1 Haftalık Bela (part 2)

82 13 4
                                    

Önceki bölümden;
 
Pizza yesek olmaz mı? " dedim hiç masum kız ayaklarına yatmadım.

"Tamam bir haftalık bela. Tamam."
Kimm ben mi belayım hiçte bi kere ben çok uslu terbiyeli bir kızım.

---------

Savaş elinde pizza kutularıyla içeri girince tren görmüş fil gibi atladım pizzalara. Ben pizzayı yemeye başlamıştım ama Savaş ayısı hala yemeğe başlamamıştı. Neyi bekliyosun olum dalsana pizza bu pizza bakmayla doylumaz yiyceksin.

"Ah acaba neden yemiyo. Kızım hayvan gibi daldın pizzaya ben olsam bende tiksinip yiyemezdim."
Oha lan benim iç sesim varmış ben bi yirmi bölüm falan gelmezsin sanıyodum...

"Efendim? Oha Eylül senin de mi iç sesin var? "

Oha Savaş müneccim çıktı düşüncelerimi okuyo.

"Hayır müneccim değilim sadece sesli düşünüyosun. Çabuk ye."

"Haa şey haaaa sen neden yemiyosun ben biraz ayı gibi daldım ondan mı? Şey yani ondasa ben biraz açtımda. "

Oha- bu kızda ne çok oha dedi amk-  ben Asi yani Eylül Ecevit bir incelik yaptı ve karşısındaki bir insanı düşündü.

"Aç değilim benimkini de sen yiyebilirsin istersen bu arada beni düşünmene gerek yok. Sadece çabuk ye ."

"Tamam da sen böyle bakarken ben yiyemem ki."

"İyi o zaman ." deyip benim elimdeki pizzayı çekti ve ağzına attı.

"Heeey!  O benim pizzamdı."

"Tamam artık benim."  anaaa tiksinmedi! şahsen ben olsam tiksinirdim. Öğğk başkalarının ağzının deydiği yemeği yemek. Bu Savaş' ta da ne mide varmîş anam.

----------

"Savaş ."

"Efendim Eylül! "

  "Senin ailen var mı? "

  "Evet annem, babam ve bir kız kardeşim var ."

"Oha senin ailen vaaar."

  "Evet Eylül benim ailem var,  niye  bir mafyanın ailesi olamaz mı? "

"Niye canım mafyaların da ailesi olabilir." Bidakika lan maf-  "oha lan sen mafya mısın? Laayyyynnn bide ben senin yanında kalıyom, lan ben başından aşağı sıcak kahve döktüm . Oha bak Savaş ben daha gencim yaa valla kimseye bişey demem . Emine Erdoğan, dış işleri bakanı,  vali Bey lan plissss, help, ondan sonracımenk S.O.S ölmek istemiyom lan beeeeeeeen." Ben böyle saçmalarken Savaş' ın kahkahasını duydum. Sonra aklıma gelen birşeyle durdum madem doğruları söylüyoruz o zaman sıra bende.

"Aslında biliyomusun." dedim ben böyle deyince pür dikkat dinlemeye başladı. "Aslında benim gözlerim de lens"

"Nasıl yani? "

"Nedenini bilmiyorum ama annem lensleri çıkarmamam gerektiğini söylüyo. Birşeyler saklıyorlar ama ne olduğunu bilmiyorum. "

"İyi!  Şimdi git ve uyu! " ne olmuştu şimdi neden bu kadar sinirlendi?  Acaba farkında olnadan onu üzdüm mü?  Halla halla ne oluyo bana ben ve ynie birini düşünmek. Sanki banabe beni kilitlediği odaya doğru gittim ve aynanın karşısına geçtim. Uyumayı planlamıyordum çünkü okul saati yakındı ve benim bu okuldan da atılmaya hiç niyetim yok. Saçlarımı düzgünce taradım ve kaza günü giydiğim kıyafetteki lekeleri sildim . Evet neredeyse iki gündür aynı kıyafetle duruyordum.

"Savaaaaaaaaaaaaş " diye bağırarak odadan çıktım etrafa baktım yoktu sonra gözüme bir kapı ilişti ve otarafa doğru gittim. Kapıyı yavaşça açtığımda uyuyo olduğunu gördüm.  Bir dakika bu çocuğun kaç tane odası vardı.

