Herkese merhaba, öncelikle isteyeceğim şey her okuduğunuz bölümün üstünde ki video'ya tıklayıp, müzik eşliğinde okumanız.
Ve evet gelelim asıl konumuza; bu kitap, yani Erva.. Benim ilk kitabımdı. Ağustos/2015'te yayınlamış, sonradan kaldırmıştım. Fakat o kadar çok soruldu ki, tekrar yayınla, tekrar yaz diye.. Kıramadım insanları, kıramadım sizleri. Bu yüzden tekrar sizlerleyim. Erva kitabı farklı bir kitap, ailemle ilgili yazdığım şeyler gerçek, geriye kalan her şey kurgudur. Öncelikle bunu söylemem gerekiyor sanırım, daha sonrası ise, benim yazdıkça huzur komasına girdiğim bir kitap.. Belki sizde iliklerinize kadar gerçek aşkı hissedersiniz. Lafın kısası şu ki, Erva kitabını birilerine vesile olabileyim, iç dünyanızı huzura erdirebileyim diye yazılmış bir kitaptır.
Diğer bir madde de şu ki, daha önceden yayınladığım bölümlerin hepsini birden yükleyeceğim, belirli okuyucu sayısına ulaşınca da yeni bölümleri yayınlayacağım.. Ve bir de, ilk bölümler de genellikle çok yazım hataları var. Onları hiçe sayarak okuyun, çünkü baştan sonra düzenlemeler yapılacaktır. Hatta cümleler bile değişebilir.. Kitap bitince tabi ki.
Oy ve yorumlarınızı içtenlikle bekliyorum, umarım iliklerinize kadar hissettiklerimi size de hissettirebilirim..
Okudukça Allah aşkını hissetmeniz ümidiyle.. Keyifli okumalar :)
***
1.BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR.
Aniden uyanmıştım. Hafif terlemiş, nefes nefese kalmıştım. Gördüğüm rüyadan olsa gerek ki, son bir kaç haftadır hep aynı rüyayı görüyordum. Neydi bu anlam veremiyordum. Her gördüğüm de değişik bir korku, bir ürperti.. Uyandığım da nefes nefese kalışım..
Koşuyordum, sadece koşuyordum..Yalın ayak, taşlara, dikenlere basa basa koşuyordum. Öyle yoruluyordum ki, nefes nefese kaldığım da o boğazımda oluşan acıyı gerçekte de hissediyordum. Koştukça kalp atışlarımın hızlanışı ve ciğerime dolan havanın göğsüme dehşet bir acı verişi, rüyadan çok gerçek gibiydi.
Yataktan kalktığım da saat sabah beş civarlarıydı, sessizce parmak uçlarımda yürüyerek balkona çıktım. Hava karanlıktı ,güneş doğmamıştı. Karşımızdaki ağaçlıkların arasından gelen kırlangıç kuşunun o sesiyle beraber, iliklerime kadar huzurun sesi de yankılanıyordu. Güneş, dağların arkasından hafifçe ışığını yansıtıyordu birazdan doğmak için. Biraz daha rahatlamıştım, en azından kalbimi saran o boğucu his gitmişti. Gözlerimi kapatıp kendimi sessizliğin kucağına bıraktığım anda, ezan okundu. Dinledim..
Öyle bir okunuyordu ki.. Ruhumu alıp semalara yükseltecek gibiydi, kanat taksan göğe uçabilirdim o an. Müezzinle beraber içimden tekrar ettim, her tekrar ettiğim de kalbimde ki imanım artıyordu. Gözlerim hafif nemlenmiş bir şekilde tebessüm ettim.
Göğe baktım, belki meleklerin semada nurlar içinde dolaştıklarını görürüm diye. Elbette bir hayaldi fakat hayaller içinde yaşayan ve bundan dolayı mutlu olan garip bir kızdım ben. İnsanlar hep garip olduğumu söylerlerdi. ''Garip..''
İçeri girip banyoya yöneldim, güzelce abdestimi tamamlayıp dolabımdan o çok sevdiğim zümrüt yeşili elbisemi çıkardım, yanına da pamuk gibi beyaz örtümü. Hazırlanmayı seviyordum O'nun için. En güzel elbiselerimle durmak istiyordum huzurunda. Çünkü; O bunu hak ediyordu. Hem insanlar sevdikleriyle buluşmak için en güzel elbiselerini giymiyorlar mıydı ? Benim de en sevdiğim O'ydu. Nazlanarak hazırlanırdım, büyük bir heyecanla..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-KİTAP OLDU - Seni Allah İçin Sevdim
SpiritualKİTAP OLACAĞI İÇİN İLK 5 BÖLÜM HARİÇ, DİĞER BÖLÜMLER KALDIRILMIŞTIR ! HERDEM YAYINLARI. *** Kar taneleri şiddetini artırdığın da kafamı göğsünden çekerek bakışlarımı, mavi gözlerine çevirdim. ''Mavi umuttur, umut ise gökyüzü.. Ey mavi gözlerine vu...