"Umudum..."

24 5 0
                                    


----------

Eslem' den

"Aman Allah' ım, burnun kanıyor, Alberk..." dediğimde elini burnuna getirip akan kana bakarak sessizce "Allah kahretsin" diye mırıldandı.

"Alberk noluyor?"

"Sanane!"

"Ne demek "sanane" ya?"

"Offff, ne kadar çok soru soruyorsun, sen ya?"

"burnun kanıyor, ama."

"Biliyorum."

"Burnuna pansuman yapalım.", "Boşver" der gibi baktığında sorulabilecek en saçma soruyu sordum:

"Neden geldin?"

"Allahım sen sabır ver" deyip ayağa kalktı. Ve

"Neden geldiğimi bildiğini, biliyorum." dedi, sakince.

"Olsun, sen yinede neden geldiğini söyle" dediğimde kaşları çatılmıştı. Onu çok iyi tanıyordum ve birinin, kendisini zorlamasından nefret ederdi.

"Bak kızım!" dedi, ve beni sağ bileğimden tutup kaldırdı. Kaldırdı ama, bileğimide morartmayı unutmamıştı, ..!Sağolsun!..

"Ne yaaa" deyip karşılık verdim, ama kolumu daha çok sıkmaya başlamıştı.

"Bak, canını acıtmak istemiyo-"

"Canımı acıtmadığını mı sanıyorsun?" deyip sözünü kestiğimde, bir anda afallamıştı. Ha, doğru sözünü kesemezdik demi beyefendinin!

"Anlamadım." dedi sorar bir şekilde.

"Anlamadın ha Alberk, anlamadın. Peki anlatayım. Hani o lanet olası gece ,sen küçücük bir tartışmayı büyük bir kavgaya çevirip bana etmediğin küfür etmediğin laf kalmamıştı ya, hemde üstüne üstlük kolumu aynen bu şekilde morartıp" derken morarttığı kolumu kaldırıp görüş açısına sokmuştum. Ve cümleme devam ettim. " işte bu şekilde morartıp "S*kti* ol git" dediğinde ne olduğunu anlayamamıştım. Sonra ağlayarak çıktığımda hiç düşünmedin demi, canı yanmışdır diye, hhhh, tabikide düşünmedin. Hah o zaman sana olan güvenim, sana olan sevgim ve umudum uçup gitmişti..." derken gözlerim dolmuştu.

Beni kendine çekip sımsıkı sarıldı ve söze başladı
"O zaman kafam binbeşyüzdü, ne dediğimi, neden kavga ettiğimizi, neler yaptığımı bilmiyordum. Yani kısacası kafam, aklım yerinde değildi. Özür dilerim, özür Dilerim." diye fısıldadı. Ve aynı anda "Özür dilerim." diye fısıldadık. Beni kendinden çekip alnını alnıma dayadı ve "Seni seviyorum" dedi...

-----------

Gözlerimi araladığımda kafamı birinin bedenine yasladığımı hissettim. Biraz geriye çekildiğimde kafamı kimin bedenine yasladığımı anladım.

Alberk.

Dün gece barışmıştık. Ve o başımı belaya sokmamak için gitmeye kalkışmıştı ama, yanımdan gitmesini istemiyordum ve onu tekrar kaybetme korkusu sarmıştı tüm bedenimi.

"Gitme" diye fısıldadığımda,

"Gitmem" diye karşılık vermişti...

Alberk te gözlerini araladığında, "Günaydın birtanem" dediğinde

"Günaydınnn aşkilettom" dedim. Gülümseyerek yanağımı öpünce sıkıca sarıldım, o kaslı vücuduna.

Hey maşallah ne de kaslıymış be, bu! Maşallah... Tütü tü, Allah nazarlardan saklasın. Aminnnn İnşallah.

"Eeeee" dediğinde "Eeeeee" diye karşılık verdim. Tabi bu lafıma birazcık kaşları çatılsada sonradan korktuğumu anlayıp gevşetti, kaşlarını.

"Korktun mu"

"Eh, birazcık" dediğimde ufaktan güldüğünü gördüm.

"Ne gülüyorsun be!"

"Surata bak ya." deyip yanaklarımı sıkmaya başladı.

"Çek şu ellerini"

"Nedenmiş o"

"Gülüyorsun da ondan... Bak ya daha halen gülüyor" dediğimde kahkaha atmaya başlamıştı. Elime yastığı alıp kafasına attım. Tam kafasına Dank etmişti.

"Tam isabet" dediğimde beni tekrarlayıp "Tam isabet" dedi. Hah. Buyurun cenaze namazına. Rahmetlinin ruhuna (yani benim) El-Fatiha...

Eğer Alberk bir cümleyi tekrarlarsa, şu anda sizin için kabir yolu gözüküyor demektir.

"Aşkilettommm" dedim titrek bir sesle... Bir anda kahkaha atmaya başlayınca,

"Yaaaaa, gülme" dedim.

"Hehe" deyip bana doğru yürümeye başlayınca, "kışt, kışt" dedim. Beni sıkıştırdığında gıdıklamaya başlamıştı.

Kahretsin.

Ben gıdıklanınca, beni gıdıklayan kişiyi cırmalıyordum, istemsizce.

******

"O ne biçim tırnaktır ya"

"Özür dilerim, istemeden oldu"

"Tamam tamam boşver." dediğinde gülümsedim.

"Neyse, ben artık gidiyim. Bir gören olmasın"

"Ya nolur biraz daha kalsan." dediğimde yüzümü elleriyle avuçlayıp

"Yarın bir daha gelirim. Tamam mı?"

Hayır gitme, demek istesemde onu zorlamak istemiyordum. Çünkü onu zorlarsam kaşlarını çatıcaktı ve sonu hiç hayrı alamet olmayacaktı.

"Tamam. Ama gelmeyi sakın unutma"

"Tamam, unutmam" deyip gülümsedi. Tam geldiği yerden gidiyordu ki (yani odamın balkonundan) bir anda durup bana döndü ve hep duymak istediğim cümleyi söyledi.

"Sen benim yaşama sebebimsin"

Gülümseyerek ve utanarak "Seni seviyorum" dedim.

"Bende seni seviyorum." deyip çıktı.

--------

"Nerde ya bu ev?" Alberk evden gittiğinde, beni kurtaran "Ege" denilen çocuğun evini bulmaya çalışıyordum. Hatırladığıma göre buralarda bir yerdeydi o ev...

Bir süre daha yürüdükten sonra Evi bulmuştum...

Dur bakiyim biri arka arka üstüme geliyor... Aaaa Ege. Ama daha halen üstüme üstüm-

"Ah" yere kapaklandığımda ağzımdan sadece bu kelime çıkmıştı.

"Eslem" Egenin şaşkın ve korku dolu sesiyle kendime geldim.

"İ-iyimisin?" dediğinde

"İyiyim, yok birşeyim" dedim. Elini uzatıp beni kaldırdı, ve devam etti

"Özür dilerim"

"Amannn boşver" deyip elimi omzuna attım, espri amaçlı...

---------

Bir hafta sonra yeni bölümde görüşmek üzere...











Son Aşkım, İlk Yarim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin