Multimedya Arya :)
Arkadaşlar ilk bölümden sonra yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar...
.......O böyleydi işte. Etrafındaki herkese karşı kapalı, herkese karşı yabancı...
.......
Sabah kalktığımda kafamın içinde filler tepişiyor gibiydi. Ve midem altüst olmuştu. Kafamı kaldıracak gücü bile kendimde bulamıyordum.
"Ahh!! İçmeyecektim işte o kadar, lanet olası hap!"
Söylenerek kafamı yastığa gömdüm. Bir türlü rahatlayamıyordum. Başımın içindekileri düşünmemeye çalışarak yataktan kalktım. Dün geceye dair kesik kesik şeyler hatırlıyodum.
"Dans, içki, Merve, Berkay, ve hap! Tüm hatırladıklarım bundan ibaret lanet şey!"
Kafamın içindekilere sifon çekmek istedim bir an ve neredeyse sürünerek banyoya gittim. Ayaklarımın altından zemin kayıyormuş gibiydi.
"Belki kendimi sıcak suyun kollarına bırakırsam rahatlarım"
Ben böyle mırıldanırken çoktan duşumu almıştım. Kafamın içindekilerr sifon çekemesemde iyi gelmişti sıcak su. Aynada kendime baktım soluk sarı saçlarım her zamankinden daha soluktu.gözlerimin altında halkalar oluşmuştu. Gözlerim ruhsuz bakıyor gibiydi. Biçimli bir vücudum vardı fakat şu an gerçekten çökmüş durumdaydım.
" Muhtemelen dünkü kafa dağıtmamdandır bu halim"
Banyoda kıyafetlerimi arıyordum bi yandanda söyleniyordum. Ahh tabi ya kafam henüz yaşam belirtileri göstermiyodu, kıyafetlerimi almamıştım. Paytak adımlar atarak odaya geri döndüm. Komidinin üzerindeki silahlar, duvarlardaki siyah kırmızı boya uyum içerisinde beni yansıtıyordu. Dolabımdakilere göz atarken kırmızı bi kutuda gözlerim takıldı. Egemen yani bizim okuldaki sivilce yığını,4 yıldır peşimde koşan çocuk. Bu t-shirti bana o almıştı. Okulda pek kimseyle konuşmazdım. Zaten çoğu benden korkuyordu. Çevremde durabilen yalnızca Salih vardı. Son 3 yılımı onunla geçirmiştim. Zaten öncesini hatırlamıyorum. Ben bunları düşünürken güçlü bir el arkadan ağzımı tuttu ve beni kendine yasladı. Burnuma sigarayla karışık alkol kokusu geliyordu. Miğde bulandırıcı değildi ama yinede yüzümü buruşturmadan edemedim. Elleri beni sıkıca kavramıştı. Vücut çalışıyor olmalıydı. Bariz bir şekilde kendini belli ediyordu. Düşüncelerimden ayrıldım ve tüm gücümü toplayarak sağ ayağımı güçlü ellerin sahibi olan çocuğun kasığına geçirdim. Tekmem işe yaramış olucak ki beni tutan elleri gevşedi. İçimden kendime ve Salihe övgü sözcükleri yağdırıyordum. Salih olmasaydı bu tür savunmaları öğrenemezdim. Silah kullanmayı ve malları da bana o öğretmişti. Fırsattan istifade bikaç adım öne atıp, ellerinden kurtulup çocuğa döndüm. Geniş omuzları ve dövmeleri vardı. Yeşil veya mavi anlam veremediğim renkte de gözleri . Suratı ifadesizdi. Gözlerinde hiçbir duygu kırıntısına rastlamamıştım. Bir an için kendimi hissettim. Bende böyleydim , duygusuz ve bir o kadar da ruhsuz.
" Yine ne istiyorsunuz!!"
Büyük bir sakinlikle hiçbir şey olmamış gibi sormuştum bunu. Çocuk beni baştan aşağı süzdü. Karşısında beni beklemiyormuş gibi bir hali vardı. Kız olduğum içindir diye düşünmüştüm. Bu camiada kızlar pek barınamazdı. Ama ben güçlüydüm. Ellerini dağınık saçlarının arasından hızla geçirdi. Ne yapıcağını bilmiyormuş gibiydi sanki. Bir adım öne atıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Dağınık saçlarından bikaç tel yüzüne düşmüştü. Ama aldırış etmedi. Şu an çok yakınımda duruyordu. Sonunda yeşilleri benim mavilerimle buluşunca konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ AŞK
Teen FictionGizli kalmış bir sır ve üstü asla kapanmayacak olan bir kötülük. Hiçbir şey bilmeden girilen bir intikam. Ve bu intikam yolunda eski hayatından hatırlamadığı parçalar. Her iki insanın da kalplerine bulaşmış bir intikam hissi. Her ikisinin de duygu...