....Yaşadığım falan yok, sadece ölmezden geliyorum.
.....
Resim Arya
İyi okumalar :)...
Bazen kendini çaresiz hissedersin, çamura batmış ve kurtulmaya çalıştıkça daha da çok saplanıp karanlığa hapsolmuş gibi. Şu an gerçekten böyle bir durumdaydım. Bana en cazip gelen o karanlıktı. Beni istekle kendine çekiyordu ve ben artık çabalamaktan yorulmuş ve pes etmiştim. Ama bir yandan tekrar vücuduma dolan ve herbir köşesini esiri haline getiren intikam hissi çabalayıp bu karanlık çamurdan çıkmam için bana güç veriyordu.
O patlamadan nasıl çıkmıştı aklım almıyordu. Yüzüne daha da dikkatli baktığımda derin yanık izlerini fark ettim. Gözlerim avuç içlerindeki yanıkta takılı kalmıştı. Eline baktığımı fark edince koyu ve nefret dolu gözlerini bana çevirdi. Gözleri ürkek gözlerimdeki yerini alınca konuşmaya başladı."Bunu siz yaptınız."
Sol eliyle sağ elindeki derin yanık izini gösterip bir kaçık gibi gülüyordu. Yanık elinin şortumun açıkta bıraktığı bacağıma değdiğini hissedince irkildim. Elleri bacağımın her köşesinde geziniyordu.
"Şimdi biraz oyun oynayalım. Ben sizin oyunlarınızdan kurtuldum ama sen bu sefer kurtulamayacaksın."
Yüzünde hala iğrendiğim sırıtışı duruyordu. Yarısı yanmış elleri soğuk bacaklarımı terk ederken tek düşündüğüm şu an ne yapacağımdı.
Tahta duvarlardaki keskin bıçakların olduğu bölmeye ilerledi. Ellerinin içine beceriksizce keskin bıçağı yerleştirdi ve hemen ardından ağır ama bir o kadar da sert adımlarla bana doğru yürümeye başladı. Ellerimdeki ipler o kadar sıkı bağlanmıştıki artık derimi aşındırıp kanatma derecesine gelmişti. Berkay yere her bastığında tahta gıcırtıları ortamdaki sessizliği bozuyordu. Adımları bağlı olduğum sandalyenin arkasında son buldu. Artık tamamen arkamda olduğu için yüzünü göremiyordum. Elindeki keskin ve büyük bıçakla arkamda olması beni tedirgin etmişti. Ölümümün Berkayın elinden nasıl cani bir şekilde olacağı hakkında düşünmeye başlamıştım bile. Birazdan gelecek olan acıya gözlerimi sıkıca yumarak kendimi hazırladım.
Soğuk metal ayak bileğimin arkasındaki yerini alınca titredim. Saç diplerime kadar titrediğimi hissediyordum. Ne kadar kendimi ölüme hazırlasam da korkumu gizleyemiyordum. Korkum ölümüm değildi aslında. Yaptıkları Berkayın yanına kalacaktı ve ailemin bir hiç uğruna ölmesinin bedelini ödetemeden ölecektim.
Bıçağın derimde derin bir çizik açarak ilerlediğini hissedince dudaklarımdan çıkan acı ve tiz çığlığı engelleyememiştim. Gözlerim yanıyordu ve kendimi sıkmaktan kaskatı kesilmiştim. Daha fazla dayanamayacağımı anladığımda kendimi bıraktım. Acının verdği iniltiler yerini hıçkırıklara bırakmıştı. Gözlerimdeki yanma hissi yüzümden bacaklarıma doğru süzülen gözyaşlarıma karışıyordu. Haykırışlarımın arasından Berkaya küfürler savuruyordum ama ortaya ses karmaşasından başka hiçbir şey çıkmıyordu."Şşş sakin ol. Seni öldürmeyeceğim."
Alayla söylediği cümlesinden sonra diğer bacağımda da aynı soğukluğu hissettim. Ve ardından gelen ince sızıyıda...
Bağırmak istiyordum ama hem boğazım acıyor, hemde Berkayın önünde daha fazla zayıf gözükmek istemiyordum.
Önüme geçti ve yanık elleriyle zorla tuttuğu bıçağa bakıp gülümsedi."En azından şimdilik."
Dışarıdan gelen keskin fren sesiyle ikimizde bakışlarımızı kapıya yönelttik. Tek fark Berkay hareket etmişti. Bense ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde birazdan olacakları düşünüyordum. Bir yanım da gelen kişinin Salih yada bana yardım edebilecek birisi olması için dua ediyordu. Dışarıdan gelen silah sesleri eşliğinde kükremeleri duyabiliyordum. Bileklerimdeki geçmek bilmeyen ince sızı yüzünden etrafı puslu gözlerle inceliyordum, ben her hareket ettiğimde yara dahada genişliyordu. Dışarıdaki gürültülerin kesilmesi ile buradan çıkabilme umudum da yok olmuştu.
Görüş hizama Berkayın ellerinde tuttuğu silah girmişti. Silah yanık ellerinde daha da korkunç bir görüntü oluşturuyordu. Silahı enseme değdirdiği andaki soğukluğu hissedince irkildim. Hızlı hareketlerle bağlı olduğum sandalyedeki ipleri çözdü ancak hala el ve ayaklarımdaki ipler duruyordu. Berkay saçımdan tutup beni ayağa kaldırdı ama ayağa kalkmamla bileklerimdeki kesik diz kapağımın arkasına doğru derin yırtıklar açarak ilerlemeye başladı. Dudaklarımın arasından kaçan acı çığlığım evin tahta duvarlarında yankılanıyordu. Çığlığımla beraber dışarıdaki silah sesleri ve kükreyişler de tekrar başladı. Bacaklarımdan sızan kanın yere bıraktığı izlere mümkün oldukça bakmamaya çalışıyordum. Saçımdaki elleri dahada sert tutmaya başladığında inledim. Bacaklarımı artık hissedemez olmuştum ve kendimi yerin soğuk tahtalarına bıraktım. Hızla yere çökmemden dolayı Berkayın elinde çekilmekten neredeyse kopacak olan saçlarım yüzümün her iki yanına düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ AŞK
Novela JuvenilGizli kalmış bir sır ve üstü asla kapanmayacak olan bir kötülük. Hiçbir şey bilmeden girilen bir intikam. Ve bu intikam yolunda eski hayatından hatırlamadığı parçalar. Her iki insanın da kalplerine bulaşmış bir intikam hissi. Her ikisinin de duygu...