Beklenmeyen Karşılaşma

91 36 18
                                    

************************************

Bir türkü tutturmuştu yıllar sonra Ali. Yıllar sonra nefes aldığını, yaşadığını anlamaya başlamıştı. Elleri ceplerinde, dilinde bir türkü, sahi yaşamak güzeldi !!!

"Mecnunum Leylamı gördüm, bir kerece baktı geçti,ne sordum nede söyledi,kaşlarını yıktı geçti"...

************************************

Ali kütüphaneden bir Mecnun gibi ayrıldı, sonra Üniversiteye bir alim gibi gitti. Dersi saat 4'teydi. Daha bir saati vardı. Odasına geçti. Dudağının kenarında mühürlenen gülücükle ders vereceği konuyu incelemeye başladı.O sırada içeri İsmail hocası girmişti. Ali'deki muazzam pozitif enerji sanki odanın da havasına bahar getirmişti.

-Ali bey yaklaşık bir dakikadır odadayım ve hala farkedilmedim. Bu mutluluğunuzun sebebini öğrenebilir miyim?

-Oo hocam hoşgeldiniz. Kitaba dalmışım kusuruma bakmayın.

Dostça sarıldılar.İsmail tam karşısına oturmuştu, Ali'nin tam göz bebeklerinin içine bakmak, içindeki mücevheri görmek için.

-Aşk hali görürüm sende. Bu dalgınlık, bu mutluluk boşa olmasa gerek .

-Hocam her zamanki halimizdir. Mutlu olmayalım mı? (Gülümsedi, otuz iki dişini göstermek istercesine)

-Herkesi atlatabilirsin ama beni asla. Aşk ile hemhal olan bir yüreğin izleridir üzerindeki ,gözlerindeki,gülüşündeki.

-Aşk konusunda tecrübelisiniz bakıyorum da hocam

-Açtırma bana eski defterleri Ali. Bilirsin herkesin bir hikayesi vardır, benim de var ama sonu mutlu sonla bitmeyen.

- Anlatmak isterseniz dinlerim hocam. Dersten sonra dertleşelim ne dersiniz?

- Bence senin anlatman gereken birşeyler var Ali bey .
(Gülümsediler.)

-Peki hocam anlatacağım lakin siz de anlatacaksınız, anlaştık mı ?
(Göz kırptı)

-Bak sen şu çaylağa . Birde hocasına şart koşuyor. Sende gençliğimi görmüyor değilim. Peki bakalım öyle olsun .

Ali saatine baktı derse 15 dakika vardı.

-Hocam şimdi derse gidiyorum . Dersten sonra odanıza gelirim inşAllah. Allah'a emanet olun.

- Tamamdır oğlum hayırlı dersler. Öğrencilerini çok zorlama, karşında ben yokum ne de olsa seni mağlup edecek.

İkisi de gülümsedi. Ali kitaplarını alıp aşağı indi. Amfiye doğru ilerledi. Derslik 2 ye girdi. Öğrenciler yerlerini almışlardı bile. Ali'nin dersini neredeyse bütün öğrenciler çok severlerdi. kaçırmamak için önceden sınıfa gelip önlerden yer bulmaya çalışırlardı. Haliyle dersin başlamasına 10 dakika kala bütün sınıf çoktan dolmuştu. Ali kitaplarını kürsüye koydu. Yaka mikrofunu taktı. Mikrofona birkaç kez vurdu. Açık olduğundan emin olduktan sonra konuşmaya başladı.

- Selamun aleykum arkadaşlar.

-Aleykum selam hocam.

Bütün salon aynı anda tek bir ağızdan konuşmuştu. Ali ilahiyat fakültesinde tasavvuf hocasıydı. 3. Sınıfların dersine giriyordu. Lakin dersine başka sınıflardan ve hatta farklı bölümlerden, fakültelerden öğrenciler de geliyordu. Bu yoğunluk sebebiyle fakülte yönetimi amfide ders vermesini uygun bulmuştu.

- Bugünkü konumuz Aşk , İlahi aşk. Muhtevası gereği aşkın çözümsüzlükleri ve maddeyle bağlantısı da var. Günümüz modern toplumunda içi boşaltılan , cismanileştirilen aşk dilimizde basit bir sözcükten ibaret kalıyor ve hatta günümüz insanı aşkı tensel bir çekim ve araç haline getirmiş. Lakin İlahi aşka baktığımızda ise elini eteğini çeken çekene. Sizce İlahi aşk a ulaşmak zor mudur ? Ya da şöyle sorayim Aşk'ı Aşk yapan nedir ?

Tüm sınıf bir anlığına sessizliğe bürünmüştü. Sonra uğultu halinde yükselen birbiri arasında konuşmalar ve ellerin havada buluşması.

Ali önlerden kıvırcık saçlı,gözlüklü erkek öğrencisine konuşması için izin verdi. Çocuk sesini yükselterek :

- Aşkı aşk yapan bu duyguyu yaşayanlardır hocam. Her kim ki bu duyguyu doğasına uygun yaşarsa aşk o zaman aşk olur. Yani aşk kişiseldir.

Salondan homurtular, onaylayanlar, reddedenlerin sesleri yükseldi.
Ali bir el hareketiyle herkesi susturdu.
-Peki teşekkürler Kaan. Başka düşüncesini belirtmek isteyen var mı?

Orta sıralardan tesetturlu bir kıza söz verdi.

- Aşk başlı başına bir dünyadır. Sen yaşasan da yaşamasan da o zaten vardır. Bir yerlerde senin keşfetmeyi bekler, dokunmanı, hayatına zerketmeni. Dokunduğun an yanarsın ve bir çocuk gibi bir kez dokunup yanman yeter tekrar dokunmaman için.

- bu durumda aşk hayatımıza girdiği anda yakıp kavuruyor ve bizde bu acıya dayanamayıp vazgeçiyoruz aşktan öyle mi Gülsüm ?

- Evet hocam. Tam olarak bunu kastettim.

- teşekkürler Gülsüm. Başka fikri olan var mı?

En arkalardan birini seciyor Ali. Sınıfı sessizliğe boğup öğrencisine kulak veriyor.

-Aşk bizi madde aleminden mana alemine götürebilmeli. Yani Leyladan mi Mevlaya varabiliyorsak işte o aşk gerçek aşktır. Lakin günümüzde o kadar zor ki Aşk sadece dillerde ekşi bir tat bırakıyor, mazi de kalan eski sevgiliyi hatırlatıyor.

Salondan onaylayan sesler yükselmişti.

Ali tekrar elini kaldırdı ve öğrencisine teşekkür edip sınıfı susturdu. Şimdi bütün öğrenciler Ali'nin ağzından dökülecek sözleri can kulağıyla dinlemek için bekliyordu.

Tam o anda bir el kalktı havaya. Ama bu sima yabancı gelmemişti Aliye. En son sıralarda yüzü tam görünmese de bu esrarlı kişiye aşinaydı. Öğrenci ayağa kalktı ve Ali'nin yüreği gümbürdemeye. Bu kişi Esmadan başkası değildi. Fakat onun ne işi vardı burada. Hem de kendi dersinde. Ve Esma konuşmaya başlamıştı...

************************************

Yazar notu: Sevgili okuyucular lütfen yorumlarınızı esirgemeyin. Gidişatı beğeniyor musunuz belirtin. Beğenmediğiniz birşeyler varsa eleştirin. Oylarınızı,yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar dilerim.

∞ SONSUZ ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin