Gördüğüm kâbusun etkisiyle uyanmıştım. Annem aşağıdan bağırıyordu.
''Hadi kızım uyan, geç kalıcaksın okula.''
''Uyandımm anne''
Zorla kalkabilmiştim yatağımdan banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra okul kıyafetlerimi giydim. Saatimin geldiğini farketmiştim. Annem işe gittiği için bugün okula beni bırakamayacaktı. Evden apar topar çıktım içimden bir ses ''bu gün okula geç kalıcaksın Eylül'' diyordu. Hiç aldırış etmeden kulaklığımı takıp okul yoluna koyuldum. Hâla gördüğüm kâbusun etkisindeydim. Derken okulun kapısına varmıştım. Bahçeye baktım bomboştu geç kaldığımı farketmem zor olmamıştı. Koşarak sınıfa çıkmıştım. ''Bugün hiç derslere girmesem mi ya zaten geç kaldım'' diye düşündüm sonra dedim ki ikinci günden göze batma Eylül. Kapıyı çaldım. İçeri girdiğim de ise yeni sınıf arkadaşlarımın bana aval aval baktıklarını görür gibiydim. Hep geç kalanlara aynı muamele yapılır ya o hesap işte. Geç kaldığım için özür dilerim Hocam diyerek yerime geçtim. Ders matematikti. En sevmediğim ve bana göre tam uyumalık bir dersti. Tam başımı sıraya koyarken Barış bana dönerek
''Bugün nasılsın Eylül''
''İyiyim ya noldu ki?''
''Biraz durgun gördüm seni de o yüzden bi sorayım dedim''
''Bi kâbus gördüm de, hâlâ onun etkisindeyim.''
''Hayırdır anlat bakalım.''
''Önemli bir şey değil ya.'' diyerek geçiştirdim.
Şimdi ben ona nasıl anlatayım rüyam da eski sevgilimi gördüm hem de bana geri dönüyordu biliyor musun? mu deseydim.
O kadar şeyden sonra aklıma gelmesi ve rüyam da görmem baya garipti. Üstelik beni aldatan çocuk bana geri dönüyordu. Bu yüzden etkisin de kaldım galiba. Tenefüs olmuştu bile. Sıradan başımı kaldırır kaldırmaz Ceyda yanıma gelip
''Eylüll naber? Konuştun mu burakla?''
''Aaa o benim aklımdan tamamen çıkmış ya kusura bakma.''
''Yok yok sorun değil.'
''Öğlen arası yanına gidip konuşurum burakla olur mu?''
''İyi olur aslında. Hem onun düşüncelerini merak ediyorum bir yandan da korkuyorum.''
''Korkucak bir şey yok saçmalama Ceyda.''
''Ya beni terslerse diye düşünmekten kendimi yiyip bitiriyorum ya.''
''Gel biz senle bahçeye çıkalım hem hava almış oluruz.''
''Olur çıkalım.''
Sınıfın kapısından Ceydayla beraber bahçeye indik. Bir banka oturduk sohbet muhabbet derken baya kaynaymıştık. Zil çalmıştı çoktan. Ceydayla sınıfa doğru çıktık. Bu sefer barışın yanına oturmamıştım. Ceyda ''benle otur bundan sonra'' demişti. Ders Edebiyattı. Hoca sınıfa girer girmez bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Ceydayla kaldığımız yerden devam ediyorduk sohbetimize. Sanki hoca sınıfta yokmuş gibi davranıyorduk. Ceyda samimi ve komik biriydi. Daha yeni tanışmamıza rağmen kanım ısınmıştı çünkü sıcak kanlı biriydi. Umduğum gibi çıkmasa da yeni birileriyle tanışmak beni rahatlatan şeylerden olmuştu. Tenefüs zili çalar çalmaz burakla konuşucaktım ama zaman bir türlü geçmiyordu. Ceydayla sohbetimizi bitirdikten sonra başımı sıraya koydum gözlerimi kapattım derin düşüncelere daldım yine. Bir el dokundu omzuma beni dürterek ''Anlaşılan gece uyuyamamışız.'' Kafamı kaldırdığımda ise karşımda Edebiyat hocamı görmemle irkildim. ''Biraz başım ağrıyor hocam o yüzden'' diyerek geçiştirmeye çalıştırdım. Gözüm birden barışa takıldı arkasına dönmüş dikkatli bir şekilde bizi dinliyor ve gülüyordu. Hoca ''Tamam şimdi dinlen ama derslerden geri kalmanı istemiyorum Eylül'' diyerek masasına doğru yürüdü. Kafamı kaldırdım gözlerimi ovuşturarak ceydaya döndüm ''Barış neden bizi dinleyip gülüyordu ki ?'' diyerek sordum. ''Hiç dikkat etmedim açıkçası'' ''Merak ettim ama neyse ya önemli değil zaten.'' Tenefüs zili çalmıştı. Hızlıca kalkıp burakların sınıfına yöneldim. 11- B sınıfı direk karşımızdaydı içeriye girdiğimde ise burağı görememiştim sınıftan birine ''Burak bugün gelmedi mi ya nerde o?'' diyerek sordum. Burağın sınıf arkadaşlarından biri ''Yok o bugün gelmedi hastaymış.'' ''Tamam teşekkür ederim.'' diyerek sınıftan çıktım. Sınıfa döndüğümde ise ceydayı görememiştim. Bahçeye indim bahçede ki banklara baktım hiçbir yerde yoktu. Kantine çıktım. Çıkmaz olaydım. Ceyda karşı sınıftan bir kızla tartışıyordu. Tartışmaları baya ciddetli ve ikiside yüksek sesle konuşuyordu. Bu durum beni rahatsız etmişti. Yanlarına gittim olayı öğrenmem lazımdı. ''Hayırdır bir problem mi var ?'' Ceyda sinirli bir tavırla ''Bir şey yok Eylül ya konuşuyoruz öyle'' ''Emin misin bir şey olmadığına?'' ''Evet evet. Sınıfta konuşuruz.'' beni resmen geçiştirerek yanımdan gitti. Karnımın guruldamasını duymam zor olmamıştı. Kendime bir tostla ayran alıp boş bulduğum bir masaya oturdum. Yemeğimi hızlıca yedim. Nikotin ihtiyacımı gidermem lazımdı. Ceyda sigara içiyor muydu acaba? diye düşünmeye başladım. Hiç konusu da geçmemişti doğrusu. Kantinden çıktım ceydayı bulmam zor olmamıştı. Bir banka oturmuş tek başına kulaklıkla müzik dinliyordu. Yanına doğru yürüdüm. Arkasından dürterek ''Ceyda sen sigara kullanıyor musun?'' ''Evet ama okulda pek içmiyorum.'' dedi. ''Peki içebileceğimiz bir yer biliyor musun?'' ''Evet biliyorum.'' ''Hadi gidelim o zaman zil çalmadan'' Beraber yürümeye başladık Ceyda beni bahçenin arka tarafında ağaçların olduğu bir yere getirmişti. Bahçede ki hiçbir kameranın bu yeri görmemesinden anlamıştım rahat olabileceğimi. Gittiğimiz de barışta ordaydı sigara içtiğini de öğrenmiş oldum bu sayede. Yanında sınıftan 2-3 tane arkadaşı vardı. Ceyda bana dönerek ''Burda rahat rahat sigara içebilirsin daha önce hiç yakalanan olmadı.'' dedi. Bu sorunumu da halletiğimize göre kafamda soru işareti kalmamıştı. Her yemekten sonra sigara içerim çünkü. Su gibiydi benim için ihtiyaçtı. Nikotin ihtiyacımızı giderdikten sonra Ceydayla beraber sınıfa çıkarken Burağın konusunu açtım. ''Ceyda, burakla konuşmaya gittim ama okula gelmemiş hastaymış.'' Ceyda birden panikledi ''Noldu ya nesi varmış?'' ''Orası da sana kalmış işte mesaj atman için bahanen hazır.'' diyerek tebessüm ettim. ''Ama cevap vermezse diye korkuyorum'' ''Şansını dene en azından belki ilerler sohbet.'' ''Mesaj atarsam sana yarın okulda anlatırım.'' Ceyda kantinde ki olaydan hiç bahsetmemişti. Bende sormadım açıkçası kafamdan uçup gitmiş. Son 2 saatimizin boş olduğunu öğrenince içime su serpilmişti resmen. Eve bir an önce gidip uyumak istiyordum. Çünkü bir tek uyurken kendimi iyi hissedebiliyordum. Çantamı sırtıma alır almaz sınıfın kapısına doğru yürüdüm tam çıkarken Ceydaya ''yarın görüşürüz.'' diyerek aşşağıya indim. Kulaklığımı takıp okulun çıkış kapısına doğru ilerledim. Etrafı dolaşa dolaşa eve gittim. Eve geldiğimde ise kimse yoktu. Çantamı hemen kenara fırlatıp odama çıktım. Eve geldiğimde anlamıştım ruhen ne kadar yorulduğumu. Üzerimi değiştirip hemen yatağıma atlamıştım. Uykuyu en fazla bu kadar sevebilirdim. Kendimi rüyalar alemine bırakmam zor olmamıştı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARPINTI
ChickLitBazen ne kadar çabalasan da olmaz. Bazen değil hiç bir zaman olmaz. Bu her zaman böyledir, yani benim için. Elimi neye uzatsam hep bir boşluk. Uzattıkça dibe giden ulaşılmaz bir yol. Her şey değişiyor ama her şey hala aynı. Koşu bandında yürümek gi...