Sanayiye gittiklerinde Sude, ustadan Burak'ın numarasını istedi. Tamirci, numaranın olmadığını ama bırakan taksicinin yardımcı olabileceğini söyler.
"Nerde bu taksi durağı?"
"Birlik taksi hanım kızım, sanayinin girişinde, çınarın altında. Taksicinin adı Osman."
"Tamam, teşekkürler."
Bir hışımla taksi durağına gidip taksiciyi buldu.
"Buyrun hanım efendi, nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu taksici.
"Nerde o otel?"
"Hangi otel?"
"Burak'ı bıraktığın otel."
"Burak? Ha hatırladım şimdi. Dün sanayiden aldığım avukat."
Avukat mıymış o diye içinden geçirdi Sude.
"Neyse, otel nerdeydi?" diye sordu tekrar.
"Beni takip edin." dedi ve Burak'ı bıraktığı otele gittiler.
Osman, Sude ve arkadaşlarını otelin önüne getirip, oradan ayrıldı. Sude, arkadaşlarına beklemesini söyleyip resepsiyona doğru ilerledi. İyi giyimi ve tatlı diliyle, resepsiyonist bayan Sude'yi karşıladı.
"Buyrun hanımefendi."
"Burak beye hangi odada kalıyordu?" Adından başka hiçbir şey bilmiyordu. Söylediği cümle o kadar saçma gelmişti ki, sanki yeryüzündeki tek Burak, düne kadar hiç tanımadığı ve arabasına arkasından çarptığı kişiydi.
"Dün giriş yapmış olabilir otelinize."
"Bir saniye bakıyorum efendim. Evet, dün böyle bir giriş var, ancak.."
"Ne ancak?"
"Burak bey otelimizden ayrılmış efendim."
"Ne demek ayrılmış?"
"Bugün öğleden sonra otelimizden ayrılmış hanımefendi."
"Telefon numarasını alabilir miyim?"
"Hanımefendi, böyle bir bilgiyi sizinle maalesef paylaşamayız."
Sude sakin olmak istiyordu, olamıyordu. Kadının gözlerine bakıyordu. Bankodan ayrıldı, birkaç adım attı ve geri döndü. O kızgın kız gitmiş, masum ve kendini suçlu hisseden biri gelmişti sanki. Ağlamaklı gözlerle;
"Lütfen buna ihtiyacım var. Bu benim için çok önemli bir konu.. Yardımınıza ihtiyacım var, lütfen. Bundan kimseye söz etmem, inanın bana." Kadın ısrarlara dayanamayıp numarayı verir ve ekler;
"Sizden ricam, benimle hiç görüşmemiş olmanız. Bu yaptığım işimi kaybetmeme neden olabilir."
"Merak etmeyin, ben buraya gelmedim, siz bana numara vermediniz."
Sude para bulmuş çocuk gibi ağzı kulaklarında koşa koşa arabaya gitti. Anlamsızca bağırıyordu. Öyle sevinçliydi ki, Betül'e bile sarılabilirdi.
"Bulduum, bulduuuummmm!!" diye bağırarak arabaya bindi.
Kızlar hep bir ağızdan; "Neyi buldun?"
