PAMUK İPLİĞİNDEN SEVDALAR

Rüzgar gibi esti...

#HAYAL#

Bir filmde izlemiştim aşk geliyorum demez demişti yakışıklı genç evet aşk geliyorum demiyordu aşk gelip hayatının orta yerine otağını kurup seni muma çeviriyordu ben tüm bunları kafamda düşünürken o çoktan bana sırtını dönmüş kusursuz omuzlarını gözüme gözüme sokuyordu. Allahım neydi onlar kasmıydı... Kadınına güven veren ama ürkütecek kadar büyük olmayan,gömleğin üstlerine gerdirecek kadar çekici ve bi o kadar mükemmel. Lisede okuduğum bir kitapta adam sayfalarca kadının omuzlarını anlatmıştı o zaman çok gülmüştüm adama korkmayın hemen size sayfalarca onun omuzlarını anlatmayacağım çünkü daha güzel ve tapılası yerleri var...
Düşüncelerimden beni koparan ses araba sesiydi peki ya arabadan inen. Bir dakika bu o olamazdı değilmi? Beni burdada bulmuş olamazdı... Lanet olsun bana doğrumu geliyordu o. Yok canım ne münasebet. Hayır hayır olamaz. Olmamalı. Korkuyla kafamı yere eğdim yaklaşık bir dakika sonra oturduğum paletin önünde bir çift ayak farkettim kafamı kaldırdığımda o alaycı,arsız gözlerle buluştu ürkek gözlerim. Kaçırdığım gözlerime aldırmadan önümde diz çöktü ve göz hizama geldi 'ne yaptığını zannediyorki bu' diye düşünürken ağzı aralandı ve bir çift söz döküldü ağzından 'naber bebek' Bebekmi demişti bana? Malmı bu ya? Ne bebeği? Sorgulayan ve onaylamayan bakışlarla onu süzerken ağzımı açmıştımki 'tüm stajerler buraya gelsin' demişti bir abi kafamı çevirip seslenen abiye bakarken o hala beni izliyordu. Derdi neydi bu çocuğun benimle. Paletlerin üzerinden aşağı atlayıp 'izninle' dedim ve yanından geçip içeri geçtim. Bir Yığın benim yaşlarımda genç dizilmiş bekliyordu bende onların yanına durup beklemeye başladım... Neyi bekliyorduk biz böyle. Kimin keyfi gelecekte bizim başımıza gelecek diye yavaş yavaş sinirlenmeye başlamıştımki o geldi. Allahım sanırım bu bir insan değil resmen meteor bu adam taş bile değil meteor taşı gibi bişey. O mükemmel vücudu, gözlerine ulaşmayan çarpık gülümsemesi,kavruk teni,yaramaz bir çocuk gibi başka alemlerden gelmişcesine yüzünü süsleyen siyah saçları ve gözleri... Hayatımı alt üst edecek o gözler... Rüyalarım olacak o gözler... Nefesimi kesecek o gözler... Hatta beni belalara salacak o derin derin bakışlı kara gözler... Peki ya o ses neyin nesiydiki? Kadifemsi sesiyle dünyaya döndüm.

'Ben ziraat mühendisi DENİZ CAN. Haftalık dağılımlarınıza göre sizinle zaman geçireceğiz. Sormak istediğiniz soru varsa sorabilirsiniz size şimdi şirketin ar-ge kısmını tanıtacağım'

Adı DENİZmiş... Bir kaç soru soruldu tabi ben bunları duymadım bile yine o sesi duydum

'peki şimdi başlayalım burası şirketin ar-ge kısmı,burası...'

Ahh be koçum sen böyle tatlı tatlı konuşurken ben anlarmıyım anlattıklarını ama sen konuşta ben seni bir ömür böyle sırıtık sırıtık dinlerim. Neydi o gülüş öyle... Göz ucuyla gruptaki kızlara baktım hepsi kendi halindeydi tabi biri hariç. 'O bakışlar hiç hoş değil ama tatlım' diye düşünürken kızla göz göze geldik ne yani bana meydanmı okuyordu? Şirketin tüm bölümlerini farklı mühendislerle gezdikten sonra toplantı salonuna toplandık tabi insan kaynakları kontrolünde. 30 günlük stajımızın hangi mühendis ve departmanda yapılacağı bize anlatılacaktı. Öncelikle bir tanışma konuşması yapıldı ardından bize yani zavallı stajerlere staj sürecinde giymemiz için tshortler verildi sonrasında tüm stajerlerin staj programları sunum tahtasına yansıtıldı. Herkes gibi bende kendi ismimin sırasına bakıyordum. Nasıl yani sadece 2 haftamı ar-ge bölümünde bulunacaktım bu haksızlık kesinlikle bu haksızlık belkide hayatımın adamını yaşayacağım ben bu stajda,belkide ilklerimi yaşayacağım o adamla yada belkide tamamen saçmalıyorumdur. Aslında bugün ilk gün olduğu için bizi çalıştırmadılar bile bu kafa bulanıklığımın sebebi nedirki acaba? Düşünmek bile hata tabiki o adamın cazibesi bunu yapıyordu bana. Daha önce hiç aşık olmayan biri için fazla etkileyici bu adam... Önüme gelen çıktıya baktım ve biraz olsun kafam dağıldı. Listede takılı kaldı gözümde aklımda. Danışmanın