Yanlarına iyice yaklaşınca beni fark edip elimi tuttu ve " Beren bu Derin, Derin bu da sevdiğilim Beren." diyerek bizi tanıştırdı. Kız ilk önce beni şöyle boydan aşağı süzüp " Memnun oldum." dedi. Kızın vücudu afet derece güzeldi.
En son söylediği sözü duymadığımı sanıyordu ama duymuştum. Bende geleneklerimizi bozmayıp kızla tanıştım. Kızla tanışmamızın ardından beni hemen sürükleyip kantine götürdü. Artık suratımı asmış bir şekilde karşılıklı masada oturuyorduk. Bana neden hemen onu görünce aniden gittiğimi sordu. Bende önemli bir şeyin o an aklıma gelip gittiğimi söyledim. Kaşlarını kaldırarak "Sen öyle diyosan öyledir o zaman."dedi. İnanmadığı açıktı ama kabullendi.
Acaba o kıza ne anlatıyordu yanlarına gittiğimde ,duymadığımı sandığı sözlerin hesabını sorsam ne derdi. Bütün bunlar Doğukan'ın dediği gibiyse. Aldatılıyorsssssam...
Olsun soracaktım ve sordum.
-Sen o kıza neden"Yeterince iyi bi kanıt değil mi?" diye bir şeyler soruyodun?
Güldü,güldü ve yine güldü, ne vardı bu kadar gülünecek anlamadım.
Sonunda
-"Sen beni kıskanmışsın sanırım?" dedi.
"Ben mi kıskanmışım ben.Kıskanmadım aldatıldım" diycektim ki demedim belki de yanlış anlamışımdır.
-"Ben mi kıskanmışmışım?"
-"Yok, ebem"
-"Niye ki ebeler de kıskanır?"
Evet ben bir salaktım o da bir salaktı biz bir salaktık. Gülmeye başladık.
-"Neyse soruya dönelim?"
-"Hangi soru?"
-"Eben?"
Şimdi daha çok gülüyorduk.
Neyse susabilmeyi başardık. Ciddi tavrını alıp:
-"O kız sürekli benim asla birini sevemeyeceğimi sürekli boş kalmamak için birileriyle çıktığımı söylüyordu. Bende ona seninle çıkarak yanıldığını söyledim."
-"İyi.."
-"Nasıl iyi?"
-"İyi iyidir, kötü kötüdür."
Ben böyle saçmalamayı nerden biliyordum. Ama sonunda gülen o oluyordu. Yine güldük.
Her şey iyi gidiyordu. Ama hala aklımda şüpheler vardı. Şüphelerimin anası da Doğukandı. Ara sıra manasız manasız bakıp iğrenç dalga geçiş gülüşüyle sırıtıyordu. Keşke ölse. Ya da ölmesin boş ver kendi halinde yaşasın. Bizden uzak Derin sürtüğüne yakın olsun.
...
Normal normal gidiyordu her şey. Fazla normal. Doğukan'da o Derinle çıkmaya başlamış sanırım. Kıza hiç yüzde vermiyodu eskiden ama bu aralar pek fazla yakınlar hem de çok fazla. Geçen gün kızla kenarda elele belbelelerdi. Biz mutluyduk. Ama Gülçe'in sevgilisiyle sorunları vardı. Bize de bahsetmiyodu her neyse ama mutsuzdu. Ama bir keresinde Burakla tartışırlarken " Senin saçma arkadaşlarının saçma ilişkileri bizi nasıl oluyo da etkilemeyi başarıyo?"diye kızıyodu. Bu kıza bir şey sormaya da gelmiyo ya kestirip atıyo ya da bana atarlanıp gidiyo. Bakalım zamanla barışırlar ya da bize ayrılma sebeplerini anlatır.
Miraç , Miraç.. Yeşil gözlü manım benim. Seviyorum bu çocuğu ama hala elele tutuşurken yabancılık çekiyorum.
Cuma okul çıkışı takıldığı grafittilerini yaptığı yere gittik. Duvarlardan birine "Derine indik ama birbirimizin dibini göremedik."yazmış. Bunun anlamını sorduğumda uzun hikaye boşversene dedi ve belimden sarılıp "Artık zamanı gelmedi mi sence de?"dedi. Neyin zamanı gelmişti de ben bilmiyordum.
"Neyin zamanı gelmedi mi?"dememle beraber dudaklarını dudaklarıma aniden bastırdı. Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk hani bana saygı göstercekti.
