Karanlık Yol

115 8 3
                                    

Evden akşam saat 8 gibi lanet olası yurda gitmek üzere yola koyuldum. Yaklaşık 2 saatlik bir otobüs seyahati sonrası şehrin merkezinde inmiş, son durak olan kasabaya gitmek üzere diğer bir otobüse binmiştim. Geç kalmanın ve gecenin karanlığının çökmüş olmasından kaynaklanan ürperti içimi sarmış ve su gibi giden şarjımın ekranda %6 göstermesi, soğuk terlemelerime ve telaşlanmama sebep olmuştu. Kasabada indikten sonra 2 kilometre kadar yol yürüyeceğimin aklıma gelmiş olması bazen sesli bir şekilde otobüste küfürler etmemi sağlamıştı. Dümdüz ve üzerinde sokak lambaları bile olmayan, kaldırımları sanki yapılmayı unutulmuş karanlık yolda korku dolu gözlerimle yürümeye başlamıştım. Beynimin ruhumu teselli etme çabaları sonuç vermemiş ve o anki yapabileceğim tek çare olarak %4 şarj gösteren ekranıma bakıp, yurt arkadaşımı arayıp gecenin saat 11'inde yolda kaldığımı, nöbetçi öğretmenlerin beni almaya gelip gelemeyeceklerini sordum.

Arkadaşımın, hocaların yanına gitmek için yatağından fırlamış olduğu, eskimiş yatak tellerinin gıcırtılı sesinden belli oluyordu. Arkadaşımın korkulu sesinden çıkan cümleler bir anlık kendimden geçmeme sebep olmuş beynimin odalarında yankılanan,

"Bu saatte almaya gelemezlermiş, geç kalmasaymış" lafı ruhen çökmeme ve sinirden bağırmama sebep olmuştu. Bağırmama karşılık gelen köpek havlamaları ve ulumaları sırtımda yaklaşık 15 kg kadar ağırlıkta olan çantayla nefesim kesilene kadar koşmamı sağlamıştı. Bu durumdayken hiç bir işe yaramayan telefonumu ve %3'lük şarjımı el fenerini açmakla akıl edebilmiş, en azından kısa süreliğine etrafımı rahat bir şekilde görmemi sağlamıştım. Yolun yarısı kadarını gittiğimi kendi kendime söyleyerek tehlikenin azaldığını ve hatta yok olduğunu kendime inandırmaya çalışmış ve azda olsa bu söylediklerime inanmıştım. 300 metre ileride başlayan ışıklara bakarak içimi azda olsa rahatlatmış ve 300 metre ileride olan sokak lambasına varabilmek için biraz daha hızlanmaya başlamıştım.

Sonunda sokak lambasına ulaşmıştım. Evini kaybetmiş bir küçük çocuğun tekrardan evini bulduğu zamanki sevinci gibiydi sevincim. Bundan sonra az bir mesafe kalmıştı yurda, neredeyse yarım saatlik...

Yolda sessiz sessiz yürürken yolun kıyısındaki çalı ve taş yığınları sanki yerde yatan köpek kılığına giriyorlar. Geride bıraktığım ve az ileride park halinde duran, içinde 2-3 sarhoş olan ve sarhoş olmaya devam eden adamların üzerime arabayı sürüp beni kaçıracaklarmış hissi, tehlikenin halen var olduğunun işaretiydi.

Az ileride sağda bulunan ruh hastaları için yapılmış bina, uzaktan çok şık ve modern gözükse de, yanından geçerken içerideki insanların bağırışmaları ve çığlıkları geride bıraktığım köpek görünümlü taş ve çalıları hatta içerisinde içki içen insanların bulunduğu arabaları özletiyordu.
Az ilerideki 7-8 kişinin karanlıkta bana doğru ilerlemeleri beni korkutsada, yaklaşık 30 saniye sonra bu kişilerin yurt arkadaşlarım olduğunu öğrenmem içimi ferahlattı...

Tehlike HeryerdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin