1.Bölüm

118 7 2
                                    

Merhabalar , nosolsonoz ofonom. Biliyorum çok uzun zamandır bir tülü başlayamadım yazmaya . Birsiniz işte oku, ders, ödev. Ama bundan sonra düzenli bir şekilde yazıcam . Umarım beğenirsiniz. Umarım iyi olmuştur . Umarım düşüncelerinizi yorum olarak bana iletirsiniz. Umarım vote verirsiniz . Tekrar teşekkür ederim.

___________________________________________________________________

Düşünüyordum, denize bakıp öylece düşünüyordum. Şimdi ne yapıcaktım ? Ya da ne yapmalıydım? Kaldıra bilecekmiydim bütün bu sorumlulukları? Ya da peşine düşmeden kader diyip geçicekmiydim ? Sahi kader neydi? Değişmezmiydi ? Gücüm yetmezmiydi ? Tabi yetmezdi , nasıl yetsinki. Babamı korumaya gücüm yettimi ?artık bişeyler yapmam lazımdı. Hava yavaş yavaş karıyordu o maviliklerine hayran olduğum gökyüzü siyaha boyanıyordu. Yerimden yavaşça doģrup aynı yavaşlımla arabaya doğru ilerledim.

***

Yavaşca başımı kaldırıp siyah duvarda asılı olan beyaz saate baktım.21.45 . Zaman bu kadar çabuk geçmiş olabirmi.boynum ağrımaya başlamıştı artık ben ne ara bu kadar işkolik olmuştum.hemen bi bara gidip kendimi toparlamalıyım . Ceketimi alıp boş koridorda yürüyerek asansöre ulaştım. Evet neden boştu bu koridor. Mesai saatini saat 19.00 da bittiği için olabilir mi? Olabir.ben kendi düşüncelerime dalmışken asansörün kapısı açıldı ve arabama doğru yürümeye başladım. Eve doğru sürmeye başladım, evimim dağın başında olmasada ormanlık bir alanda .
 
**
Son sürat gidiyodum. Allah aşkına ben nerden gelmiştim bu uçuruma ?zaten havada kararıyor, resmen kayboldum. Arabanın bir den stop etmesiyle direksiyona bir yumruk geçirdim. Zaten böyle şeyler hep benim başıma gelirdi. Nerde bok var kafamı sokarım. Arabadan inip off laya puff laya arabanķn arkasına doğru baktım. Offf imkanı yok bu araba burdan çıkmaz . Çamura saplanmış böyle ormanlık bir alanda çamura saplanmıcakta napıcak?  Diyen iç sesime bu sefer hak verdim . Olmaz ama benim bir an evvel antalya'ya gitmem gerekiyor. Babamın cenazesine yetişmem lazım. Başka carem olmadığı için arabadan anaktarımı alıp yürümeye başladım. Tahminen saat 11 falandı çünkü hava baya kararmıştı. Yürüken birden korna sesi duydum arkamı dönemedim çünki korkuyordum. Evet, korkuyorum. Siz hiç televizyoz izlemiyormusunuz ? Gazete okumuyormusunuz ? Arabanın önümü kesip durmasıyla bende durdum ve şaşkın gözlerle arabanın içinden inen adama baktım. Adam dedime bakmayın laf aramızda taş bir varlık evet kumsal. Evet , gerçekten laf aramızda emin olabilirsin  diyen iç sesime bu seferde hak verdim. Ama bence laf aramızda kalabilir ben size gùveniyorum. Ben sizinle konuşurken yağuşuklu abim "senin ne işin var burda ?" Diye saçma bir soru yönelti.
  "Yaa, arabam çamura girdi . Kaldım burda telefonunuzu kulanna bilirmiyim?" Bu kadar da yüzsüzumdür. Hayır yani ben niye tanışalı bir dakika olmayan kişiden bir şey istiyorum ki . "Telefon burda çekmez. Atla bakalım ufaklık. " dedi. Allah'ım sana geliyorum. 25 yıldır kayıp oğluna kavuşan anne gibi sevindim. Vallah billah tilla arabay hüseyin bolt gibi koştum. Şaka şaka şimdi yağuşuklu abimin gözünde ayı durumuna düşmiyim. Arabaya binince "adın ne ?" Dedi . İste beklediğim soru, insanlarla çabuk samimi olan bir yapım vardır

"Kumsal. Sende adını söylede sana verdiğim lakapdan kurtul"dediyerek büyük bir patavatsızlik yaptığımi fark ettim.
"Lakap derken" harbi lakap derken . Acaba yeni bir lakapmı üretsem yoksa direk söylesemmi diye düsünürke zamanım olmadığını fark ettim.
"Aslında ben senin adını bilmediğim için sana yağuşuklu abim diyordum !"

Beyaza TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin