Kankalar Birbirlerini Aşk Acısı Çekerlerken Avuturlar

29 5 0
                                    

•Miraç•

Cuma günü okul çıkışı Derinle kavga ettimiştim. Bu kızın her hareketinden fena halde etkileniyordum, çok çekici bir kızdı Derin. Çoğu kız benimle birlikte olmak için ne kadar yarışsada ben Derinden başkasını istemiyordum. O beni ne kadar terslerse terslesin ne kadar karşı koyarsa koysun o beni her tersleyişinde her karşı koyuşunda tekrar ona doğru hızla koşuyordum.
Ama onun okula yeni gelen Doğukan piçinden hoşlandığı her halinden belliydi. Doğukan okula geldiğinden beri diğer basit kızlar gibi onun peşinden ayrılmıyor resmen beni kışkırtıyordu. Onu Doğukanla her gördüğümde o piçin kafasını duvara sürtmek istiyordum. Derin sürekli onun peşinden dolanıyordu, Doğukan onu terslese de o hala onun peşinden dolanmaktan vazgeçmiyordu. Bu beni çıldırtıyordu bu konuyu Derinle konuşmam lazımdı. Cuma günü çıkışta kolunu sertçe kavrayıp kimsenin göremeyeceği bi yere doğru iteledim.

"Sen ne yaptığını sanıyosun ha? Beni çıldırtmak mı istiyosun derdin bu mu senin? O çocuktan uzak durcaksın!"
Benim ani bağırışlarıma şaşırmış gibi gözüküyordu benim gibi sempatik birinden böyle şeyler duymak garibine gitmiş olmalıydı ama herkes gibi benim de bir sınırım vardı. Sonunda kendini geri doğru çekip
"Kiminle görüşeceğime sen karar veremezsin anladın mı? Sen kimsin ki kimsin sen ha? Bir daha böyle şeyler yaparsan seni çok pis pişman ederim benden uzak dur!"
Adeta kükreyen bir aslan gibiydi, ağzından çıkan her bir kelime beni nasıl etkiliyo anlamıyormuydu bu aptal kız! Sözlerinin üzerine bi saniye bile beklemeden beni geri doğru ittirip koşar adımla önümden geçip gitti. Sinir katsayılarım tavan yapmıştı.
  Tamam peki Derin senden uzak durucam ve o çocuğun seni ezmesini artık zevkle izliycem madem ki 'kimim ben' o zaman sende benim için kimse olmıyacaksın, bir gün döneceğini biliyorum.
Derine çok fazla sinirlenmiş o gittikten sonra duvara bi kaç yumruk atarak acımı daha çok hissetmek isedim. Artık onu takmıcaktım onu izlemicek onu takip etmicektim onu unutmam lazımdı. Bu konuşmayı tekrar tekrar aklıma getirdikten sonra dayanamıyıp kendimi bi bara attım önüme gelen ilk yere. Bira ısmarladıktan sonra düşünmeye başladım. Fırsatları değerlendirmem lazımdı şu fotoğraf kulübündeki kız Beren, beni ne zaman görse heycanlanıp eli ayağına dolanıyordu benden hoşlandığı çok açıktı. Doğal ,sade ve hoş kızdı. Hala şu saçma sapan kulüpte ne işim var bilmiyorum annemin yoğun ısrarı yüzünden katılmıştım, neymiş değişik aktiveteler benim için önemliymiş vs. vs.
Fotoğraf çekmekten pek anlamasam da Berenle takılmak onunla konuşmak içime bi rahatlık veriyordu çok içten ve samimiydi.
Bir kız benden bu kadar hoşlanıp üstüne üstlük rahatlık veriyosa onunla olmak mantıken en doğru olanıydı. Üstelik Derini artık rahat bırakacağıma kendime söz vermiştim her ne kadar hala ondan çok etkilensemde gururumu ayaklar altına alamazdım.

Sabah uyanıp ilk iş olarak Berene çıkma teklifi edecektim. Daha fazla Derini önemsediğimi göstermemeliydim bu yüzden Berenle takılacaktım.
Ertesi sabah her gün olduğu gibi erken uyandım ve bu aldığım karardan caymamak için hemen Berenle buluşmamız gerektiğini mesaj attım. Bu kız değişikti saçma sapan bazı takıntıları vardı. Bütün gerginliğimle beraber Beren'in evine vardım. Tam dairelerinin kapısını çalacaktım ki Beren benden önce davrandı. Beni kendinle beraber sürükleyerek aşşağıya doğru yöneltti. Arabaya bindiğimizde tabii ki yine sorular sormaya başladı ve fazla taviz vermeden pek kimsenin bilmediği benim mekanım olan grafiti çizdiğim yere onu sürükledim. Ve bi anlık hırsla çıkma teklifi ettim. Tabii ki o da kabul etti. Onu önemsediğimi sanması için bi kaç yalan uydurmuş ve elini tutmuş olabilirim. Elini tuttuktan sonra birden gözlerim dudaklarına kaydı. Nemli ve kırmızımsıya kaçan bi rengi vardı. O an için sadece onu öpmek istedim ve ona doğru uzanıp ellerimle yüzünü kavrayarak kendime doğru çektim ama birden beni hafifçe iterek "Yapamam. Lütfen" dedi.
Bu kızların derdi neydi cidden beni çıldırtmak mı? Tekrar elimi tutarak
"Lütfen beni böyle kabul et ben de böyleyim işte, insanlara pek kolay alışamam ve ben ilk defa birinle çıkıyorum yani napmam gerekir nasıl davranmam gerekir bilmiyorum."dedi.
Beren böyleydi işte insanlara pek kolay kolay alışamazdı. Hele ki böyle durumlarda eli ayağına dolanır nasıl davrancağını bilmeden heycandan dudağını kenirmeye başlardı.
Biraz bekleyerek "Pekii, öyle olsun sen ne zaman istersen."dedim.

•Beren•
Ben ne zaman istersem.. Ben ne zaman istersem beni öpebilcekmiş. Bu sözünün ardından ona sarılıp "Teşekkür ederim."diyebildim.
Ben böyleydim işte herşeyi tadını çıkartarak yaşamak istiyordum.
Miraç bena şaheserlerini gösterdi ve eve bıraktı.
Pazartesi sabahı olduğumdan daha fazla kendime özen göstererek yola koyuldum. Tam okul kapısınından girmek üzereyken kolumdan kavrayarak geriye doğru beni çeken bi kuvvet oldu. Beni okul duvarına sertçe yaslayarak Doğukan "Vayy. Yeni maceralara yelken açmışız."dedi.
Bu çocuğun derdi ne, ne demek istiyo bu yaa, ne hakla beni sorgulayabilir! Kızgınlıkla"Ne yelkeni açması sen ne diyosun ya?!"diyebildim.
Kolumu daha fazla sıkarak "Bak senin iyiliğin için söylüyorum o çocuk seni kandırıyo! Gözlerini biraz açta etrafını gör artık!"diyerek kolumu sıkmayı bırakıp okulun içine girdi.
Ne kandırması, onun gördüğü ama benim görmediğim ne vardı etrafta.
Bu çocuk niye beni uyarmaya çalışıyo ki? İçim içimi kenirirken Miraç okul kapısından girdi ve beni görür görmez oturduğum yere doğru gelmeye başladı.
Bu olanları ona sormalıydım, ya bani Doğukan'ın dediği gibi kandırıyorsa, ya herşey yalansa bana oyun oynadıysa.
Miraç merakla bakıp "Noldu sana?" dedi. Sahi nolmuştu bana bi insana hemencecik inanmak kolaymıydı?
"Yok birşey, benim yukarıya çıkmam lazım."diyerek koşar adımlarla merdivenleri çıkarak sınıfa vardım. Doğukanı bulup ne demek istediğini sorgulamalıydım. Sınıfta ondan başka kimse yoktu ve kızgınlıkla "Ne demek istediğini açıkca söyle!" dedim.
Gözlerini telefonun ekranından kaldırıp bana doğru bakarak, gayet rahat haretle "Bu kadarlık uyardım seni gerisini de sen hallet." dedi. Şimdi çıldıracaktım öfkeden. Laflarına aldırmadan "Etrafımda benim görmediğim ama senin gördüğün şey ne?" dedim. Kafasını dikleştirerek "Beren artık şu aptal sevgilini at gözlükleriyle izlemeyi bırakıp gerçekleri daha iyi görmelisin."dedi.
"Neyi görmeliyim?!" diyerek atıldım. "Sevgilin sana karşı kankadan farksız desem en doğru şey olur heralde sonuçta kankalar birbirlerine aşk açısı çekerlerken avuturlar." deyip göz kırparak sınıftan çıktı. Aşk acısı mı yani Miraç kendi acısını geçirtmek için bana acılar mı saplıyordu. En doğru karar bunu Miraça sormaktı ve hemen okul bahçesine Miraçın yanına gidip bunu sormalıydım. İner inmez onu Derin denilen onun sınıfından olan kızla konuşurken gördüm. Miraç ona birşeyler anlatıyordu. Miraçtan ilk hoşlandığım zamanlar bu kızla onun arasında birşeyler olduğunu düşünürdüm ama sonradan arkadaş olduklarını kızın Doğukan'ın yanında gezmesiyle anlamış oldum. Yanına doğru yaklaşırken beni görmedi ve karşısındaki kıza doğru "Yeterince iyi bi kanıt değil mi?" diye kıza doğru dalga geçercesine gülüyordu.

ZITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin