insanı yaratan Allah dünya ve ahiret selametimiz için koyduğu sınırlara uymamızı talep ediyor. bu çerçevede dinin meşru saymadığı yani haram işlerden sakınmamızı emrediyor.Haram; yani güzel olmayan , yani çirkin olan yani insanlık onuruyla bağdaşmayan her türlü davranış tutum . Dinin belirlediği ölçülere riayet edip düşük sıfatlardan arınanları ise müjdeliyor.
şüphesiz ki Allah bizim kurtuluşa erenlerden olmamızı istiyor ve bu noktada bizlerin kimin daha ihlaslı olup olmadığını ayırt etmek için ahiret yurdu Cennet'ten Dünya ya gönderiyor. ve bu geçit hükmünde olan dünya holünde bizlere birtakım kurallar uygulamalar tavır söz ve davranışları emir ve yasak telakki ediyor. ve nitekim dinimiz güzel ahlakın insanın fıtri bir özelliği olduğunu vurgulayarak , yaratılışından iffetli namuslu haya sahibi olduğunu bizlere bildiriyor.
Allah'ın verdiğine razı ; başkalarında olana göz dikmeyen, kendisinde olanı mahrem alanından başkalarına göstermemelerini fıtrat kabul ediyor.
Tesettür aslında anadan üryan doğan insanoğlunun örtünmeye ve giyinmeye olan ihtiyacı ile ortaya çıkmış bir kavramı ifade eder. Nitekim tesettür denilince akla daha çok kadınların örtünmesi gelmektedir. bunun nedeni kadınların örtünmesi gereken uzuvlarının erkeklerinkine oranla oldukça fazla olmasıdır.
Kuran'ı Hakim müslüman kadının örtünme hükmünü beyan ederken bunun farz olduğunu vurgular ve ayetlerde şöyle buyurur:
Ey Nebî (Peygamber)! Zevcelerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına (mü'minkadınlara) söyle, cilbablarına sarınsınlar (örtünsünler). Bu, onların (cariye olmadıklarının, hür ve iffetli kadın olduklarının) bilinmesi ve onlara eziyet edilmemesi için daha uygundur. Ve Allah, Gafûr'dur (mağfiret eden), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
33/AHZÂB-59Bismillâhirrahmanirrahim
Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini yakalarının üzerine örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları, ellerinin altında bulunan erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar.
Ey mü'minler hep birden Allâh'a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!..
(Nur Suresi, 31)
Bismillâhirrahmanirrahim
Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına, örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınmaması ve (incitilmemesi) için en elverişli olan budur. Allâh çok bağışlayan çok esirgeyendir!..
(Azhab Suresi, 59)
Bismillâhirrahmanirrahim
Evlerinizde vakarınızla oturun. İlk cahiliye devrinin açılıp saçılarak, ziynetlerini göstererek, yürüyüşü gibi yürümeyin.. Namazı kılın, zekatı verin, Allâh'a ve Resülüne itaat edin. Ey ehl-i beyt!. Allâh sizden şek ve şüpheyi gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
(Ahzab Suresi, 33)
Bismillâhirrahmanirrahim
Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, ziynetlerini, göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. Gene de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allâh işitendir, bilendir.
(Nur Suresi, 60)
Bismillâhirrahmanirrahim
İnanan erkeklere söyle: Bakışlarından bazılarını yumsunlar, ırzlarını korusunlar; bu onlar için daha temizdir!.
Şüphesiz Allâh,onların her yaptıklarını haber almaktadır.
(Nur Suresi, 30)
Peygamber hanımlarına, kendilerinin herhangi bir kadın gibi olmadıkları, kuşku uyandıracak davranışlardan sakınmaları, hatta yürekli kimselerin içlerinde herhangi bir şehvet arzusu uyandırmamak için söze dalmamaları, kırıtarak değil, ağır başlı konuşmaları ve güzel söz söylemeleri, Allâh'a ve elçisine itâat etmeleri, Allâh'ın ayet ve hikmetlerinin kendi evlerinde okunması nimetinin değerini bilmeleri ve ona göre davranmaları emrediliyor!...
Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle: Cilbablarını üstlerine salsınlar; onların tanınmaları ve (incitilmemeleri) için en uygun olan budur. Allâh çok esirgeyendir.
(Ahzab Suresi, 59
Bu kısımlar alıntıdır:
Kadın fıtratı gereği örtünmeye muhtaçtır....Âyetlerden de net olarak anlaşılacağı gibi,örtünmeyi emretmenin esası , kadının duygusal ve fiziksel olarak, fıtraten naif yaratılışına binâen korunmaya olan ihtiyacıdır. Konunun muhatabı tek taraf gibi görünse de, sonuçları göz önüne alındığında, fitne ve şehvet duygusunu tehyiç edebilecek davranışlardan ve bunun sonuçlarından , her iki cinsi de korumak olduğu açıktır.Biraz daha açacak olursak ,toplumda huzur ve güveni sarsan ,endişe ve korkuya sebep olan suçların ekseriyeti para ,akabinde ise ırza saldırı ve cinsellik suçlarıdır.Bu sorunların halli için caydırıcı cezalar verilmesinin lüzumu herkesçe bilinmekle beraber, sivrisinekleri kovmak yerine bataklığı kurutmak, yani insanların şehevi duygularını harekete geçiren tavır ve davranışlardan kaçınmayı topluma yerleştirmek bundan çok daha elzemdir.
Bunu sağlamanın en kısa ve en kolay yolu ise dinin esaslarının,hikmetlerinin ,dünyevi ve uhrevi maslahatlarının öğretilmesi , taklidi olan imanlarının tahkikiye dönüştürülmesidir.
Zira,dinimizde hiçbir esas yoktur ki,altında bir ulvi bir maksat, hikmet, insana faide bulunmasın.Zâhirde kadına karşı fazladan sorumluluk yüklenmesinin bazılarınca haksızlık olarak tanımlanması, bu kimselerin İslâmiyeti yeterince tanımamış ve hükümlerin altında yatan hikmet ve maslahatlardan bîhaber olmalarından kaynaklanmaktadır.
Asrımızın en büyük âlimi kabul edilen Bedi'üzzaman hazretlerinin Lem'alar adlı eserinde bulunan 26. Lem'a Tesettür risâlesinde konuyu bütün detayları ile ele almış, tesettürün kadın için ne kadar fıtri ve elzem olduğunu ,hiçbir itiraza yer bırakmayacak şekilde kat'i olarak ispat etmiştir. Bedi'üzzaman, bu risalesinde ,çoklarının benzemeye çalıştığı Avrupa'da , konuyla ilgili sıkıntının büyüklüğüne şöyle dikkat çeker:
2-(Malûmdur ki, insan sevmediği ve istiskal ettiği adamların nazarından sıkılır, müteessir olur. Elbette açık saçıklık kıyafetine giren güzel bir kadın, bakmasına hoşlandığı nâmahrem erkeklerden onda iki üçü varsa, yedi sekizinden istiskal eder. Hem tefahhuş ve tefessüh etmeyen bir güzel kadın, nazik ve serîü't-teessür olduğundan, maddeten tesiri tecrübe edilen, belki semlendiren pis nazarlardan elbette sıkılır. Hattâ işitiyoruz, açık saçıklık yeri olan Avrupa'da çok kadınlar, bu dikkat-i nazardan sıkılarak, "Bu alçaklar bizi göz hapsine alıp sıkıyorlar" diye polislere şekvâ ediyorlar. Demek, medeniyetin ref-itesettürü hilâf-ı fıtrattır. Kur'ân'ın tesettür emri fıtrî olmakla beraber, o maden-i şefkat ve kıymettar birer refika-i ebediye olabilen kadınları,tesettürile sukuttan, zilletten ve mânevî esaretten ve sefaletten kurtarıyor. L.)