"Burak'ın numarasını!" dedi Duygu'ya sarılarak. Deliler gibi eğleniyordu, müziği açtı araba sürmenin keyfine vardı. Arabayla uzun süre gezdikten sonra, günbatımını izlemek için yeni keşfettikleri kafede kahve içmeye karar verdiler. Bir çocuk gibi mutluydu Sude, gözlerinin için gülüyordu. Duygu'ya sürekli Burak'ı anlatıyordu. Hatta buluşma hayalleri kurmaya başlamış, ne giyeceğini bile planlamıştı. Betül sürekli Sude'ye bakıyor ve aklından bir sürü şey geçiriyordu. Muhtemelen onun bu düşüncelerden haberi olsa büyük bir kavgaya tutuşabilirlerdi. Hava kararıp cırcır böceği orkestrası göreve bağladığında gece eğlencesi için hazırlanmak için otele gittiler. Otelden ayrıldıklarında saat gece yarısı olmuştu. Sude numarayı aldığından beri aramak için tereddüt ediyordu. Sürekli telefona bakıyor, aramaya yelteniyor ve vazgeçiyordu. Kızlar dans ediyordu, birasını bitirip o da dansa kalktı. Her şarkıda neredeyse kendini kaybetti. Duygu yorulduğunu ve oturacağını söyledi. Beraber masaya geçtiler ve birer bira daha aldılar. Bahar lavaboya gitmiş, Betül de yeni tanıştığı biriyle dans ediyordu. Bu onun sürekli yaptığı bir şeydi. Her yerde kendine birini muhakkak bulur sonra hiçbirinin adını dahi anmazdı. Sude, hem Bahar'a bakmak için hemde makyajını tazelemek için lavaboya gitti. Bahar tam kapıdan çıkarken Sude'yi gördü.
"Kuzen, Betül nerde?"
"En son biriyle dans ediyordu, bekle beraber dönelim."
"Tamam canım burdayım."
Masaya döndüklerinde Betül ve Duygu oturuyordu. Duygu kızlara gidebilir miyiz diye sordu ve kızlardan onay aldı. Sude birasını bitirdi ve bardan çıktılar. Arabaya bindiklerinde Sude alkolün verdiği cesaretle telefonu eline aldı ve Burak'ı aradı. Arıyordu ancak açsa ne diyecekti en ufak bir fikri yoktu. Telefon kulağında bekliyorken bir bayan sesi geldi, irkildi önce, beyninden aşağı kaynar sular döküldü. Ancak bayanın ne dediğini daha sonra anladı..
"Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.. The person you have got.."
Kapattı telefonu. Derin bir nefes aldı ve "Bir şeyler yiyelim mi?" diye sordu Duygu'ya.Betül hemen atıldı, "Saat geç oldu otele gidelim artık." Sude umursamadı, "Tamam gidiyoruz. Sür Duygu'cum geçen akşamki köfteciye." dedi. Köfteciye gidip karınlarını doyurdular. Betül kızgındı ve arabadan inmedi. Diğerleri de geldi ve otele gitme zamanıydı artık. Kısık sesli müzik eşliğinde otele geldiler ve Duygu arabayı parketmesi için valeye verdi. Kızlar otele giderken Sude sahile doğru devam etti. Aynı soru döngüsü onda da başlamıştı. Alkolün etkisi miydi, bilinçaltı benliğini ele mi geçiriyordu? Kimdi bu çocuk? Yangınla ne alakası vardı? Aramalı mıydı yoksa bir deliye uymayıp boş vermeli miydi? Bunları düşünüp dururken telefonu çaldı. Korktu, ya o arıyorsa diye düşündü. Ne derim şimdi, kendimi nasıl tanıtırım diye düşünürken telefona baktığında Duygu'nun aradığını gördü.
"Saat çok geç oldu canım, gelsene artık."
"Tamam geliyorum." Sude denizdeki yakamoza bir kez daha baktı ve odaya doğru yürümeye başladı. Odaya girer girmez yatağın kollarına atmıştı kendini. Odaya geldiğinde, Duygu'nun yattığı gördü. Sigarasını yakıp balkona çıktı. Sigaranın yarısına geldiğinde söndürdü ve üzerini değiştirip yattı.. Sabaha yeni ve güzel haberlerle uyanmak dileğiyle gözlerini yumdu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklamb'Aşk (Kitap Oldu)
RomanceBurak yaz tatiline çıktığı sırada, hiç ummadık şekilde bir kazaya karışır. Bu kazadan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bitmek bilmeyen tesadüfler silsilesi kaçmaya çalıştıkça yakalandığı gerçeklerle hayat daha zor bir hale gelecektir. Tati...