12. Bölüm (Part 2)

7.1K 580 80
                                    

Bütün cumartesi gününü evde finallere hazırlanarak ve zaman zaman da Alex'in kollarında geçirdikten sonra salonda yarı uyuklar bir hal almıştı. Naira da bütün gün çalışmıştı. Evde kapalı kaldığı cumartesiler hep sınav dönemine denk gelenler oluyordu. Ve Naira'nın en sevmediği cumartesilerdi bunlar. Bir tek Selen bütün gün arazi olmuştu evden. Oysa ki onun da çalışıyor olması lazımdı. Ama hanımefendi tuhaf tuhaf sorular sorduktan sonra tamamen kayıplara karışmıştı. Akşam olmuştu ve hala gelmemişti.

"Sana fıstık getirdim." Çiğdem Alex'in sesini hayal meyal işitmesiyle gözlerini dinlendirme seansına son verdi. Yavaşça araladığı gözlerini ona çevirdiğinde yüzü bir gülümsemeyle aydınlandı.

"Uyuyor muydun? Kusura bakma ya. Gerçi dizi başlayacak şimdi." Getirdiği fıstıkları sehpaya bırakıp, Çiğdem'in bacaklarını kaldırarak koltuğa oturdu ve onun bacaklarını kendi bacaklarının üzerine koydu.

"Bana fıstık getirmişsin," diye mırıldandı Çiğdem seksi bir şekilde gerinerek. Doğrulup Alex'e tutkulu bir öpücük verdikten sonra sırıttı. Alex gülen gözlerle onu izlerken Çiğdem fıstık tabağını kucağına alıp bacaklarını toparladı. Sonra vücudunu döndürüp Alex'in göğsüne yaslandı. Alex onun saçına bir öpücük bıraktıktan sonra "Daha önce kimseye fıstık götürmemiştim," diye mırıldandı bulunduğu durumu garipser bir ses tonuyla.

"Yarın da ben hizmet ederim sana." Çiğdem alaycı ve keyifliydi. Bulunduğu yerden de çok mutluydu. Dün akşamdan beri tamamen bırakmıştı kendini artık. Hiçbir şeye isim verecek cesareti yoktu henüz ama artık bir gün gideceğini ya da gidemeyeceğini düşünmeden Alex'in tadını çıkarmayı planlıyordu. Âşık olduğu adamla ne kadar zamanı varsa kullanacaktı. Gerekse sonsuza kadar, gerekse yarına kadar.

"Bana hizmet edilmemesine bu kadar alışmışken tekrar işleri tersine çevirmek istemezsin," Alex'in sinsi ses tonu Çiğdem'in hemen geri adım atmasını sağladı. Suratını buruşturdu. "Haklısın, ilk sabah Selen'den kahvaltı istediğin anı hatırladım da, vazgeçtim. Bu hayata alışmaya devam etsen iyi olur. Gerçi günün birinde elindeki fazlalıktan ötürü parasını ne yapacağını bilemeyen bir oyuncu olursan, on tane hizmetçi tutarsın evinde, eski günlerine hızlı bir dönüş olur sana."

Alex yine keyiflenerek Çiğdem'i saçlarından öptü. Buraya, bu dünyadaki bu rahatlığa o kadar adapte olmuştu ki öbürünü hatırlayamıyordu bile artık. "O kadarına gerek yok. Bizim beceremediğimiz işleri yapacak biri olsa yeter."

Çiğdem 'biz' tabirini duyar duymaz başını çevirip hafif Alex'ten yana döndü. "Biz?" dedi soru sorarcasına.

"E herhalde biz. Yalnız olmayacağım o evde. Seninle birlikte yaşıyor olacağım."

Çiğdem etkilenmiş bir şekilde başını sallayarak önüne dönerken suratına salak bir gülümseme yerleşti. Sonra anahtarla kapı bir anda açıldı ve Çiğdem'deki gülümsemenin aynına sahip başka bir kadın girdi içeri... Selen.

"Y'akşamlaaaaar!" dedi iç geçirerek Selen. Çiğdem Selen'i tanıdığı şu birkaç yıllık zaman diliminde ilk defa onun ses tonunu böyle duyuyordu. Sanki kafa sesiyle şarkı söyleyen şarkıcılar gibi çıkıyordu sesi.

"Ooo! Kayıplar prensesi evin yolunu bulmuş. Ev ortamını terk edeli tam on saat oldu prenses hazretleri. Neredeydiniz?" Selen, Çiğdem'in alaycı tonuna hiç aldırış etmeden salona yürüdü ve kendini tekli koltuğa bıraktı. Ayaklarını sehpaya uzatmak suretiyle oturduğu yerde iyice kaykıldı. Ve sonra küçücük, ufacık geğirdi. Ardından hemen "Ups! Pardon," diyerek ağzını kapadı. Alex de, Çiğdem de yüzünü buruşturdu. Alex hiç alışkın değildi böyle şeylere. Onun dünyasında kızlar geğirmez, gaz çıkarmaz, hatta kaka yapmazlardı. Onlar pembe, yumuşak, narin yaratıklardı. Sağ olsun Selen ona gerçek kadın dünyasının kapıların aralamıştı. En güzide, en mükemmel, en şahane günümüz küfürlerini öğrenmişti onunla.

FIRLAMA PRENS (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin