Onlara, anlatsan da anlamazlar, Bir anlam da yüklemezler,
Çıldırdığını düşünürler, O büyük düşünürler.
Birazdan çiçekler büyüdüğüm bahçede bu adam botları ile dolaşacaktı. Bütün çiçekleri mide acımadan ezecekti.Bana bak Eylül. Kimse fark etmesin diye geçiştirdim derste. Ufacık aklınla bana giydirmeye mi çalışıyorsun.
Sinirlenmişti. Boğazının damarları çıkıyor gözleri ateş püskürüyordu konuşurken.
Bir daha bana karşı en ufak bir ilgilini görür isem önce ailenle sonra idare ile konuşmak zorunda kalacağım anlıyormusun beni.
Düşman askeri saldırıyordu ve ben artık savunma yapamıyordum. Teslim olmuştum.
Ailem bu konuyu bilirse mahvolurum ben sizde mutlu olursunuz. Ne güzel bir tablo.
Eylül ben ciddiyim. Bu sana son sözüm.
Rüzgarın azarlaması bittiğinde arkasını dönüp uzun koridorda öğretmenler odasına gitmek için yürüyordu.
Her nefesim de açıyordu her yerim.
Ağlamamak için kendimi sıkarken Eda yanımda alıyordu soluğu.Eda resmen tehdit etti beni ailenle ve okul yönetimi ile.
Dedim sana kızım tarihçinin geleceğe bakış açısı yok. Umutsuz vakasın. Derhal unutmalısın yoksa başın çok ağrıyacak.
Güzel diyorsun da Eda söylendiği gibi kolay olmuyor.
Her gün ölmeye alışmıştım. Bu günde ölmüştüm. Yeni bir gün yeni bir ölüşte beni bekliyordu sırada. Şimdilik bütün hayalleri mi derin dondurucuya kaldırmıştım tazeliğini korusun diye.
***
Cam kenarında bıraktığım yeri tekrar geri almıştım. Aşkımı uzaktan izliyor dokunamıyor koklayamıyordum.
Geçen bir haftalık zaman diliminde rolümü okadar iyi oynamıştım ki Eda bile benim Rüzgarı unuttuğuma inanmıştı.
Rüzgar son bir kaç gündür eve serhoş geliyordu. Onu görene kadar yatmıyor camda nöbet tutuyordum. Kim bilir ne derdi vardı ve bu adam benim derdimle mi uğraşacaktı. Onu öyle gördükçe bende kahroluyordum.
Bir cumartesi akşamıydı. Camda yerimi almış bir birinden güzel hayaller kurarken aynı zamanda kulaklıkla müzik dinliyordum.
Çalan parça;
Gökhan akar - Aşktan ötesiYolunu gözlediğim adam gelmişti. Sessiz adımlarla kapıya kadar gelip kapıyı yavaşça kapatıp merdivenleri nazik adımlarla çıkıyordum. Kapıya geldiğimde telefonu mu çıkarıp.
Mesaj bölümü;
Kapıdayım.Mesajımın gittiğini ne dair gelen bildirimin ardından bir kaç saniye sonra kapı acılıyordu. İkimiz de sessizce gözlerimizi batıyorduk karşı gözlerdeki denizlerde. Kolları mı boynuna doladığımda oda beli mi kavrayıp ayakları mı yerden kesiyordu. Kendi ekseni etrafımızda bir tur attıktan sonra hafif bir öpücük kon duruyordu dudaklarıma. Ayaklarım yerle buluştuğunda bu sefer vücuduna sarılırken oda belime sarılıyordu. Hiç bir kelimeye ihtiyaç duymuyorduk aşkımızı bir birimi ze anlatmak için. Derin nefesler alarak çekiyorduk kokularımızı içimize. Avuçlarımın içini yanaklarindan kaydırırken gözlerini kapatmıştı.
Gözlerini açtığında vücudunu sarmıştım kollarımla. Avuclarının için yanaklarımla buluştuğunda kafamı biraz ileri çekerken anlıma öpücüğü dondururken bende gözlerimi kapatıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül ve Rüzgar
RomanceBu gün gökyüzü çok hüzünlü idi. Bulutlar gözlerinde göz yaşı kalmaya na denk akşama kadar ağlamıştı. Bu deli yağmur insanların kalplerini temizlemese de etrafın kirini pasını almıştı. Bu gün beni eve hapseden ufak su tanecikleri boyundan büyük işler...