bir sen eksiktin baş belası

241 6 0
                                    

Çantam tamam bugün ilk gün zaten kitap deftere gerek yok küçük bir not defteri ile kalem attım çantamın içine. Rimel,ruj, kapatıcı tamam ne olur ne olmaz çantanın küçük gözüne bir ped yerleştirdim. Su ,çubuk kraker tamamdır. İlk gün sivil giyine biliriz değil mi yani. Beyaz renkli üzerinde yazı olan badimi giyip altıma uzun bacaklarımı ve biçimli kalçamı ortaya çıkaran yırtık jeanımı giydikten sonra saçlarımı düzleştirdim siyah cap ımı başıma gecirdim. Rimel,şeftali rengi parlatıcı ve tabiki kapatıcı işte hazırım. Aynanın karşısına geçip bir iki poz fotoğrafımı çekmeyi ihmal etmedim. Malum internette çok takılan bir insanım takipçilerim resim bekler. Hemen instagram hesabıma foğrafımı atıp "kendime şans diliyorum. Taşkıran lisesinin öğrencisi olarak bu şansa ihtiyacım olmalı değil mi ? ;) " yazıp paylaştım. Ah! yorumları ve beğenileri şimdiden merak ediyorum. Beyaz sporlarımı giyip evden dışarı çıktım. Büyük neon pembe Kulaklarımı kulağıma takıp "mario joy-nada mas " şarkısını açıp dans ede ede yürümeye başladım-o nasıl oluyor demeyin eminim arada bir sizde yapmışsınızdır-sesi iyice yüksekledim büyük kulakları seviyorum ben ya. Herşey gayet iy- Ahhhh!!!! Popo üstü yere çakılana kadar herşey gayet iyiydi(!). Kaşlarımı çatıp kafamı kaldırdım. Bir sen eksiktin başbelası. Karşımda camdan beni seyrenden çocuğu görünce bir kaşım alayla havaya kalktı
"Camdan seyretmek yetmedi galiba" oda alayla
"Yok canım ya yetmedi havluyla poponun uyumu çok güzeldi de kaldırımlada öylemi diye merak etmiştim şuan gayet uyumlu görünüyor sunuz" ha ha ha! Espirimi yaptı şimdi bu ?
"Konuştu balkabağı "diyerek gözlerimi devirdim. Elimi ona doğru uzattım. Hızla tutup kaldırınca kaslı göğsüne yapışıp kaldım resmen.
"Oha ! Az daha hızlı çekeydin odun. Kaslara bak ya kafamı yarmadım şükür" diyerek içimdeki kezbanın çıkmasına izin verdim. Kafa bu önemli yani. içiten bir kahkaha atıp
"İltifat için teşekkür mü etmeliyim yoksa odun hakareti için bendemi hakaret eymeliyim?" Gözlerine bakıp
"Keyfin bilir." Saatime baktım 7.45 dersin başlamasına son 45 dk. Tamam sorun yok rahat bir şekilde yetişe bilirim.
"Bir yere mi yetişeceksin?" Sorusuyla kafamı ona geri çevirdim.
"Okul."
"Kaçıncı sınıf ?"
"11 Ya sen ? Yeni taşındınız sanırım ?" gülümseyip eline saçlarının arkasına götürüp saçlarını karıştırdı
"Bende 11. Yeni taşındık evet. "
"Okey. O zaman ben gideyim artık." Kulaklıklarımı tekrar kulaklarıma yerleştirdim. Müzik seçmeye çalışırak ilerlemeye başlamıştım ki
"Heyyy!! adını söylemedinnn???"kafamı ona doğru çevirip sormadın kiiii zaaaa xd tabiki demedim
"Mısra ya sen ?"
"Bende yankı" kafamı çevirip yoluma devam ettim. Yankı.... benim de küçük yankım vardı. Kim bilir nerede... nasıl... moralim bozuldu sanki "mabel matiz-sarışın "şarkısını açıp ağır adımlarla okula doğru ilerledim. Saat 8 ve ben okulun tam önündeyim. Her zamanki gibi tam vaktinde okula vardım. Yüzüme gamzelerimi belli eden gülümsememi yerleştirip okul kapısından içeri girdim. Bahçe kalabalıkdı. Hocalar, öğrenciler, 9.sınıfların velileri-ah rezillik liseye geçmiş bu çocuklar anne ve babalarının burda ne işi var -. Bizim sınıfın sırasısına doğru yöneldim. İşte beklediğim fısıltılar başladı bile bari sınıfa girmemi falan bekleseydiniz
"Gelmiş yine"
"Bu sene hedefinde kim var acaba?!" Geçen sene leventle çok samimiydik ama asla çıkmadık. Böyle bir şey imkansız zaten!
"Giydiği kıyafete bak sürtük değil mi işte" bunu diyen kıza dönüp baştan aşağı süzdüm. Dizlerinin 5 karış üstünde kalçasını zor kapatan bir etek,göğüsleri nerdeyse patlayacak gibi görünen dar bir gömlek giymisti. Yüzünde triblex bir evin bile boyasına yetecek kadar makyaj vardı. Ona alayla baktığımı görünce arkasını döndü. İşte bu yüzden sürtük hakaret değil diyorum. Bu gibi kızların ağzından bana bu laf geliyorsa bu bir iltfattır. Ben iyi oldukça hakaretleri artmıştı. 9. Sınıftaki halimden eser kalmayınca 10.sınıfta kızlarında dikkatlerinden kaçamamıştım. Çekemeyenler,kaldıramayanlar,nefret edenler hepsi birlik olup sürtük olduğumu iddia ettiklerinde severek kabul ettim. Evet ben koskoca lisede onca kızın arasında çekilemeyen,yerine gıptayla bakılan,sırf bir kere takılmak için çeşit çeşit yollar denenen kızdım. Kızı umursamadan kocaman bir gülüşle erkeklerin arasında daldım. Beni fark ettikleri anda bütün bakışların sahibi oldum. Rahatsızmıyım bundan ? Tabiki hayır saçmalama ben bu duruma gelmek için neler yaptım ve yapıyorum.
"Bebeğimm. Naber ya" levent bana doğru ilerledi elini omzuma atıp beni yanına çekti, başımın üstüne bir öpücük bıraktı
"İyidir bebeğim  senden ."
"Kızım insan abisine bebeğim der mi ? Bir öğretemedim sana abi demeyi be! Hem nerem bebek lan benim, kaslarımı görmek ister misin? " derken bşr yandanda ben abazayım bakışları atmakla meşguldü. Levent. Mankenim benim. Durun onu tanıtayım size deniz mavisi gözler, sarının değişik bir tonunda saçlar harika, bir vücuda sahip, parayı peçete gibi kullanan, içine iyilik meleği kaçmış bir peri anne :D babada ola bilir. O benim koruyucu meleğim. 9.sınıfta yaşadığım dramatik olaylara dayanmamdaki en büyük yardımcı. Ne zaman başıma bir olay gelse küçük notlar bulurdum
"DAYAN!"
"SEN ÇOOOK GÜÇLÜ BİR KIZSIN"
"BU RENK SANA ÇOK YAKIŞTI"
"UN VE YUMURTA ? BANA KURABİYE YAP :)" belki ortaya hiç çıkmıyordu ama bu notlarla bana destek olan birini bilmek bana çok iyi gelmişti. 10.sınıfta kendimi toparlayınca karşıma çıkıp tanışmıştı benimle benden bir sene büyüktü. Bu sene 12.sınıftı ve ben bir sene mi ondan ayrı okumak olayını düşünmek dahi istemiyordum. Ona sıkıca sarıldım ve elimi beline koydum. O arkadaşlarıyla muhabbet ederken bende çevreyi gözlüyordum. Bakışlarımı okul kapısına çevirmemle içimdeki tescilli bağırmaya başladı
"Ohaaaa oğlum bu neee kahretsin bu lisede başka ilgi odakları (!) İstemiyorum!!!"
Arkadaşlar bir iki bölüm sonra karakter tanıtımı yapmak istiyorum. Önerilerinizi bekliyorum. Lütfen yorumsuz geçmeyin :)

TESCİLLİ SÜRTÜK(UZUN BİR SÜRE ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin