Stefan kapıyı sertçe çarpıp Elena ile birlikte gitti. Onu evine bıraktı, yatağına yatırdı ve eve geri döndü. Damon'a sorulacak bir hesabı vardı. Hızla içeri girip bağırmaya başladı.
Damon: Bağırmayı kes Stefan, seni duyabiliyorum.
Stefan: Nasıl kurtuldun Damon? Bu işin içindesin buna eminim. Elena'dan bahsediyorum Damon, nasıl yapabildin? Eminim her şeyi sen ayarladın.
Damon: Saçmalıyorsun. Onun hayatını kurtardım ben.
Stefan: O kadar uzaktan nasıl duyabildin? Çok fazla bir mesafe bana göre, imkansız. Yerini bilmesen nasıl bulacaksın?
Damon: Duydum Stefan, bana teşekkür etmen gereken yerde bağırıp çağırıyorsun. Ona zarar verebileceğimi nasıl düşünürsün?
Stefan: Her şey yaparsın sen Damon. Onun Katherine'e olan benzerliği başını döndürüyor. Ama ondan uzak dur Damon, etrafında dolaşmayı, oyunlar yapmayı kes tamam mı? O benim. Ve o Kath değil, anla bunu. Neden seni sevmeyen kadınları elde etmeye çalışıyorsun? Neden her zaman benim olanı elimden almaya çalışıyorsun?
Damon: Ne? Şimdi de ona aşık olduğumu mu söylüyorsun? Sen paranoyaklaşmışsın Stefan, kendine gel. Benimle böyle konuşamazsın.
Stefan: Bu bir uyarı Damon, eğer bir daha yanına yaklaşırsan yıllar önce olması gerekeni yaparım, kazığı sana kendim saplarım.
Stefan'ın son söylediği bu söz artık haddini aşmıştı. Daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yaptı ve ona okkalı bir tokat attı...
Damon: Ben senin ağabeyinim, bu yaptığın çok büyük haksızlık Stefan. Senin yüzünden bu haldeyim. Katherine ya da Elena, umrumda değil. İkisi de seni seçti, bunu anlıyorum ama beni bununla suçlayamazsın. Ben kimsenin sevgilisini elinden almadım! Keşke beni hiç dönüştürmeseydin, bıraksaydın da ölseydim değil mi? Böyle mi düşünüyorsun? Çok yanılıyorsun Stefan. Bazı şeyleri anladığında çok geç olacak. Keşke 1864'te ölseydim... Keşke buraya hiç gelmeseydim. En azından aklımda Katherine'i benden çalan Stefan olurdu. Sana bu şekilde düşman kalırdım. Kardeşim olduğunu hiçbir zaman unutmadım. Ama... Ne halin varsa gör Stefan!
Stefan Damon'ın yaptığı ve söyledikleri karşısında resmen donup kalmıştı. İlk defa Damon'ı bu kadar kırılgan görmüştü ve hayatı boyunca her sözünü kaale almayan Damon, ağabeyi Damon ilk defa ağabeyliğini yapmış ve ona vurmuştu. Damon ceketini aldığı gibi hızla ortadan kayboldu. Stefan gözlerinin yandığını hissetti. Koltuğa oturup bunu hazmetmeye çalıştı bir süre. Bu diğerleri gibi değildi, birbirlerinin üstüne atladıklarındaki gibi değildi. Gerçekti bu, kendini bir an insan olarak gördü. Gerçek bir ailede olabilecek bir şeydi, hala şaşkındı. Kendi söyledikleri ve Damon'ın söyledikleri yankılanıyordu beyninde. Telefonu alıp Elena'yı çevirdi.
Elena: Efendim, Stefan.
Stefan: Buraya gelebilir misin? Bir şey oldu, ben...
Elena: Ne oldu Stefan, sesin iyi gelmiyor?
Stefan: Değilim, sana ihtiyacım var.
Elena: Hemen geliyorum.
Elena hemen yola çıkıp hızla Stefan'ın yanına geldi. İçeri girdiğinde Stefan koltukta öylece oturuyordu. Yanına gitti.
Elena: Ne oldu Stefan? İyi misin?
Stefan: Biz, Damon ile kavga ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAMIN KIYISINDA (DAMON SALVATORE)
FanfictionÖlüm nelerin başlangıcı olabilir? Ölmemek için ne kadar ileri gidebilirsin? Ona yardım edebilecek tek kişinin, bir vampir olduğunu öğrenen Jane'in; Dünya'nın en karşı konulmaz vampiri Damon Salvatore'la olan sınavı yeterince zor iken, buna bir de...