"Gerizekalı  sadece sen misafir odasında kalıyordun ve misafir odası siyahtı."

İç sesimin beni uyarmasıyla yeni farkettiğim bir gerçekle yüzleştim evin heryeri simsiyahtı. Siyah . Sadece siyah ve bu etrafa kasvetli bir hava katıyordu. Amannn bananeyse tam odadan çıkacakken aklıma gelen ani bir fikirle durdum.

Neden olmasın yaa?

"Sakın Eylül bak adamın seni bırakacağı varsa da bırakmaz bak . Sakın! "

"Ama küçücük bir şaka kızmaz kiii."

"Nah kızmaz ama ben seni uyardım küçük sürtük yinede sen bilirsin."

"Sensin lan sürtük. Or.spu, serefsiz, göt beyinli, kavuçuk ağîzlı"

"Aman ne halin varsa gör ben gidiyorum. " iç sesimden kurtulmanın mutluluğuyla yerde olan yastığı aldım.  -Ne dağnık yatıyor bu çocuk yahu-  yavaşça Savaş' ın yanına doğru yaklaştım tam yastığı kafasına vuruyodum ki ..... Kendimi yatakta hatta Savaşın altında, e tabi doğal olarak Savaşı da üstümde buldum. Ve bunun üstüne öyle bi bağardım ki.

"Lan in lan üstümden ağzına sıçtığım. İnsene yaaa."

"Beni böyle uyandırma hakıkını kim veriyo? " diye sorunca açıklama gereği duydum.

"Ok- okula gidecektik." Niye kekeledim k şimdi?

"Sen kötü bir kızsın ve bence cezanı almalısın. Hem cezanı alırsan bidaha ne beni böyle uyandîrmaya kalkarsın nede küfür edersin."  deyip dudaklarıma bakmaya başladı.  Yavaşça dudaklarıma doğru yaklaştı, sıcak nefesini yüzümde hissediyordum ve bu beni korkutuyordu .

     

    Sözümü tutamamaktan korkuyorum . Babama olan sözümü tutamamaktan korkuyordum ama bir yandanda bu s.ktiğimin kalbi sanki maraton koşarmışcasına atıyordu. Hayır ne var yani bu kadar hızlı atacak. Savaş biraz daha yaklaştı aramızdaki mesafe yok denecek kadar azdı ve ikimizdenbiri konuşursa dudaklarımız birbirne deyecekti. Ne var yani bu kadar dibime girecek?  Olum sana hiç ailen terbiye vermedi mi? Bi kıza böyle yaklaşılmaz. Düşüncelerimi bölen Savaş' ın sesi oldu. Ve şöyle birşey vardı ki Savaş konuştukça dudaklarımız birbirine deyiyordu.

 

   "Kalbin çok hızlı atıyo. Hangisi yüzünden?  Korkundan mı yosa heyecanından mı?  Hangisi  Kötü
Kız?  Bak seçimi sana bıraktım ."
deyip dudaklarımı yavaşça öpmeye başladı.  Daha sonra hızlandı ve daha sert öpmeye başladı.  Ben şimdiye kadar onu neden durdurmadım?  Niye hala öpmesine izin veriyorum. Niye kendimi durduramıyorum?  Sanki heran ona karşılık verecekmişim gibi geliyo...

  Selam ben geldim çok geç oldu biliyorum ama babam ceza verdi. Ve ceza olarak telefonuma el koydu bugün de zor alım elinden telefonu. Çok çok cok üzgünüm . Umarım beyenirsiniz. Beyenirseniz vote verip, yorum yaparmısınız lütfen. Ve sizce medyada ne demek istiyo? Savaş' ın çocukca şınarıklıklarından mı yoksa başka birşey mi?  Pambuk eller yorumlara. Bu arada medyadan öteki bölümden ipucu var bakalım tahmin edebilecwk misiniz?  Hepinize iyi geceler . Sizi seven yazarınız Zeyzey- 1234.            






























   

   
 

Kötü Kız (Ukala Serisi -1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin