6. Anılar

93 15 0
                                    

Kübralarin bize gelmesinde bu yana sadece 1 ay geçmişti ve nuran teyze biran önce ev kiralamak için fazlasıyla çabalıyordu. Hatta pastanenin birinde iş bulmuş çalışmaya başlamıştı bile. Amacı bize yük olmamakmış.(!) Biri bunlara aynı evde olmamızın verdiği mutluluğu anlatabilir mi lütfen.? Çünkü beni ikisi de dinlemiyor.
Sabah erkenden işe gider, akşama doğru 5 gibi eve dönerdi pazar günleri ise izinliydi.. kübrayla ben zaten evde durmuyorduk ki.. zaten hiçbir güç bizi evde tutamazdı da. Tabi nuran teyzenin bugün temizlik var lafı dışında.
Yük olma duygusundansa aynı evde olmamızın bize verdiği mutluluğu daha fazla his etmeleri gerekirdi bence. Çünkü dedem, nuran teyzeyi kızı, kübrayi torunu olarak görüyordu. Her nekadar fark ettirmemeye çalışsam da ( etrafimdakilerin bana acımasından her zaman korkmusumdur. Çünkü benim güçlü ve mutlu olmam gerekir. ) nuran teyzenin evde olması bana anne şefkati hissini veriyordu.. Kübrayla zaten tam bir kardes gibiydik artık. Ama yine de hiçbirşey nuran teyzenin gururu kadar ağır gelmedi.. Sonunda istedigi olmuştu. Bir üst sokaktaki evi kiralamisti. Ev bizim eve baya yakındı, ama yine de kübrayla geceleri beraber uyuyamayacağımız için üzülmekten kendimi alı koyamıyordum. Yarın sabah gidip evi düzenleyip, temizleyeceğimiz için ( istemeye istemeye ) akşam erkenden uyumak zorunda kaldık. Sabahın ilk saatlerinde nuran teyzenin kızlarııımmm sesiyle uyandık ikimizde.. Gözüme ilk çarpan kübra nın üstünde ki cırtlak pembe pijamaydı. İnanmıyorum kübra bu renkte ki pijamayı bile bile almış olamazdı.

- Hayırdır pembe pijamalı kız ?

- Hayırdır..?

Göz kapaklarını ova ova ayağa kalktı ve beni görebilmek için gözlerini iyice açtı.
Bense yatağımda uzanır biçimde sağ kolumla başımı destekleyerek gözlerimi dikmiş pijamaya bakıyordum.

- Haaa ! Pijamaya diyorsun sen.. şey ya o şey mmmm..

Neyy ? Dercesine kaslarımı kaldırdım ama son anda nuran teyzenin ikinci ikazıyla kurtuldu o psikolojik baskıdan..

Kahvaltıya indik ve ilk lokmalarımızı tam ağzımıza atacakken nuran teyze kübraya tuhaf bakışlar atarak

- Kübra ? Kızım bu tuhaf pijamaları ne zaman aldın ? Yeni görüyorum..

Sorusuyla kübranın lokmalarını bir güzel boğazına dikmişti.. Ama kübra benim de merak ettiğim bu sorunun cevabını vermeden konuyu değiştirmeyi başarmıştı her zaman ki gibi.. Neyse ben her türlü öğrenirdim zaten şu gizemli tuhaf pijamanın nerden çıktığını.

***

Her nekadar bizim evden taşınacak olsalar bile bir gerçeği söylemem gerekir ki yeni evleri gerçekten çok güzeldi. İki katlı şirinmi şirin geniş ve güzel bir ev hemde.. Nerdeyse evin bütün temizliği bitmek üzereydi. Hem sohbet edip hem şarkılar söyleyerek neşeli ve güzel bir temizlik yapmıstık.. evin her tarafı parıl parıl parlıyordu resmen.. Geriye sadece ufak tefek işler kalmıştı.. Ve sonunda son rütuşları da yaparak evi tamamladık. Dedemle yoğun çalışmalarımız sonrasında nihayet o gün de bizim evde uyumaları için ikna ettik nuran teyzeyle kübrayı.. Hep beraber hazırladığımız o müthiş sofraya oturduğumuz da dedem nuran teyzeye ;

- Ee kızım şimdi ne yapacaksınız peki ..??

- Valla babacım yarın öbür gün kızlar üniversiteye başlıyacak.. Bizimde artık ayaklarımızın üstünde durmamız lazm kübrayla. Bu arada geldik ekmeginizi yedik. Yerinizi daralttik ama gözünüz gibi baktınız bize. Herşey için ne kadar teşekkür etsek az olur.

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin