Bugun yarin bir ugra istersen, neresine ne esya lazim diye. Esyalar var ama kendine gore dekore etmek istersin diye dusundum. Sonra bize de soylersin yerlesmek istediginde."

"Tamam babacigim cok tesekkur ederim. Hatta izniniz olursa ben simdi bi gideyim. Oralari cok ozlemistim."
"Tamam kizim yanina kiyafetlerini al, iş için sabah buraya gelip kiyafet degisimiyle zaman kaybetme." demisti annem.
"Tamam ben hazirlanayim o zaman."
İkiser ikiser merdivenleri ciktim. Cok mutluydum. Cocukluguma geri donecektim resmen. Onumde deniz arkamda orman arasindada evim. Benim evim.. İcimde hayali havai fisekler patlıyordu. Hemen bir cantaya bir kac makyaj malzemesi kiyafet ic camasiri koydum. Cikmak icin hazirdim. Annemle babama veda edip evden ciktim. Arabama binip kendi evime dogru surmeye basladim. Yolculuk biraz uzun surecekti cünkü annemle babamın evine biraz uzak bir evdi. Bende radyoyu acıp zaman gecirmeye basladim.

****
Sonunda varmistim. Uzun araba yolculuklarini severdim tabi kendim surmedigim zamanlarda. Mis gibi deniz kokuyordu. Hala cennet gibiydi indim ve tepemin arkasindaki eve dogru gittim. Evet o tepe benim tepemdi. Tepemin arkasinda bir ev vardi, sonraki evler bu eve daha uzak ve daha ormanin icindeydi. Babam tepenin arkasi demisti ve benim istedigim ev olduguna gore bu evdi. Eve dogru yurudum, anahtari cantamda aradim tam buldugumdada cep telefonumu kaybettim. Hep basima gelen bir rutin gibiydi bu. Cantamda bir seyi ararken elimdeki öbür şeyi kaybetmek.. Kapiyi actim. Butun esyalar yerli yerindeydi ve renkleri hostu. Cati katlari hep en sevdigimdi. Ve bu bir ahsap evdi. Cati katina dogru cikmaya basladim. Bir odaya oylesine girdim, ışıgı actigimda buranin yatak odasi oldugunu farkettim. Ve aman Allahim.. Ne kadarda guzel gorunuyordu. Yatagin arkasindaki pencere üçgen seklinde catiya uyum saglamisti ve neredeyse o duvarin tamami pencereydi. Arkada deniz manzarasi ve benim tepem gozukuyordu. Tepemin ustunde hala bir tek agac gozukuyordu. Umarim salincagim hala oradadir diye dusundum.
***
Ayagima spor ayakkabilarimi gecirip anahtari cebime koyup tepeye dogru yola ciktim. Cok dik bir tepe degildi. Yollar adeta kivrilarak tepeye cikiyordu. Yavas yavas yuruyordum, salincagima ulasmama cok az kalmisti. Ve gordum, salincagim bana yillardan sonra goz kirpiyordu sanki kollarini acmis ve gel diyordu.. Ve eski salincagim yoktu. Bu daha buyuk ve daha saglam gozukuyordu. Sanirim babam tahmin etmisti salincaga binecegimi ve salincagida onarmisti. Agacim kocaman olmustu. Bir suru dalı yapragi vardi artik ve upuzundu. Salincaga oturdum yavas yavas sallanmaya basladim o sirada da sesli dusunuyordum.
"Ah baba ben seninle ne yapacagim. Hayatta en cok istedigim seylerden biri oldu resmen.." derken agacta bir hareketlilik oldu ve yapraklar dökülmeye basladi. Kafami kaldirdim ve agacin uzun ve kalın bir dalinda bir cift ayakkabinin sadece altini gorebildim.
"Kim var orda?" dedim
Agactaki kisi yavas yavas asagi inmeye calisiyordu bir yandanda
"Asıl sen kimsin? bura bu agac ve bu tepe benim.."
Derken konusmasinin devamini dinlemedim. Bu ses cok tanidik bir sesti bu sesi cok kez duymamis olsamda net sekilde bir kez duymustum. Aman Allahim bu.. Bu nasil olabilirdi? Evrenin bir cezasi mi yoksa bir ödülü müydü bu karsilasmalar? İste bunun cevabini ögrenmekte kararlıydım...

BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin