• 1.Bölüm - Mavi Ay

108 8 9
                                    


İtalik yazılanlar Japonca
Kalın yazılanlar İngilizce
Hem kalın hemde italik Çince
• Normal yazılanlar ise Korece dir.

KİM SEON AH

" Tamam merak etme...baba... tamam dedim...hayır baba erkek yok...evet yeni indim sayılır...hayır etek giymedim...elbisede giymedim...baba kıyafetlerimi ne yapacaksın?...evet sadece Min Jee ve Min Ho var...Tanrım...hayır yok birşey...baba izin verirsen telefo- ne? Hayır baba sevgilimle değilim dedim ya yanımda Min Jee ve Min Ho var diye...şimdi tü..ne..le..girdik..seni..son..ra.ar..ar.rım! " deyip hızlıca kapattım.Babam benim için endişeleniyordu (?) ama biraz da abartabiliyordu.Zaten her yere korumalarımla gidiyordum.Onlar yanımda olduğumda kendimi önemli biri gibi hissetmem gerek değil mi? Ama ben korunmaya muhtaç zavallı bir kız gibi hissediyorum.

" Efendim,artık gitmeliyiz." dedi adını hep unuttuğum korumalardan biri.Milkshake'im den bir yudum daha alıp ayaklandım.Etrafa tekrar göz gezdirdim.Avanak ikizler hala gelmemişti.Dudaklarım büzüldü otomatik olarak.Hong Kong'dan yeni geldim,3 yıldır yüz yüze görüşemedik,ama onlar beni havaalanından almaya bile tenezzül etmiyorlar.Ne arkadaşlar ama!

" Efendim saat g- " bakışlarımla korumayı susturup çantamı aldığım gibi koştum.Korumalar arkamdan bağırırken yürüyen merdivenlerde biraz daha hızlandım.Çarptığım insanlardan özür dileyerek koşmaya devam ettim.Tabii onlar da bana öldürücü bakışlarından atmayı ihmal etmediler.Sonunda çıkışı görmüştüm.Koşuşumu biraz daha hızlandırdım.Korumalar da bana yetişmişlerdi.Vay canına! Ammada hızlı koşuyorlar.

" Efendim lütfen durun! " Arkamı dönüp onlara dil çıkardım.Önüme döndüğümde iki çocukla yüz yüze geldim.Hızımı alamayıp onlara çarptığımda üçümüzde serçe yere düştük.Sırt üstü düştüğümden canım çok acımıştı.Hepimiz acıyla inlerken korumalar iki kolumdan da tutup ayağa kaldırdı.Böyle olunca kendimi aynasızlardan kaçan hırsız gibi hissettim.Pek de bir farkımız yoktu aslında.

" Peşimden koşmasaydınız böyle olmayacaktı! " diye mızmızlanarak yerdeki çocuklara kalkmalarında yardım ettim.Kendimi şuçlu hissetmeme neden oldu." Şey...özür dilerim." dedim 90° eğilerek.Ve sonrada küçük bir inleme...

" Hayır önemli değil.Bu adamlar seni rahatsız mı ediyor? " dedi mavi saçlı.Şöyle bir bakınca oldukça yakışıklı

" Ediyorlar tabii.Ama onlardan kurtulamıyorum! Onlar benim korumalarım." dedim.Çocuk gülerken onun yanındaki çocukları yeni fark ettim.Bir yerlerden görmüş gibiydim,herneyse.

" Efendim artık gidelim babanız be-"

" Tamam! " diye bağırıp çocukla vedalaştım.Onlar arkalarını dönüp giderken çocuğun adını sormayı unutmuştum.Herneyse...

~•~•~•~•~•~•~•~•~

" Neden kaçıyorsun çekirge? "

" Ne? "

" Neden kaçıyorsun? Gerçekleri kabullenemiyor musun? "

" Neyden bahsediyorsun?! "

" Anlayamıyor musun çekirge? Gerçekler çok mu acı veriyor? "

" Lanet! Kimsin sen?! Neyden bahsediyorsun? "

" Ay maviye boyandığında her şeyi anlayacaksın çekirge.Ama şunu unutma ' İnsan kendi geleceğini kendi yaratır,her bitiş yeni bir başlangıçtır.' Sana ikinci bir şans veriyorum.Bunu iyi kullan.Çünkü bir daha böyle bir şansın olmayacak."

Dehşetle rüyadan uyandım.Rüyamıydı kabusmuydu belli değildi.Her yerim su içindeydi.Birazda ateşim vardı.Arabanın arka koltuğunda uyuya kalmıştım.Araba durduğunda korumaların yardımıyla indim.Başıma öyle bir ağrı saplanmıştı ki şuracıkta oturup ağlayacaktım.Kendimi biraz daha sıkıp şirkete girdim.Nedensiz yere sinirleniyordum.Koridorun sonunda babamı gördüm.Sekreteriyle birşeyler konuşuyordu.Yanlarına hızlıca yürüdüm.Sekreter - adını unuttum - ikimize de kafasını eğip bizi yanlız bıraktı.Her zamanki gibi suratıma bakmıyor dosayayla ilgileniyordu.Bu ise benim daha da sinirlenmeme neden oluyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ETERNİTY || Lee HongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin