Camide düşüncelere dalıpta ıslanalı iki gün geçmişti. Eve döndüğünde hapşırmaya başlamıştı bile. Hastalık vücudunu ele geçirmiş yatağa düşürmüştü. Sadece iki gün dayanabildi bu eziyete, günlerce yatmak,uyumak, dinlenmek ona göre değildi zira. Annesinin tüm ısrarlarına rağmen bugün kalkacaktı,araştırması gereken bir doktorası vardı ve zaman aleyhine işliyordu. Üniversite de hoca olmasına rağmen yine durmamış,doktoraya başlamıştı. Bu genç yaşta doktora yapan birine rastlamayan hocaları ise hem kıskanıyor hem de takdir ediyorlardı. Durmayan,sürekli işleyen bir beyin ve beden hayal edin. Bu kişi Ali'den başkası değildi. Bunca tamlığına rağmen eksikti hala. Bu kainatta ruh eşim diyebileceği biri olmalıydı zira. Yüreği yüreğine tam gelen,sağ boşluğunu varlığıyla doldurabilecek biri.
Aşk dünyalık olduğunda dillerde şu yanılgıya dönüşür evlilik aşkı öldürür. Lakin Allah rızası için seversen ,Allah rızası için evlenirsen kör kuyulara düşmekten kurtulursun. Allah, eşinle muhabbetine sevgiyle bakar, el ele tutuşmanız bile günahlarınızın parmaklar arasından dökülmesine vesile olur. Rabbim çok merhametli, Rabbim O'nun rızası için yapılan her işe rahmetiyle muamele eder,bereket verir. Ya peki imtihanlar, en küçük bir ihtihanda imanımızı zedelememiz,isyan çukurlarına yuvalanmamız. Güllük gülistanlık bir hayat hayal ediyorsanız vazgeçin.imtihan olmadan cenneti kazanmak olur mu ?
Bu düşüncelerle boğuşurken genç adam geleceğinin belirsizliği gölgeledi gözlerini. Evlenmek istiyordu lakin hayırlı bir eş olmalıydı evleneceği.Fakat nasıl olacaktı,nerden bilecekti hayırlı olduğunu! Sonra utandı kendinden o bilmiyordu,bilemezdi de lakin Rabbi çok iyi biliyordu herşeyi.
Furkan suresi 74. Ayeti okuyordu tamda Kur'an-ı Kerim'de. Mealen şöyle diyordu Allah:وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا
Vellezîne yekûlûne rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zurriyyâtinâ kurrate a'yunin vec'alnâ lil muttakîne imâmâ(imâmen).
(Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! derler.)
Tüyleri ürperdi Ali nin. Ne güzel bir tevafuktu. Tekrar tekrar okudu ayeti. Yüreği ferahladı. Allah ona nasıl dua edeceğini gösteriyordu. Allah yolunu aydınlatıyor,Allah onu seviyordu.
Oysaki geçmişi karanlıktı. Aydınlatılamayacak kadar karanlık.***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
∞ SONSUZ ∞
Fiction généraleOnsuz bir aşk Sonsuz olabilir miydi? ★Bir garip Esmayken Mecnun'a dönmek korkutuyor beni. Daha önce hiç çöl görmemiş ben şimdi çöle talibim. Çöldeki size talibim... ★Çölümü vahaya çeviren efsunlu güzel. Ben şimdi gelişinin şerefine hangi yıldızı ta...