Kalkamıyorum.
Erken kalkamıyorum bunu kabul edelim. 5 dakika daha 5 dakika daha derken o gün de işe geç kalmıştım.Otobüsten hastane durağında indim. Aşağı doğru yürürken karşıdan gayet güzel bir hanımefendinin geldiğini gördüm.Hanımefendi yaklaştıkça bendeki duygular da artmaya başladı.Bunun nedeni ahlaka mugayir herhangi bir durum değil,onu tanıyor olmamdandı.Tanıyorum yahu...bu o değil mi?
O?...O kim? Sorun tam da buydu.Kız bana yaklaşıyor ama ismi bir türlü gelmiyordu aklıma.Yahu duygu mu Ceren mi kim?İsim bir türlü gelmiyor ama abla yaklaştıkça yaklaşıyordu.Beklenen olmadı...Kız yanımdan 1500 hava ile geçti ve ben sadece yarım bir bakışla içimden "Süreyya desem bakar mı,yok ya" diyebildim.Hastaneye iyice yaklaştım.Bu sırada kızın isminin daha önce bir komşumuzun isminden hatırıma geleceğini hatırladım.Evet,eskiden de bu kızın ismini böyle yorumluyordum.Kız çok güzeldi ama ismi Sebahat idi.Sebahatler çirkin olacak demiyorum sevgili okur.Sebahat anneannedir.Yaşlı komşu teyzedir.ama bir afet bir aman tanrım işte o geliyor değildir işte.Benim aklımda değildir.Halide de değildir mesela.Halide denilince sürekli oğlunu döven karşı komşumuz gelirdi aklıma.Hala da o gelir.Sevgili biricik yavrusu Suat'ı gün aşırı düzenli olarak dövüyor ama Suat akıllanmıyordu.Ne zaman "Halide" deseler aklıma Suat'ın kömürlükte yuvarlanarak simsiyah olmuş eve döndüğünde annesi tarafından kapıda bekletildiği ve konu komşuya teşhir edildiği o an ve akabinde "Ben bunu nasıl alayım içeri" diye isyan eden Halide gelir...Ama bu Sabahat'ti...Sabayat...Hastaneye girince kendisinin telefonunun artık cep telefonunda kayıtlı olmadığı hangi akla hizmeten sildiğim düşüncesiyle içsel bir tartışmaya girdim.Nihayetinde aklıma eski fakülte arkadaşlarımdan birine danışmak geldi.Aradım Mustafa'yı.Bizim fakültede alt dönemlerden bir Sabahat vardı....Sabahat'ti dimi o afet kız, dedim..."Evet abi bir Sabahat vardı bizim grupta " dedi.Telefonu lazım bu sabah onla yolda karşılaştım sanırım, dedim. Baktı,aradı.Meğer onda da telefonu yokmuş.Olaydı şahaneydi, Olaydı bombaydı ,dedim.Umutlar başka bahara mı kalmıştı?Bir daha bok karşılaşırdım onla sokakta...Nereden denk gelecekti? Civar hastanelerden birinde çalışmaya başladığını düşündüm.Asistan olarak geldi herhalde,dedim.Umutların başka baharlara kalmaması için son kez telefon rehberini karıştırdım.Olamaz.Silmemiştim.Abuk sabuk telefonların yıllar sonra bir işe mutlaka yarayacağını düşünerek hiçbir telefonu silmem sevgili okur.Bu kişi abuk sabuk olmamasına rağmen yıllardır görüşmüyordum. Ara sıra çoğu insanın "şunla da yıllardır arama sorma olmadı,silsem mi boşa yer kaplamasın" diye düşündüğü gibi ben de düşünür,telefon defterinde bahar temizliği yapardım.Ama bunun silmemiştim.Memlekette kalan kasaba berberi Mustafa Abi'nin cebi nasıl yıllardır tuşlanmamasına ramen "mustafa abi berber" diye kayıtlı kaldı ise ,nasıl ki sadece "yıllar evvel otobüste çatrakta indiğimde orada bulunan taksi durağının no'su "çatrak taksi" diye kayıltı ise.Nasıl bunlar yıllarca aranmadı ise bu da,Sabahat'in numarası da duruyordu.Çok sevindim.Hemen bir mesaj yolladım.Cevap geldi."Aa evet, o saatlerde oradan geçtim.E, seslenseydin ya?" dedi.Nasıl diyeydim adını hatırlamadım ama güzelliğini unutmadım diye? Denmezdi...Ben de öyle yapıp diyemedim.Acelem vardı ve tam sen misin emin değildim ondan birşey diyemedim, dedim.Oymuş.Bu güzel bir haberdi.Top şimdi ayağımızdaydı.Vakit atak vakti, vakit sessizce ilerleme vaktiydi.O saatlerde orada ne yaptığını sordum.Net bir şekilde erkek arkadaşından geldiğini söyledi.Dakika 1 konu kapanmıştı.Top ayağımıza gelmiş ama o ayağımızdan topu alarak direk 90'ımıza gol olarak takmıştı.Artık nasılsın bacı, görüşemedik bacı, diyerek konuyu ilerletme dönemiydi.Öyle de yaptım.Top orta sahada dolaştı dolaştı.Hiçbir ilerleme olmadı.Sonra görüşelim diyerek görüşme noktalandı.Hastaneye girdim.Üst baş değiş,kliniğe koş derken vakit geçti.Sabah vizitini yaptık.O oldu,bu oldu.Konuyu klinikteki arkadaşım Cüneyt'e açtım.Telefonu kapattıktan sonra direk erkek arkadaşımdan geliyorum denir mi abi?Ben olsam arkadaşımdan geliyorum derdim, dedim."Abi o kaybetmiş" dedi...Cüneyt ile beraber çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nöbet devrine 5 kala
HumorUydurulmuş anılarımı topladığım kitap. Tıbbiye hayatımın bu uydurma anılarımı renklendirdiğini düşünüyorum.Tıp fakültesi hayatı,tıp öğrenciliği,asistanlık vb. süreçlerde yazdığım anılar,yazılar... Anılarda oynamalar yapılmıştır.Kurgu diyorlar ya o. ...