Nöbet devrine 5 kala

Birşey anlatıcam,dinleyin

İtirafediyorum: Tam bir kafein bağımlısıyım.Ne yapayım,isteyerek oldum.Gene olsam, gene yaparım(!).Ders çalışmaya oturmadan evvel mutlaka kahve içmem gerekli,yoksa dikkatimi toplayamıyorum.O derecebağımlıyım ki, dişlerimi fırçalıyorum;ondan sonra kahvemiiçiyorum..Ağzımda kahve tadı olmadan olmuyor..Hayır,bırakmayı da denedim.Kahve yerine bi seferinde su içeyim dedim..olmadı..ben de üstelemedim.Manyaklık o seviyede..

5.sınıfoldum..Ne çabuk geçti seneler,daha 1.sınıftaki yaptıklarım dün gibi..Tus uzaktan göz kırpmaya bile başladı ama daha çok varyahu çalışmak için! Hem, önce başlanınca sınav zamanına kadar unutuluyor;ayrıca ben son akşamcılardanım..son akşam bibakarım işte..:)(Yok artık, ben de inanmadım da neyse:)..Normalsınavlarda son akşam tam bir taktik tam bir felsefe tam bir düşünüşakşamıdır benim için..O akşam ne mi yaparım?Notları önümekoyarım,'önemli' ve 'gereksiz' olmak üzere güzelce ikiyeayırırım.'Önemli' grubunu önüme alır;uykum gelene kadarokurum..olduğu kadar..Notu da fazla bu meretin ama ne yapalımartık..elenmiş,sonraya bırakılan notlar için sistem belli:okunmayan notlara şöyle bir göz gezdirip 'bu tamam.' demek, ensona kalan notun konu başlığına bakıp 'bu zaten tamam' demek,sonradan meydana çıkan bi notu da 'bunu da mantıkla yaparımzaten' diye aslanlar gibi sınava girmek alışkanlığımız olmuş..

Yahu intern olmaya şurada ne kaldı;ancak şu otelin altındaki bara gitmek bir nasip olmadı! Sınırlarında bar olan nadide üniversitelerdeniz;zira gidemedik! 'Yakın ya,elbet gideriz hele biruzaktakileri halledelim de' mantığı aldı yürüdü bizde..Toplanalım da bi gidelim ya! Gidecekler bana cepten haberversin toplu gidelim.Kampüste coşalım,güzelliklere koşalım!

Intern dedim bak aklıma ne geldi:Intern var ,stajyer var...İkisinin arasında dağlar kadar fark var..Anlayamadığım nokta şu ki:İntern ile stajyer anlamsal olarak aynı şey değil midir? Neden 4. ve 5. sınıf öğrencilerine stajyer,6.sınıftakilere intern denilmektedir?Biri İngilizcesi biri Türkçesi değil midir?6.sınıfta okul İngilizce mi eğitim vermektedir?Nedir?Ne değildir?

Ben FTR'de hoca olsam sınavları acayip sosyal içerikli yapardım...nasıl mı?Ben, sosyal adamı geçiririm sınavdan arkadaş!Sırf inek olan öğrenciden ne hayır gelir?Hocalar soruyor ya: 'düşük ayağı olan nasıl yürür,taklit et....Trendelenburg yürüyüşü nasıl olur,taklit et....omzu çıkık adam nasıl olur taklit et...' vs..Ben hoca olsam...Aldım mı 4 öğrenciyi odama,sorular hazır: 1.Sen trendelenburg yap 2.sen düşük ayak yap3.sen cat-walk yap 4. e sana da en zoru kaldı sen de moonwalk yap...

Tuvalet yerine lavabo kelimesinin seçilmesini hayranlıkla karşılıyorum ve bu seçimi yapanlara ciddi ciddi soruyorum:İkisi aynı anlama geliyor da benim mi haberim yok? Yahu yüz numaranın,ayak yolunun kibarı tuvalettir, lavaboyu kim icat etti?..Ha, tabi bir de şu var:ya adam hakikaten lavaboyu kullanıyorsa?Helal derim be abi,oraya nasıl çıkıp da yapıyosun, yaparken biri girse içeri diye hiç mi korkmuyosun? Herhalde korkulmuyor, ne bileyim..Ya laf aramızda ben bi kez deniyim dedim, biri gelicek diye korktum yapamadım lavaboya...Bir de şu sorun var,lavaboya yaptın.Nasıl gidecek o delikten?Hadi gitti diyelim ki gitmez bence,ya biz orda yüzümüzü yıkıyoruz,yapmayın arkadaşım lavaboya!Sen kibar olacaksın diye tuvaletini tuvalete yapan, ellerini yıkamak için sadece lavaboyu kullanan masum vatandaşı fekal-oralden hasta etmeye ne hakkın var?

Anlatacaklarım şimdilik bu kadar...Bu arada kış geliyor...Kalın giyinin...Hep hamburger falan da yemeyin içiniz kurur,gidin ev yemekleri yiyin biryerlerde..Sanki çorbacı dükkanım var da reklam yapıyorum ha!Yok arkadaş,ondan değil...Sonra siz gidiyosunuz fes-futçuya orda yiyorsunuz,annem de görüyomuş ki öğrenciler doluşmuşlar hamburger yiyiyo fukaralar,sonra bana telefon da 'bak sen de düzgün bişi yemiyosundur ben görüyorum etrafta...Akşam ne yedin?...'diye ahiret soruları soruyor..Yemeklerin adlarını da küçüklüğümden beri bilmem ben..Çorbalar benim için kırmızı çorba,yeşil gibiçorba,sarımsı çorbalardır...Birinin bana renk ve şekilleri ile anlatması lazım ki sağ olsun arkadaşım gönüllü olarak bana şekil ve renkleriyle öğretmeye başladı.Bezelyenin top gibi,mercimeğin ufo gibi olduğunu daha 2 sene önce arkadaşımdan öğrendim...Ondan evvel bezelyeye,mercimek dedim yıllarca...Öyle olmadığını öğrenince hayallerim yıkıldı.2 ay yiyemedim bezelye yemeği.O artık benim mercimek yemeğim değildi.Aramıza mesafe girmişti...Neyse hayatımdaki yaraları,birdaha ki sayıda 'kapanmaz yarayım' başlığı adı altında ayrıntılarıyla yazarım da şimdi konudan sapmayalım...Annem bir de telefonda mönüyü de söyletiyor ki sıra şaşarsa mıçtım.Hemen'...O yemeğin yanında o olur mu,attın şimdi,yoksa yemedin mi akşam yemeği?...tüüü bizim oğlan aç kalmış görüyomusun?..' diyo..Dediğim gibi gidin doğru düzgün yemekler yiyin.Hem sağlığınız için,hem de etrafınızda sizi görebilen anneler için iyi örnek oluşturmak adına...Abi azar yiyen ben oluyorum...Yiyin işte doğru düzgün... haydi kalın sağlıcakla...