Jane: Çok korktum bugün Damon, ellerimin arasından kayıp gideceksin sandım. O derin okyanuslarla bir daha buluşamayacağımı düşündüm.
Damon: Aklımda sen vardın Jane. Hani; insanın ölürken gözünün önünden geçermiş ya yaşadıkları, benim gözlerimin önünde sadece sen vardın. Hayatım sendin.
Jane: Seni hissettim Damon, nasıl acı çektiğini hissettim. Yemin ediyorum ki o kızı ellerimle parçalara ayırabilirdim. Yapabilirdim bunu, kimse alamazdı elimden eğer uyanmasaydın.
Damon: Eminim buna işte. Herşey yolunda ama, seninleyim. Bir kez daha hayatımı sana borçluyum.
Jane: Böyle deme, hiç birşey borçlu değilsin bana. Sen bana alabileceğim en büyük hediyeyi verdin; kendini.
Damon: İyiki geldim Jane, hayatıma anlam kattın benim.
Jane: Hala başın ağrıyor mu?
Damon: Biraz. Ama son birkaç gündür bir şeyler oluyor.
Jane: Ne gibi?
Damon: Kafamın içinde sesler var, anlayamıyorum. Çok karışık.
Jane: Yakında anlarsın.
Damon: Bu da güçlerimden biri mi?
Jane: Evet öyle. Alışacaksın, nasıl kullanacağını göstereceğim sana.
Damon: Tamam.
Jane, çoktan düşüncelere dalmıştı, bugün neredeyse onu kaybediyordu. Gerçekten çok yaklaşmıştı, bir çare bulmalıydı. Bu arada yorgunluğuna yenilmiş, uyumuştu bile. Damon'da fazla karşı koyamadı, hala tam kendine gelememişti.
Ertesi gün, Stefan ve Elena okula gitmek için erken kalkmışlardı, odaya geldiler ama ikisini de sarmaş dolaş görünce ses çıkarmadan geri çıktılar ve gittiler. Birkaç saat sonra Jane'de uyandı, ilk kez Damon'dan önce uyanmıştı. Bu hoşuna gitmişti, uyurken tıpkı bir melek gibi görünüyordu. Kara melek! Öyle masum, öyle tatlıydı ki, sonsuza kadar izleyebileceğini düşünüyordu Jane.
Damon: Beni mi izliyorsun?
Jane: Evet. İstemiyor musun?
Damon: Sorun yok, ama bu biraz rahatsız edici.
Jane: Neresi rahatsız edici?
Damon: Yani, yüzünde gülümsemeyle gözlerini bana dikmiş bakıyorsun. Bunu genelde ben yapardım.
Jane: Bugün de ben yapıyorum işte.
Yavaş yavaş açtı gözlerini, güneş onun tarafındaydı. Mavi gözleri yine aynı deniz mavisine dönmüştü, O soğuk grilik gitmişti sonunda.
Jane: İşte benim mavi fırtınam...
Damon: Mavi fırtına? Sevdim bunu!
Jane kedi gibi kalktı yataktan, Damon ise seksi seksi ona bakıyordu giyinirken.
Jane: Asıl bu rahatsız edici Salvatore.
Damon: Ne? Zevk almadığını söyleyemezsin ama.
Jane: Doğru. Sen nefes alırken bile ben zevk alıyorum.
Damon: Aman Tanrım! Yatağımda bir sapık var.
Jane: Evet, senin bir numaralı bağımlınım ben. Hadi kalk artık, eve gitmek istiyorum. Bir sürü işim var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAMIN KIYISINDA (DAMON SALVATORE)
FanficÖlüm nelerin başlangıcı olabilir? Ölmemek için ne kadar ileri gidebilirsin? Ona yardım edebilecek tek kişinin, bir vampir olduğunu öğrenen Jane'in; Dünya'nın en karşı konulmaz vampiri Damon Salvatore'la olan sınavı yeterince zor iken, buna bir de...