geçmiş

11 2 0
                                    

Binadan çıktım. Aslına bakarsanız kendime geldigimde sokakta hızlı hızlı Gamze nin işyerine doğru yürüyordum. Benden habersiz nasıl saklamış olduğum hikayelerimi bulup dergiye göndermişti bir türlü aklım almıyordu. Buna sinirlenecegimi daha da önemlisi üzülecegimi bilmeliydi.
Gamzenin iş çıkışına yetiştim. Uzaktan ona seslendim. Beni duydu ve yüzünde mahçup bir ifadeyle caddenin sonunda beni beklemeye başladı.hızlı adımlarla ona ilerledim. Nefes almakta zorlaniyordum. Gogsumun ortasina bir ağırlık oturmuştu.
-Gamze sen ne yaptin,niye?
-Abla bu yaptığın haksızlıktı. Kendine yaptığın bir haksızlıktı. Bunu sen de biliyorsun. Kaç yıl geçti. Atlatmani bekliyorum yıllardır bunu biliyorsun. Hepimiz bekliyoruz. Hepimiz hayata donmen için çabalıyoruz. Bunu bile bile kendine de bize de iskence etmeyi bırak. Birak da yardim edelim sana. Elbette biliyordum sinirlenecegini ama böyle devam edemezsin.
Sessizce konuşmasını dinledim. O konusurken yağmur ciselemeye başlamıştı. Onu dinliyordum. Söylediği her kelimeyi tek tek hafızama kazıyordum ama düsünemiyordum. Söyledikleri hakkinda dusunmek istemiyordum. Cunku içten içe haklı olduğunu biliyordum. Farkındaydım. Onlara cektirdigim acıların farkındaydım ama sanırım kendimden umudumu kesmistim.
-Karnım acıktı.dedim alakasizca.
-Aslında benim de abla. Hadi bugün dışarda yiyelim.Hem konuşuruz.
Sessizce yürümeye başladık. Nerde yiyecegimizi konusmadigimiza gore her zamanki kafeye gidiyoruz diye düşündüm ki gamze de o yolda ilerliyordu. Karşıdan gelen insanları izliyordum. Herkes işten çıkmış koşturuyordu. Ne güzel diye düşündüm. Bir seyler için koşturmak ne güzel. Kosusturacak bir amacın yoksa zamanın da anlamı olmuyordu çünkü. Hayatın tadı kalmıyordu. İnsan hele de yalnızken oturup duruyordu bir koltukta saatlerce.
Kafeye girdik.is çıkışı olduğu icin kalabaliklasmaya başlamıştı. Masaya yerleşir yerlesmez garson geldi ve siparisimizi aldı.
-Abla iyisin değil mi?
-Gamze,konusmasak? Biliyorsun. Konuşamıyorum. İstemiyorum. Onu hatırlamak istemiyorum. Onunla ilgili bir şey hatırlamak istemiyorum.
Kendime engel olamadim,aglayarak konusmaya devam ediyordum. Toplum icinde aglayabilen biri degilimdir. Kendimi tutmaya çalıştım. O kadar cok kastım ki kendimi belimde dayanılmaz bir sancı başladı.
-Zor atlattım bu dönemi. Biliyorsun...
Sesim kısılmaya basladi konusurken. Garson yemeklerimizi birakti. Agladigimi farketti sanirim bir an durakladı ama herhangi bir şey söylemeden sessizce diğer masaya yöneldi.
-Abla atlatamadin. Lütfen yap şu işi. İyi gelecek sana. O yok artık hala o varmış gibi yaşama. O hiç olmamış gibi de yaşama. Onu sevdin sen. Ama onsuz da yaşayabileceğini biliyoruz. Sen de bil artık.
-Gamze zaten onsuz yaşıyorum.
-Abla hala parfumu var evde.Hala güne onun kokusuyla uyaniyorsun.Gamzenin de gözünden yaşlar suzulmeye başlamıştı.
-Kokusunu unutmak istemiyorum.dedim,duymusmuydu bilmiyorum ben zor duymustum kendimi.
-Abla benim icin,benim için yayınla. Yeniden yaz,kusme hayata,biyorum öğretmenliği de seviyorsun ama hayallerin icin yasardin sen. Mutluluğun icin dön eski hayatına.
-Onsuz yazamam. Ona yazdığım hikayeleri baskalarina okutamam. Gamze istemiyorum. Onsuz bi yaşam istemiyorum.
-Abla hayattasin zaten.Hikayelerini ne kadar begendiklerini gormedin mi bugun. Tamam eskilerini bosver. Yeniden yaz. O da boyle isterdi.
Düsünemiyordum. Yemegime baktim. Henuz baslamamistim.Makarnadan bir kaşık aldım. Makarna istedigimi farketmemistim. Deniz makarnayı çok severdi...

sen ve benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin