Hazine neydi ? Bir insana hazine yüreğinden başka ne olabilirdi ? Ama ben sığdıramadım onu göğüs kafesime.Zamanında tuz bastırıp sustuklarım y/azıyor şimdi...Hep gözlerimi dünyaya kapatacağım günü düşünüp kendi sessizliğimde boğulup , hayallere koşarken ise gerçeklerle boğuşur dururum !Sıradanlaştı yine dünya. Sıkıştı ruhum ölüm ve yaşam arasında. Yiten herşey bu mesafeyi daha da kıs
altıyor . Nasıl kurtulunur bu müşkül durumdan . Sevmek mi , yaşamak mı , bağlanmak mı , ait olmak mı ?***
Kırgındım ... Yıkılmıştı bir kere dünya gözümde. Ve sen Ada'm ; yüreğimin ne kadar siyah yanı kaldıysa hepsi senin ardından kalanlar bilesin. Kursağıma taktığın sevgi lokman her gün ciğerlerime kadar batan sancıyla uyandırıyor beni. Ne kadar içimde olsanda sükunetimi duyamayacak kadar uzaktasın . Bu ne kadar acı bilemezsin. Hatıra mı desek yada unutulması güç olan ne varsa göz kapaklarımda asılı . Ama elbet bir gün son damlayla düşüreceğim seni kirpiklerimden . Güneş doğarken takılıp peşine gelen ama ay çıktığında gitmeyen bir ağrısın sen ! Hiç kurgulamayacağım bir sızı ...***
Bir dokunsan binlerce 'ah' çıkar sökün sökün yüreğimden . Yutkunup geliştirebileceğim bir signe vardır ama dolmuştur orasıda. Herkes çekip gittiğinde yada herşey bittiğinde yaşadıklarımın geçmişte kalabileceğine kimse inandıramadı beni . Hep acizdir yüreğim aşkda , hep muhtaçtı sevgiye ... Dünyada bazı olayları betimlemek çok da güç değildi . Öyle Zaman'lar oluyor ki ; tek başınayken bile kaybolabiliyorsun içindeki kalabalıkta . Kişi yaşarken çoğu Zaman ölebiliyor. Zor kadını oynamayı hiç istemedim ben. Ama insanları inandırdım ve kendimde inandım . Bozma büyüyü !***
Bir kelime vardı diyecektim , diyemedim. Öfkeli sesler basmıştı içimi. En çok konuşmak istediğim yanımdan susmuştum sana . Hangi sima vardı yüzümde veda anında ? Hangisinde ben vardım . Hangisinde kandırılmıştım ? Gölgesinden kurtulamadığım hangisi . Aynalar ne kadar yalancı bilmemişim. Her yanımda insanlar ve sorular ! İnsanlar ki ; sevmiyorlar bda artık beni eskisi gibi. Çok hayalperestmişim öyle diyordu gidenlerin hepsi. Bir kelime vardı diyecektim ama diyemedim. Kapandım yüzümün eşiğine ... Azat et artık beni senli düşlerimden.***
Yağmur yemiş Deniz gibiyim şimdi. Ne mavim belli ne yeşilim. Yenilir yutulur birşey değil herşeyi hatırlayarak yaşamak. Uzaklaşmıştım herşeyden en çokta kendimden . Bu uzaklaşmanın çerçevelediği ve çirkinleştirdiği bir dünyada yalnız bıraktın beni ve gittin ... Boşluğa terkettiğin ellerim çok üşüdü. Çocuk yanımı koca bir kadına çevirdi gidişin . Unutmadım elbet ama alıştım . Büyümek bunu gerektirmiyormuş. Zor olsada alıştım .***
Korkuyorum sevgili...
Karma karışık sokaklarda donmuş bir ceset kadar sahipsiz ruhum. Aşk gururu sevmez ben senin gözlerinde aşktan önce gururu görmekten korkuyorum. En çoksa gözlerinin renginden aldığım inancı kaybetmemden korkuyorum. Renksiz kelimelerle gelme bana. Çünkü ben adına ümit denilen boyayla boyuyorum gözlerimi. Kabullenemem. Ben de yaşayan seni bir bilsen. Kendini kıskanırdın. Nefesini gizlediğin dudaklarınla öpüşlerini ört üstüme. Ölürken bile kaybetmek istemiyorum düşlerimi. Unutulmak istiyorum ama seni unutturmalarından da korkuyorum
Kızıyor
Korkuyor
Ama yine de seni istiyorum sevgili !!!***