Prolog 1

106 16 4
                                    

25 Kasım 2015.

Uzun kabanının yakalarını usulca çekiştirdi kadın. Soğuk öldürmek istercesine ısırıyor, insanların düşüncelerini donuklaştırıyordu. Yanındaki adamın varlığı güven vermek yerine daha da tedirgin ediyordu kadını. Adımları çevresindekilerle senkron tutturmuş gibiydi. Diğerlerine benzeme dürtüsü onu korkutuyordu. Bu bir şifre bile olabilirdi. Senkronu bozmak amacıyla sağ ayağıyla üst üste iki adım attı fakat tümseğe dikkat etmemiş sendelemişti. Yanındaki adamın mengene gibi parmakları kadının kolunu yakalamış, canını yakmak istercesine sıkıyordu.

"Dikkatli ol." diye tısladı dişlerinin arasından. Kadın adamın bu yaptığını ürkütücü bulmak yerine komik bulmuştu. Duygudan yoksun bir kahkaha attı ve kolunu adamın parmaklarının arasından zorla kurtardı. "Bu seni ve o gerizekalı patronunu ilgilendirmez."

Adam yine de kadına meydan okur gibi kolundan kavramış ve onu sürüklemeye başlamıştı. Kadın bunu dert etmedi, o zaten sürüklenmeye alışmıştı. Tek derdi trafikti. Yanında süregelen trafiğin gürültüsünden fazlaca rahatsız olmuştu. Kadının migreni vardı ve bu gürültünün migrenini tetikleyeceğini adı gibi biliyordu.

Her zaman ki sokak yerine başka bir sokağa girdiklerinde kadının korkusu gün yüzüne çıkmıştı. Cevaplaması umuduyla onu sürükleyen adama "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. "Gidince görürsün." Aldığı cevap çok sinir bozucuydu. Ne olurdu söyleseydi? "Kaba şey." diye mırıldandı.

Yeniden ana caddeye çıktıklarında kadın buraya daha önce hiç gelmediğini farketti. Adam ise kollarını kadının kolundan çekmişti. "Git." dedi kadına doğru. "Efendim?" kadın doğru duymuş olmayı her şeyden çok istiyordu. "Git, artık Özgürsün. Patron azat etti seni." Kadın' ın bundan gerisini duymaya ihtiyacı yoktu. Topuklu ayakkabısı ayağına vurmasına rağmen koştu. Ciğerleri patlayacak konuma gelmesine rağmen koştu.

O Özgürlüğüne koştuğunu sanarken bir oyuna tutsak edildiğini bilmiyordu.

UMUT'UN KÜLLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin