0.1

155 9 0
                                    

İyi Okumalar.

Ayağım takıldığı için düştüğüm yerden sendeyelerek kalktım ve ellerimi birbirine çırparak temizledim.
O eski pazar kahvaltısı için sabah alınan iki ekmek ve mutlu ailenin mutlu tek kızı hikayesi değildi benimkisi. Benimkisi farklıydı işte, sadece farklı.
Düşmemle kulağımın arkasından kurtulan saçlarımı tekrar kulağımın arkasına ittim ve üzerimdeki siyah kapşonlunun fermuarını boğazıma kadar çekip bisikletçiden içeriye daldım.
Elimdeki beş lirayı eski tahta kasanın üzerine koyduktan sonra artık benimsemiş olduğum sprey boyaların olduğu rafa yönelip yeşil olanı elime aldım.
"Bayan üzgün " arkamı döndüğümde neredeyse iki yıllık dostum olan Yalçın abinin gülümseyen sıcak bakışlarıyla karşılaştım.
Bu kulağa tuhaf gelse de bana 'üzgün' veya 'bayan üzgün' diyordu .
Devam ederek "Bana günaydın demeyecek misin? " diye sordu.
İstemeden de olsa soğukça "Günaydın" dedim .
Elimden gelen buydu .
Gülümsemek alışkın olduğum birşey değildi ve insanların beni nasıl sevdiği pardon SEVMEDİĞİ umrumda değildi.
Zaten beni böyle kabul edenler önemliydi ben buydum ve hep böyle olacaktım.
••
Eve vardığımda sırt çantamı yere bırakıp kendimi yatağıma attım .
Graffitimi tamamlamak için havanın iyice kararmasını bekleyecektim.
Gözlerim etrafta Arya'yı aradı.
Bu eve ilk taşındığımda yalnız olmak istiyordum.
Fakat Arya çok farklıydı o yalnızca dişi bir köpek değil, Bartu, Poyraz ve Orkun'dan önce en iyi dostumdu.
Ayağa kalkıp etrafa baktığımda onu salonda koltuğun üstünde uyurken buldum.
Oturup tüylerini okşadıktan sonra havaya bakmak için pencerenin önüne yöneldim.
Ellerimi ceplerime sokup gökyüzüne baktım .
Lacivertti.
Koyu lacivert .
Tıpkı bir mayıs akşamı gecesi.
Tıpkı uzay gibi.
Derin bir nefes aldım ve gökyüzünü inceledim. Her bölgesi sanki farklı tondaydı. Kendini belli etmemek için farklı tonlara bürünmüş gibiydi. Burukça gülümseyerek geri çekildim ve çantamın içindeki sprey boyalara baktım. Graffiti beni rahatlatıyordu, kafamı dağıtmak için bu yöntemi seçmiştim. Ve sanırsam hayatımda yaptığım ilk ve tek doğru seçimdi. Koltuğa oturmak yerine yere oturdum. Etrafımı inceledim. Yalnız olmanın verdiği huzurla, sakinlikle, sessizlikle birlikte olmak güzeldi ama bir yandan da sizi içinize gömüp orada saklıyordu ve siz kurtulamıyordunuz, yani ben öyleyim. Başımı çevirip tekrar pencereye baktım, havanın biraz daha kararmış olduğunu görünce muzipçe sırıtarak ayağa kalktım. Arya'yı biraz sevdikten sonra belimden hafif düşen pantolonumu yukarı çekiştirip çantamı sırtıma taktım ve evden çıktım.
Sessizce ilerlerken telefonumun titremesiyle gözlerimi devirdim ve arka cebimden çıkartıp mesaja baktım. 'Güzelim, neredesin?'
- Poyraz.
Derin bir nefes alarak cevap yazdım.
' Graffitimi tamamlamaya gidiyorum. Aramazsanız veya mesaj atıp beni rahatsız etmezseniz sevinirim Poyraz. '
Yolladıktan sonra cebime geri sıkıştırıp ilerlemeye devam ettim. Bir an önce rahatlamak için Graffitimi yaptığım yere gitmek istiyordum. Koşmak istiyordum ama lanet olsun ki sadece istiyordum. Kanser olan bir kızın koşması hiç sağlıklı olmaz değil mi? Bende öyle düşünmüştüm. Herneyse, şimdi bu konu için uygun bir zaman değil. Her şey sırası gelince, zamanla.
Graffitimi yaptığım bölgeye geldiğimde sırt çantamı yere fırlattım,hırkamıda çıkartıp belime bağladım ve eğilerek çantamdam sprey boyaları çıkarttım. Duvarın önüne gelerek dün yarım bıraktığım ama bugün tamamlayacağım eserime baktım. Sırıtarak spreyleri yere bırakıp çantama eğilerek kulaklığımı aldım ve telefona taktıktan sonra sevdiğim şarkıyı seçtim, telefonu cebime sıkıştırıp elime yeşil sprey boyayı aldım, bir yandan ise işimi yaparken sessizce dinlediğim şarkıyı mırıldanıyordum.

(İsterseniz burada şarkıyı tekrar açabilirsiniz.)

I wanna take you somewhere so you know I care
But it's so cold and I don't know where
I brought you daffodils in a pretty string
But they won't flower like they did last spring

And I wanna kiss you, make you feel alright
I'm just so tired to share my nights
I wanna cry and I wanna love
But all my tears have been used up

Ne kadar zamandır yapıyordum bilmiyorum ama ellerim çoktan farklı renklerin karışımına bulanmıştı. Omuz silkerek birkaç küçük kısmını yapmaya devam ettim. Devam ederken müziğim durdu, farklı melodi doldurdu kulaklarımı. Gözlerimi devirerek telefonu cebimden çıkartıp arayan kişiye baktım ve mırıldanarak telefonu açtım. " Ne var Bartu? " Sesim boğuk çıkmıştı. " Mayıs, saatlerdir yanımıza uğramıyorsun. Şu uğraştığın herneyse bırakıp bizim yanımıza gel artık. " Kelimeleri hızla söylediği için sonunda derin bir nefes almak zorunda kaldı. Omuz silktim. " Senin herneyse dediğin şey benim ruhumu, ve sakinliğimi koruyor Bartu. Ve, " * Geri çekilerek sonunda tamamlamış olduğum eserime baktım. Güzel olmasına karşılık sırıttım. " Tamamdır, geliyorum. " diyerek bir elimle telefonu tutarken diğer elimle yerdeki bitmiş sprey boyalarını alıp biraz ilerideki çöp kutusuna attım. " Yeri biliyorsun zaten güzelim. " Bir şey deme gereği duymadan telefonu kapattım ve geri giderek çantamı alıp fermuarını çektim, sırtıma takarak geldiğim yolu geri dönmeye başladım.
Biraz daha yürüdükten sonra her zamanki 'Zincir' adlı kafeye geldim ve üst katta oturan insanların aksine onlara tiksinç bir bakış atıp alt kata indim. Etrafa sigara dumanları, farklı tür içkilerin kokuları dağılıyordu, kokuyordu. Herkesin aksine bu ikilinin kokusunun birleşimini seviyorum. Sevmeme rağmen istemsizce yüzümü buruşturuyordum. " Pişt, Mayıs! " Arkamı döndüğümde Poyraz'ın bana seslendiğini gördüm. Onlara istemsizce gülümserken yanlarındaki kızlara göz devirdim. En azından benim yanımda kızlarla yiyişmeseler güzel olur. Ellerimi ceplerime sokup yanlarına ilerledim ve etraftaki kızları gözleriyle resmen soyan Orkun'un yanına oturdum. Bartu ve Poyraz yanlarındaki kızların içlerine düşecek gibi oldukları için bir şey demedim. Orkun kolunu omzuma attığında yerimde kıpırdanarak başımı omzuna yasladım. " E bitirdin mi güzelim şu duvar şeyini? ". Gülerek gözlerimi devirdim. Beni güldürebilen tek insanlardı bu üç kişi, oda nadirendi tabii. " Birincisi o duvar şeyi değil, graffiti. İkincisi evet, " Başımı salladım. " Bitirdim. ". Gülerek başını salladı ve saçlarımı karıştırdı. Bir şey yapmadım çünkü karıştırdıktan birkaç dakika sonra tekrardan düzeltiyordu ki buda benim işime geliyordu.
Dediğimde haklıydım, birkaç dakika sonra saçlarımı düzeltmişti. Ardından gülümseyerek saçlarıma öpücük kondurdu, kondurmasıyla birlikte geri çekilip yüzümü buruşturdum. " Orkun, böyle şeyleri sevmediğimi biliyorsun. " Mırıldanarak biraz kaydım ve ondan uzaklaştım. Buna karşılık gözlerini devirdi ve, " Mayıs, çok soğuksun. " Bunu iltifat olarak algılayıp elimi kalbime koyarak, " Çok teşekkür ederim bu güzel iltifatın için. " Ardından gözlerimi devirerek kollarımı kavuşturdum. Etrafa bakındım, kavga yoksa bende yokum burada. O yüzden eve gidip bir paket sigara bitirmek en iyisiydi. Ayağa kalkarak " Ben gidiyorum, size iyi eğlenceler. " diyerek ellerimi geri ceplerime soktum ve çıkışa ilerledim. Arkamdan seslenselerde duymamazlıktan geldim ve kafeden çıkarak eve yöneldim.
Eve geldiğimde kapıyı açarak içeri geçtim. Arya'ya baktığımda hala uyuduğunu gördüm. Gözlerimi devirerek mutfağa gittim. Çekmeceden çakmak ve küllük alıp odama çıktım. Yatağıma oturup sırt çantamı yere fırlatıp telefonumu çıkardım ve şarkı açarak son ses açıp yatağın üstüne koydum. Küllüğü de bağdaş kurup bacaklarımın arasına koydum ve paketten bir tane sigara çıkartıp yaktım ve dudaklarıma götürüp dumanı içime çektim ve ardından geri üfledim. Şarkıyla sigranın uyumu. Ah, birde yalnızlığın.
Birkaç tane daha yakıp kül ettikten sonra küllük dolmuştu. Yatağımdan küllüğü alıp masama uzanıp masanın üstüne koydum. Üstümü değiştirme gereği duymadan omuz silktim ve yatağın içine girerek gözlerimi kapattım. Gözlerimi kapattığımda gözlerimin önünde bir silüet belirdi. Gözlerinin rengini kavrayabiliyordum sadece,
Mavi.

Herkese merhabalar! Bu ilk kitabımızın ilk bölümü ve biz arkadaşımla çok heyecanlıyız. Bunun için büyük bir emek sarf ettik ve emeğimizin karşılığını görmek bizi çok mutlu eder. Hikayenin olay akışları yavaş ilerleyecek. Ama bölümler geldikçe biraz daha konuya giriş yapacağız. İlk bölüm olduğu için ufak tefek hatalarımız varsa af görün. Oylarınızı lütfen esirgemeyin. Sizi çook seviyoruz.
-Aleyna

UZAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin